bugün

yadsınamaz gerçektir. şiirler sazlar gitarlar romantik yürüyüşler bir yana konulursa ikili ilişkilerdeki aşk ın hiç de soyut kalpler arası kutsal bir kavram olmadığı anlaşılır. ancak ne trajiktir ki beslenme uyuma gibi temel bir ihtiyaca aşk demişiz ve yalnızca allah ile kul arasında olabilecek aşk ı kul ile kul arasına indirgeyerek soysuzlaştırmışız, şehvetimize uluhiyet biçmişiz.
üreme iç gücüsü var olup aşkı olmayanlar aşka inanmayanlar için soru işareti bırakacak hede.
aşk sevginin artık akıldan iyice bağımsız hale geçip delilik(eş anlam olarak mecnunluk) haline geçmesidir. üremeye de sevk edebilir, tamamen akıl kaybı gibi istenmeyen sonuçlar da doğurabilir. o mertebeye gelip de delirmeyenleri de veliler diye biliyoruz. çünkü olaylar orada bitmiyor, orada başlıyor.
doğrudur ama işin bilimsel yanını bir kenara bırakıp yorum yapacak olursak aşk; şaşkın olmaktır, ciddi manada kontrolunu kaybetmektir. muhtesem bır duygudur. bırakın altında ne sebep yattıgını. yasamaya bakın yeter.
Asktan sogutur.