bugün

ölümünden bir yıl sonra nazım hikmet ve ahmet cevat tarafından yayımlatılan bir kemal ahmet öyküsü.
Kemal Ahmet'in, ölümünden bir yıl sonra nazim hikmet ve Ahmet Cevat tarafından müthiş övgü ve çaba ile basılan öykü kitabı.

Aynı zaman zarfında Peyami Safa'nın da müthiş muhalefetine maruz kalmıştır bu öykü kitabı.

Öyle ki merhum yazar ve öyküsü nazım hikmet tarafından övülürken Peyami Safa kendi çevresine komünist komünisti övüyor başka bir şey yok, içki içmekten gebermiş bir adam Kemal Ahmet. Ona yazarlık atfetmek de neyin nesi diyerek ölmüş bir yazara saldırıyordu.

Halbuki Kemal Ahmet'in komünistliği uzun süre işsizlik çektikten sonra çok düşük ücretle bir dergide yazması ve burada çulsuz adam mahlası ile yoksul halkın çektiklerini anlatmasından geliyordu.

Ama yine de yazarın ölümünden bir yıl sonra Kemal Ahmet'e sövmek sağcılık onu savunmak ise solculuk oluverdi.

Halbuki kendisi sağ iken sol ile sağ ile pek ilgilenmemiş, rakı parasını çıkarmak için bir iki şey yazmış yetmeyince de önce evini barkını sonra saatini sonra yeleğini satmıştır. Sonra da veremden bir köşede ölmüştür.

insanlar o öldükten sonra onu bir siyasi sembol olarak görüp yüceltmeye veya aşağılamaya çalışırken, mevzuya en güzel nazım hikmet yaklaşmıştır.

Kafası yüzde yüz uygun muydu kafama bilmiyorum,
ama o benim soyumdandı.
Etiyle, kanıyla değil,
belki de heyecanıyla değil,
batırıp parmaklarını kanayan yarasına
beyninin ışığını sattığı için
bir ekmek parasına.