bugün

tek bir kalbe başka bir canı koymaktır aşk. her kapı arasından ona bakmak, mecnun misali çölleri arşınlamak, ferhat misali dağlara meydan okumaktır. ıssız bir yolda yürürken, nadiren toprağı delmiş fidanların farkına varmak, bir bebeğin gülüşündeki umudu yakalamak ve bu heyecanla güneşin doğuşunu beklemektir. hayatı iliklerine kadar emebilmektir aşk, çünkü hayatın anlamıdır biyerde. sevgili seveni hiç bilmez belki ama sevenin aşkı hiç bitmez, onu hatırlar her fırsatta. bir kuşun kanat çırpışında, bir geminin suda bıraktığı izde, kuru bir ağaç gölgesinde, her yerde onu anımsatır aşk. bambaşka bişeydir aşk, bi anda en mutlusu yapar seni dünyanın anında ise en bedbaht insanı...
aşk bir elma yede kolaysa sıçma. desem üstüme kusarmısınız ? aşk aşk dediğin bir heyacan bir bakış ben istemem onları bana seni lazım seni.
AŞK ANLATILAMAZ Ki ANLATILAMADIĞI iÇiN BAMBAŞKADIR EN ÖZELDiR.
bugün olduğum şey. insanın hiç aklından çıkmıyo lan bu şey böyle miydi ne tez unutmuşuz.
acı=zevk durumuna inanılmasını sağlayan duygusallıktır.
insanı eşekten düşmüş karpuza çeviren hadisedir. hiç yapmayacağın şeyleri yaparsın. herkes yaşamalıdır, hayat gerçekten o olduğunda güzelmiş.
bildiğin seks.
bir kişiden hoşlanırsın. o da senden hoşlanırsa ve anlaşırsanız bu aşk olur. bir kişi ters tepki verirse acı olur, platonik olur. öyle olursa o kişi sevenin gözünde dağlar kadar büyür. ulaşamayacağı, nadide bir şey gibi gözükür. böyle olunca daha çok hoşlanır. ama hiç aşk yaşayamaz.

gözünde büyüttükçe onun kusurları kaybolur, yaptığı, dediği her şey hoşlanan kişi için meşruluk kazanır. ne yaparsa yapsın yine sever. nefsi o kişiyi o kadar çok büyütür ki öyle inanılmaz gösterir ki hoşlananın hayatı onunkine endekslenir. onunla iyiyse her şeyle iyidir ama onunla kötüyse batsın bu dünyadır.
Aşk; sevgilinin saçları arasında gezen parmakların, bisikletle dünya turu yaptığını sanmaktır bazen.
Kaşıntıdan gebermek üzere olsan bile, kesinlikle kaşımaman gereken bir alerji/yara gibi. * *
herkesin yakalanmayı istediği ölümcül bir hastalık.
topu topu üç harfle dünyadaki cenneti ve cehennemi hem de aynı anda yaşatan kelimedir.

kirlenmiş gözüktüğüne bakmayın, bir gözyaşı damlasına bakar.
üstüne yüzlerce,binlerce şarkı yazılmış henüz ne olduğu kelimelerle ifade dilemeyen bir duygu.
kişiyi yeniliklere açan, "asla yapmam" denilenleri bir bir yaptıran, aşk...
hiç inanmazdım eskiden... sonra inanmaya başladım ama hep saçma gelmişti leyla da mecnun da. şimdi daha iyi anladım. aşk; onu göremediğin zamanlarda, kalbinin onun adı ile atmasıymış, sesini duyduğunda tansiyonunun yükselmesiymiş, sarıldığında nefesinin kesilip, konuşamaman ama hiç bırakmak istememenmiş, öptüğünde dudaklarını kopartmak istemenmiş, aşk güzelmiş... çok güzelmiş...
Aşkk insanın kendini, karşısındakinde aramasıdır.. Aşk aynaya bakmaktır..
Aşkk için ölmeli aşk o zaman aşk...
neyleyim doğan günü?
neyleyim sensiz günü?

vazgeeeeçççç gönüüüüllll!!!
seni anlayaan yoook...

gibi şarkı türkü çığırmanıza sebep olan enteresan bişey!

acıdır... acıtır..!
aşk, hoşlantının ve sevginin daha ötesinde tutkulu bir bağlanış biçimidir. aşık olan aşık olduğunu kendisi gibi görür bu bilimsel olarakta kanıtlanmış ve insan aynaya veya aşık olduğu kimseye bakarken, bir yabancıya bakma dışında oluşan özel durum beyinde gerçekleşmiş.
Üç harfli, sonsuz içerikli kelime.

Birini görürsün, çok beğenirsin. Araya arkadaşları koyar, ne yapar ne eder tanışırsın. Pek de meraklı değilsindir belki de. Hani olmasaydı da olurdu diye düşünürsün. Günler geceleri kovalarken asla bilemezsin, yüreğinin ipekten halatları çoktan düğüm olmuştur onun güzel gözlerine... Önce uykusuzluk çekmeye başlarsın, sonra sürekli mutlu olmaya. Eros'un okunu yememişsindir, Eros direkt fitil sokmuştur münasip bir yerine. Bir gün en gizli sırlarını, teninin kokusunu öğrenirsin, en derin denizlerinde yüzersin, parmaklarınla yıldızlara ulaşırsın. Sıcacık dudaklarında erirsin... Bir an çekecek olsa ilgisini üzerinden, korkmaya başlarsın gidecek diye. Onu hoş tutmak için herşeyi yaparsın, yeter ki kalsın yanında... Ve günün birinde bir yol ayrımına gelirsin. Ya sonsuza dek mutlu olursun, ya da tatlı bir anı olarak hatırlarsın onu...
Ve Türk kızlarının sandığının aksine, seven erkek dokunmaz diye birşey yoktur. Aşık olan erkek olsun kadın olsun sevdiğinin kokusuna muhtaçtır. Tenine dokunmak ister. Onunla "yek" olmak ister. Sevişen her erkek gitmez. Erkeklerin bunu acı bir şekilde öğrenirler bir gün. Bir gün, o kızın teni olmadan yaşayamayacaklarını anlarlar. Sonra kader (ölüm demedim dikkatinizi çektiyse) onları ayırana dek tenine, gözlerine mahkum olurlar.
Sevişen her erkek, işini bitirip terketmez, karşısındaki kızı tanımadan üstüne atlayan erkek gider. Gitmesi gerekir zaten. Aşktan korkan biriyle aşk yaşanmaz zaten.
hayata dair iç burkan detay.
öteki cinse duyulan haz değildir sadece. klişe oldu lan.
mutlu etti mi en mutlu eder insanı, acı çektirdi mi en acısını çektirir. her duyguyu doruklarda yaşatan bir şeydir işte bu.
Yalan olduğu halde gerçek olan tek şey yalanın kelime olarak anlamı, yani kendisidir.
Eğer aşk yalansa nasıl gelip geçici olabilir?
Gelip geçici olan şeyler yalansa tek şey söyleyin geçici olmayan...O zaman hayat da yalan insan da yalan.
O zaman diyelim ki şairin dediği gibi; dünyada ölümden başkası yalan!
Ammaa herşeye gerçek damgası vurup da konu aşka gelince dersek ki tu-kaka, o zaman en büyük haksızlığı yapmış oluruz aşka...

Dünyada genelgeçer olmayan şeylerin başında gelir bu aşk diye anılan şey. Bundandır ki aşkın tarif edilmesinin zorluğu. Derler ya ''kişiden kişiye değişir'' diye bazı şeylere...işte dünya üzerinde kaç tane düşünebilen insan varsa , her biri için başka bir şekilde cereyan eder yalan olmadığını iddia ettiğim ''şey'' olan aşk.
işte o sebeptendir; aşk kimine yalandır kimine dolan, kimine aşktır tek baki olan.
annesinden dayak yediği halde yine de ''anne'' diye ağlayan bir çocuktur aşk.*
ama bence sevdicekten dayak yediği halde allah ım onu koru ona mutlulukların en büyüklerini yaşat diyendir aşk...*
tüm dünya insanlarının ortak duygusudur. hayvanlar aşık olur mu bilinmez. isviçreli bilim adamları araştırıyor.*