bugün

seçimlerden sonra tespitlerin de ne kadar haklı olduğunu anladığımız düşün insanı, yazar.
aziz nesin, roman ve hikayelerinde toplumsal olay ve durumları yalın bir dille anlatır. "komik" , anlattığı olayların kendindedir. onun anlatım ustalığı "komik"in belirginleşmesinde de görülür. bergson'un mizhanın karekterini belirtirken söylediği gibi, toplum, kendi kendine gülünce mizah da toplumun özeleştirisini sağlamış, işlevini yerine getirmiş olur. aziz nesin'e "çağımızın nasreddin hoca'sı" denmesine yol açan da, eserlerinin bu özelliğidir.
-a.n=boyum kadar kitap yazdım
-zaten onun boyu kısaydı

(bkz: madımak)
(bkz: nesin vakfı)
(bkz: mehmet nusret nesin)
20 Aralık 1915'te istanbul'da doğdu. iki yıl Darüşşafaka Lisesi'nde öğrenim gördü. Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirdi. Kara Harp Okulu ve Askeri Fen Okulu'ndan mezun oldu. Üsteğmen rütbesindeyken "görev ve yetkisini kötüye kullanmak" suçlamasıyla yargılanıp ordudan uzaklaştırıldı. Bir süre bakkallık yaptı. Ardından gazeteciliğe başladı. Yedigün, Karagöz ve Tan Gazetesi'nde çalıştı. Cumhuriyet adlı bir magazin dergisi yayınladı. Sabahattin Ali ile birlikte, Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Alibaba mizah dergilerini çıkardı. 1951'de bir kitapçı dükkanı, ardından bir fotoğraf stüdyosu açtı. 1954'ten itibaren Akbaba mizah dergisinde takma isimlerle mizah öyküleri yazdı. Yazın yaşamı boyunda 100'ün üzerinde takma isim kullandı. Kemal Tahir'le birlikte Düşün Yayınevi'ni kurdu. Yeni Gazete, Akşam ve Tanin'de köşe yazıları yazdı. Yazarlığı, Öncü, Yeni Tanin ve "Ustura" isimli bir mizah eki de hazırladığı Günaydın gazetesinde sürdürdü. 1962'de Zübük isimli mizah dergisini çıkardı. 1963'te yayınevinin yanmasının ardından sadece yazmaya başladı.
önde gelen şiirleri;

YOK
ŞARKILAR
KENDiME ÖĞÜT
BOŞUNA
ARKADAŞIM BADEM AĞACI
SUSARAK
ÖLÜME EĞiLMEK
ACILI GECENiN BiTiMiNDE
YOKLUĞUNDAKi SEN
SEN SÖYLEMEDEN DE BiLiYORUM
Yüz metrede beni herkes geçer
Dörtyüz metrede pekçokları
Geçer çoğu sekizyüz metrede
Ama ben bırakmam yarışı

Beni bin metrede geçersin
Ben yine koşarım
Onbin metrede öndesin
Koşarım ben yine
Yirmi kilometrede geçersin
Hep koşmaktayım

Otuz kilometrede
Kırk kilometrede de geçersin
Ben koşuyorum hâlâ
Ama ellinci
Yada altmışıncı kilometrede
Soluğun tükenip bir yerde
Dayanamaz düşersin

Bak koşuyorum hâlâ
Çünkü ben bir yaşam maratoncusuyum
Bu yüzden yaşamın en yalnızıyım
Bu sonsuz yarışın sonunda
Beni geçemezsin
Ölümün en büyük ödül olduğunu bilemezsin
Yine ben olurum ilk göğüsleyen ölümü
Türkiye'nin yaşayan en eski istihbarat elemanı 98 yaşındaki Neşet Güriş'in, Mit elemanı olduğunu iddia ettiği yazarımızdır.

--spoiler--
http://www.haberturk.com/...cat=110&dt=2007/08/24
--spoiler--
türk insanı hakkında yaptığı yorumun son seçimlerden sonra ne kadar doğru olduğunu anladığım, zamanında kıymetini bilemediğimiz yazar.
şairliği ve romancılığı mizahi öykülerinin gerisinde kalan yazar.
devlet düşmanı takılmış ama devlete çalıştığı uzun yıllar sonra piyasaya çıkmıştır. fethullah gülen'e bağlı kurumlar her yıl onlarca okul açarken bu şahsa ait olan aziz nesin vakfı bir okulu yapıp bitirememiş devletten yardım alınarak okul bitirilmiştir.
her kütüphane'de, her akılda, her gencin zihninde yer etmesi gereken eserleriyle, bir başyapıt. emsalsiz.
mit ajanı olduğu söylenen *, hakk'a* inanmasa da hakk'ın* rahmetine kavuşmuş yazar.
Türk toplumunun mizaha olan ilgisi sizce zekasından mı ileri geliyor? sorusu üzerine
"Ne zekası? Bu milletin yüzde doksan biri 82 anayasası'na evet demiştir. Geriye kalıyor yüzde dokuz. Hadi biraz iyimser olalım, ama yüzde altmışı aptal bir milletiz" demiştir. Bu cevaptan sonra mahkemeye verilmiştir "Yapmayın, etmeyin. Eğer mahkemeyi ben kazanırsam sizin aptallığınız mahkeme kararı ile tescillenmiş olur" dediyse de alıngan insanlarımıza söz dinletememiş, sonuçta mahkemeyi kazanmıştır. (kaynak:vikisöz)
türk halkinin %60'inin aptal olduğunu söyleyen ve kısmen haklı bulduğum, günümüzde de sözüyle kendini tekerrür ettiren insan kişisi.
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz adlı romanıyla Madaralı Roman Ödülü'nü kazanan, sizin memlekette eşek yok mu kitabıyla ustalığını gösteren yazar. türk halkının %60'ının aptal olduğunu söylemesiyle aptal olunmayacağı gibi, onu sadece bu sözüyle tanımak ayrı bir aptallık olacaktır.
düşündürdüğünü düşündürerek düşündüğüm düşünce.

(bkz: aptalmetre counts up)
bir demecinde "türk insanının %50 si aptaldır" dediği için başı bir zamanlar bayağı ağrıyan rahmetli yazar; bir başka demecinde bu sözünü "türk halkının %50 si akıllıdır" diyerek bu sorunu halletmiştir.
bagisla

ya zamanindan çok erken gelirim
dünyaya geldigim gibi
ya zamanindan çok geç
seni bu yasta sevdigim gibi

mutluluga hep geç kalirim
hep erken giderim mutsuzluga
ya hersey bitmistir çoktan
ya hiçbir sey baslamamis

öyle bir zamanina geldim ki yasamin
ölüme erken sevgiye geç
yine gecikmisim bagisla sevgilim
sevgiye on kala ölüme bes

aziz nesin
*
son derece akıcı bir dille yazan yazar. bir kitabında "yazar, anlaşılır bir dille yazmalıdır. yazarın görevi budur, okurunu sıkıntıya sokmaz." diyen, yazdıklarını okura yaşatan, kalem gücü tartışılmaz kişi.
alemin kralıdır.
hepimize aptal demiş muhteşem bir adamdır.
ey aziz nesin
yüzde altmiş dedigin aptallar
yüzde doksan dokuza cikti
haberin olsun
belkide kantarin eksik tarttin
ama ne bileyim
işte
bir sebeb-i hikmeti vardır.
sana dar gelecek makberi kim kazsin?
sığ desem tarihe sığmazsın.
ey aziz nesin
yüzde altmış dediğin aptallar
tüm aramamıza rağmen bulunamadı
haberin olsun
belkide kantarın topuzu kaçtı
ama ne bileyim
işte
bir sebebi hikmeti vardır.
sana dar gelecek mezarı kim kazsın?
sığ desem göt kadar mezara sığmazsın.
ey aziz nesin
diyalektik materyalizmin kurallarını unutanlar çok
ne yapacaksın ki?
iyiki de mezarın olmamış
cok bedbahtım diyenler
marifeti sayesinde
ve ömrü hayatımı bir vehime harcadım diyenler
yüzünden
eyüp sultan türbesine dönerdi yahu
sana dar gelecek makberi kazan kazandi
senin gönlümüzdeki yerin bambaşkadir sigamazsin
varsın kazurat atsinlar sana
bedbaht bir şairlikten
acidan mizahci olmusun sen bir kere
ey aziz nesin
diyaletik materyalizmin ne olduğunu unutanlar çok
hatta o kadar unutmuşlar ki diyalektik materyalimin diye yazmışlar
ama olsun
iş yanlışı övmek olunca, bizimkiler...
marifet sayarlar, dini cahillikle kıyaslamayı.
senin gönlümüzdeki yerin, harbiden ebu-cehili aratmaz
şu yazdığın zübük olmasa, işin gerçeği kimse de yüzüne bakmaz.