bugün

aşık olmak insanın isteğine bağlı olmadığı için daha da ürperticidir.

(bkz: korkunun ecele faydası yok)
görsel
1 bucuk sene acısını çektim şimdi istiyorum ama korkudanda altıma sıçıyorum. ama korkunun ecele faydası yok.
Daha önce aşktan canı çok yanmış kişinin hissettiğidir.
(bkz: siddete meyyalim vallahi dertten)
Aşk mı var? Kaçııııınnn!
her korku gibi gereksizdir.
şuan içinde olduğum durum. var mı bu duruma iğnesi ilacı olan?
Geçmişte belli ki büyük bir kazık yenmiş. Ve bunu unutamaman durumun da olan his normaldir her kazık yiyene olur.
Her Nekadar korkmuyorum denilse de özellikle biraz duygusal bir yapınız varsa korkarsınız ..
Bu korku aşık olmak kelimelerinden daha çok kırılmaktan yada en kötüsü kırmaktan korkmaktır.
Ne hissedeceğinizi kestiremezsiniz sadece nasıl davranacağınıza karar verebilirsiniz ..
Korkmamayı öğrenmeli insan denilebilecek bir durum.
ben korkmuyorum ama boş buluyorum, bi fikirdir bulunsun. git gide katılaşıyor fikirlerim ve bir şeyleri analiz ederken basite indirgiyorum ve bu algılama çabam onu değersizleştiriyor. bazen aşık olmanın bir hastalık olduğunu bile düşünüyorum. bu gerçekten evrimsel bir hata çünkü aşk yüceltme barındırıyor ve yüceltilen her şeyin karşında kölesin. biri için bu duruma düşmek onura ters bana gör, kalbimi söküp giderim o hesap yani.

sevmek güzel, sevilmek de ama aşk değince insan bir oha falan oluyor. bir insana odaklanıp onun dışında olan her şeyi yok saymak gerçekçi gelmiyor.

dünya dönüyor ve zaman geçiyor, hayat birinde asılı kalmak için aşırı hızlı bence.

herkes olsun diye bir durum yok ama tek şansını insan kimseden yana kullanmak istemiyor.
Her şeyi bir kez daha sil baştan yaşamaktan yorulmaktır, yorulduğuna bir kez daha değmemesinden korkmaktır.
gözümde şu sahne canlanıyor bunu duyduğumda. birisi -belki annesi- uğraşmış saatlerce, önüne en sevdiği yemeği koymuş, kişi bakmış tabağa, şöyle çatalının ucuyla bi dürtmüş yemeği, suratını ekşitmiş sanki iğrenir gibi, reddetmiş. aşk reddedilir mi?

belli ki yarası olan insanlar ama her yara kapanıyor. izleri kalıyor elbette ama zamanla geçiyor. elinizi ilk yaktığınız anki acıyla suyun altına tuttuğunuzdaki acı aynı mı? evet daha temkinli olursun ateşe karşı, daha korkak belki ama vazgeçemezsin tamamen ısınmaktan.

belli bir zaman gelecek ve aşkın nasıl bir şey olduğunu unutacaksınız. o hisleri yaşamak isteyip, bunun için delirip yaşayamayacaksınız. çünkü siparişle olan bir şey değil. geçmişi anıp, "ağlaması bile güzeldi, çünkü insan gibi, yaşıyormuş gibi, kalbim hala atıyormuş gibi hissettiriyordu" diye iç geçireceksiniz. insanın karşısına her zaman çıkmıyor sevebileceği, aşkı yaşayabileceği biri.

tanımak, güvenmek, çabalamak, uğraşmak konularını da çok dert etmeyin bence. aşık olduğunuzda siz minnacık bir gezegen gibi, o da güneş gibi olacak çünkü. etrafında dönüp duracaksınız, yörüngesinden çıkamayacaksınız. otomatik olarak öğreneceksiniz hakkındaki şeyleri, en sevdiği filmi, şarkıyı. hafızanıza istemeden kazıyacaksınız. görev gibi gelmeyecek o zaman, bilinçsizce olacak hepsi. ortada aşk varsa hiçbir şey külfet gibi gelmez insana çünkü.

aşktan mutluluk beklemek aşkın doğasına aykırı zaten. aşk dediğin şey yakıcı duygular, dengesiz, mantıksız hareketler. bir kişi kalbinizi kırdı diye herkesi kötü bellemek, eline diken battı diye tüm ormanı yakmak gibi bir şey.
Korkunun ecele faydası olmaz derler, başa gelen çekilirle aynı yola çıkar. Yine de güzel olsun ki ilişki, bir anlamı, manası olur.
Korkun abi adamın ağzına siciyor.
doğrusunun "yanlış insana aşık olmaktan korkmak" olması gereken başlıktır. aşk bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydir. elbette doğru insanı bulabilmek çok önemli.. bu yüzden insanların şekilciliği bırakıp karşısına çıkan kişiyi tanımaya çalışması çok önemli. bunun tipi bozuk, bu benim tipim değil, bunun durumu çok iyi değil gibi gelip geçici yüzeysel mevzuları bırakıp bana sadakat ile bağlı kalabilir mi, beni mutlu edebilir mi sorularının cevaplarını aramaya başlaması aşktan korkmamayı da beraberinde getirecektir
Güneş bir başka doğuyor neden bu günlerde 
Geceler bir başka alevleniyor bu şehirde 
Korkuyorum çocuklar gibi savunmasız ama korkuyorum 
Yağmurlar yağıyor çöllenmiş yüreğime 
Bir de kavak yelleri esiyor yalnız gönlümde 

Aşık mı oluyorum yeniden savunmasız korkuyorum 
Ah bu başıma gelen nedir bilmiyorum ama çok korkuyorum 
Kurtar beni tanrım içim yanıyor ona tutuluyorum 
Kurtar beni bilirsin asik olmaktan korkuyorum.
normaldir.
aşk artık insanlarda eski güzel, kutsal değerlerini yitirmiştir ve korkuya itmiştir.
zira artık aşk kavramı ya yanlış algılanmaktadır yada aşk yoktur.
(inanılmayan bir efsane yolundadır. )
inanmadığım birşeyden niye korkuyum ki?
korkmakta haklıyız. aşık olmak uçaktan paraşütle atlamak gibi. paraşüt açılırsa havada süzülür manzaranın tadını çıkarırsınız açılmazsa yere çakılırsınız. kim korkmaz ki ya açılmazsa?
artık yaşam felsefemin iyice içine girmiş korkudur. bu korku bende doğal olarak maziye dayanır, ve korkarım ki ebede kadarda onarılmayacak yaralar bırakmıştır.
gerçekten böyle derin bir korku var hissim de bedenimde her yerimde. hiç kimseye artık bakamam, bağlanamam. salt öküz gibi yaşamaya meyillenmişim. bundan şikayette edecek değilim tabii ki. hepsinden, her şeyden haberdarım ve bunun tamamen bilincindeyim.

aşk benim için ebediyen açılmayacak olan bir defterdir.
insan tekrar aşık olabiliyor mu ki, ben buna bir türlü inanamam.
Yaşamaktan korkmakla aynıdır.
zamanında yaşadığımdır. aşık olmaktan çok, aşık olunan kişinin egolu çıkacak olmasından korkuyorsunuzdur efenim. rahat olun, gidin konuşun, tanışın, anlaşın, zaten egosunun altında ezmeye kalkmıyorsa sizindir, kalkıyorsa öbür yüzünüzü gösterin egosunun altına değil ayağınızın altına alın, itin götüne sokun.

kalkmıyorsa çok mutlu olacaksınız demektir. * saygılar.
korkma yavrum acımayacak .