bugün

dostoyevski'nin söylemi ile,

ablakat, kiralık vicdan.

(bkz: bratya karamazovı)
cebinde her zaman para olan ancak bu paranın kime ait olduğu belli olmadığından aslında hiç parası olmayan meslek grubu.
Ezberledigi maddeleri ezberlemeyenleri korkutup, sindirip en önemlisi kandırıp, paralarını nasıl bir lira daha fazla koparirim diye kullanan meslek erbabı.

Parayı basıp kendisini kiralayanin hakkını savunur.

Cepleri para doludur. Sorarsan sırıtarak " müvekkil parası" derler. Dosya masrafı, icra masrafı kıl parası tüy parası diye tek amaçları muvekkillerini ve bazen de kendisini kiralayan lehine karşı tarafı soymaktir.

Hukuk maddeleri vasıtasıyla profesyonel yalan söylemek mesleki tanimlaridir.

En ufak bir fırsatta avukat olduklarını belirtme ihtiyacı içindedirler.

Adından önce mutlaka mesleğini söyler.

Karakter abidesidirler.
sağı solu belli olmayan meslek. hiç bir şey yapmadan para kazanabileceğin ya da çok çalışıp aç kalabileceğin, bazen saygı gördüğün bazen hakir görüldüğün, vekalet ücreti ile geçimini sağlarken bürona gelen her derdi, sıkıntıyı üzerine aldığın, bu sorunları çözdükçe itibar kazanıp zenginleştiğin iş dalı.
hayatta herkes bir oyun oynuyor.ama birisi(!) oyunu ve kuralları senden daha iyi biliyor.bu kadar basit.
bilginin hiçbir işe yaramadığı, kendini pazarlamayı bilmeyenlerin para kazanamadığı, artık hiç bir saygınlığı kalmayan meslek.
bir kamu hizmetidir ve serbest bir meslektir . görevi tarafı temsil etmek , hukukun uygulanmasını ve adaletin gerçekleştirilmesine yardımcı olmaktır .
Hukukumuzda avukatla temsil zorunluluğu bulunmamaktadır .
Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suç üstü hali dışında , avukatın üstü aranamaz
bu mesleğin mensupları öyle önlerine her konulanı şak diye imzalamazlar mümkün olsa hiç bir şey imzalamazlar. herşeyi iki kere okurlar, iyice anlarlar eğer imzalamaları gerekiyorsa kağıdın altında ve üstünde hiç boşluk bırakmadan münasip bir yere atarlar imzalarını.
nefret edilendir.
(bkz: doktora malpraktis var hakime neden yok)
yeni çek yasası ve icra iflas kanununda yapılacak yeni düzenlemelerle anasının nikahını görecek meslek.
para için seytanı bile savunacak kişidir. (bkz: şeytanın avukatı)
avukat fotosentez yaparak yaşamını sürdüremez. onun da masrafları ve ihtiyaçları vardır. ilk başta o da insandır. beleşçi takılmak istiyorsanız kafanızın almadığı hukuki konuları o'na danışmaz ve bu sayede malum "250 - 500" kağıdı ödemekten kurtulabilirsiniz. tabii ki sonrasında bunun onlarca kat fazlasını ödemek zorunda kalabilirsiniz, fakat bu konu artık avukat kişiyi ilgilendirmeyecektir. ayrıca duruşma esnasında "yazılı savunmamızı tekrarlarım." diyen adam büyük ihtimalle olayı, çekincelerini ve itirazlarını dilekçesinde gerektiği gibi işlemiştir. şayet konuyu okuma bayramı müsameresi gibi dillendirmeye niyetlenirse diğer vatandaşların adil yargılanma haklarına darbe vurmakla kalmaz, ayrıca yorgunluktan yamulan hakimlerin şekerleme yapmasına da yol açar. yani sonuçta olan yine size olur...

sonuçta yaşadığınız hayat abartılı senaryoya sahip klişelerle dolu bir amerikan filmi değildir. onu nasıl harcayacağınız veya kurtaracağınız size kalmıştır. *
çıkarılacak "arabuluculuk yasası" ve "avukatlık yasası"nda yapılması tezgahlanan değişikliklerden büyük darbe yiyecek ve yabancı hukuk firmalarının köleleri haline gelme tehdidi altındaki meslek mensubudur.
--spoiler--
şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarili avukatindan henüz herhangi bir bağış almamış olduklarini fark
ettiler. bağis toplama görevindeki kişi avukati bagista bulunmasi için ikna etmeye çalisiyordu:
- arastirmalarimiza göre yillik geliriniz en az 500 000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayir isine bir kurus bagista bulunmamissiniz. o paranin bir kismini bir sekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?
avukat bir süre düsündü, sonra:
- önce, arastimalariniz annemin uzun bir hastaliktan sonra ölmek üzere oldugunu ve hastane masraflarinin onun yillik gelirinin bir kaç kat üstünde oldugunu da gösterdi mi?
görevli utandi:
- şey, hayir.
- sonra, kardesimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum oldugunu?
görevli utancindan kipkirmizi kesilmis bir halde özür dilemeye çalisirken avukat onun sözünü kesti:
- ya da kizkardesimin kocasinin bir trafik kazasinda öldügünü ve onu üç çocuguyla bes parasiz biraktigini?
görevli yerin dibine geçmisti, sadece;
- hayir, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mirildanabildi.
avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:
- pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?
--spoiler--
kılıfına uydurmak deyimini meslek edinmiş kimselerdir.

- bir avukatın yalan söylediğini nasıl anlarız ahmet abi?
- dudakları kımıldar.
- hea!? büyüksün.
--spoiler--
hakim sanığa sormuş:
- karakolda suçunu itiraf etmişsin sen, peki şimdi niye inkar ediyorsun?
- o zaman henüz avukat tutmamıştım. şimdi suçsuz olduğuma ben bile inandım!
--spoiler--
yarısından fazlası kazandığı parayı haketmeyen meslek grubu. amk geçen gün inceliyorum 4 duruşma olmuş adam 3ünde de bir diyeceğimiz yoktur takdir mahkemenindir demiş! yine 2 hafta önce avukat geldi bir dosyaya bakmak istiyorum dosya numarası 2011\xx, baktım bugün duruşması var 30 dk sonra dedim, hadi ya ne kadar şanslıyım dedi. dumurlardan dumurlara yolculuk yaptım. böyle bir meslek işte.
Mezun olunca yapmak istediğim meslek. Avukatların aldığı parayı onlara çok görenlere sormak isterim siz hiç borçlar hukuku sınavına girdiniz mi ? Bir eczacının ilaçları satmasının, bir doktorun okuduğu süreç içinde aldığı bilgilerle bir kişiyi muayene etmesinin normal oluşu kadar bir avukatın onca kitabı okuyup o konulara, daha fazla nice bilgiye hakim olarak işini yapması o derece normaldir. Her meslek gibi gereksinimi olan bir meslektir.
Avukatlık yasasına göre kamu hizmeti sayılıp ,başkaca hiç bi şekilde kamusal ayrıcalık tanınmayan acıdığım meslek grubudur. Adam 10 yıldır avukattır emekli olur bağkurdan aldığı para şaka gibidir, kıdem tazminatı şusu busu da yoktur. Yurt dışına gidecektir yeşil pasaport çıkarayım der malum yaptığı iş kamu hizmetidir ama yook hakkın değil derler, baroya üye olur haklarını kurtarmak adına bakar barolar siyaset yuvasıdır ,dava alır didinir uğraşır tam sona yaklaşır hoop haksız azil. Yasalar aleyhinedir bişey tutturamaz müvekkil tarafından sürekli şikayet edicem nidalarını dinler, hacize gider saldırıya uğrar, haciz yapar depoya götürür, kısa süre sonra depoya gittiğinde haciz ettiği mal değişmiştir, yediemine durumu sorar dayak yer, mensubu olduğu baro bunu tam 1 ay sonra internet sitesinde kınar, sosyal güvencesi az, para kazanma ihtimali yüksek, itibarı düşük ,gençlik yıllarında yusuf yusuf çırpınıp yaşlılıkta paralı ama yorgun insanlar bütünüdür işte.
Edit:Dikkat edin çoğu beyin kanaması ve kalp krizinden ölür zira meslek göründüğü kadar kolay değildir yıpratır çok fena.
derste hocamın dediğine göre yüzde 70 i şerefsiz olan kişiler topluluna verilen genel isim. nasıl bir ironiyse dersin adı borçlar hukuku genel söylenilen yer ise hukuk fakültesi idi.
son dönemlerde en az 5 yıl olmak şartıyla mesleki tecrübeye sahip olanların, sınavı kazanma şartıyla hakimliğe kabul edildiği meslek. tanıma kastıktan sonra mevzuya girelim.

hukuk fakültesi mezunu hakimlik sınavına girdiğinde karşılaştığı sorular, avukatlıktan geçmek isteyenlere göre daha zor. neden?

öncelikle şunu belirteyim, artık avukatlıktan hakimliğe geçiş daha da arttırılacak. çünkü okuldan mezun olan körpecik çocuk sadece kitabı bilir. uygulamadan haberi yoktur. eline icra dosyası alıp icra dairesine girmemiştir, hacze çıkmamıştır, isim tahsis davası için kalemde ayrı nüfus müdürlüğünde ayrı koşturmamıştır, tenkis davası için veznede harç yatırmamıştır, idari para cezasına itiraz etmemiştir falan filan.

5 yıllık avukat türlü türlü dava yürütmüştür oysa ki. yargılamanın her aşamasını bilir. kat karşılığı inşaat sözleşmesine aykırılıkta müteaahhüti savunmuştur piçliklerini bilir, arsa sahibini savunmuştur işgüzarlığını bilir. harcı nereye yatar nasıl hesaplanır, kalemde hangi işlemler yapılır alayını bilir. müzekkere yazdıracaktır kalemdekiler uğraşmaz, kendi yazar elden takip yetkisi ekler, hakime sadece imzalatır kendi takip eder.

velhasılı avukat yaşamıştır o öğrendiklerini. hakim sussa duruşma zaptını baştan aşağı yazdırır duruşmada. ama yeni mezun öyle mi ya?

dediğim gibi adalet bakanlığı avukatlıktan hakimliğe geçenlerden oldukça memnun; duyumlar bu yönde. sebebi de yukarıda anlattıklarımdandır.

edit: neden zor kısmına değinmedik lan. ben şunu düşünüyorum, 35 yaşına gelmiş mesleğine hakim bi avukatım oturup üniversite sonrası konuları moda mod çalışması zor biraz. o yüzden onların hakimliği sınavı daha kolay değil daha uygulamaya yönelik diye düşünüyorum.
öyle bir meslek erbabıdır ki mesayi saati kavramı onun için yoktur. 7/24 çalışmayı kaldıramayanın bu meslekte işi yoktur.

şu an dilekçe yazıyorum biliyor musun.
öyle bir meslek erbabıdır ki ağzıyla kuş tutsa da topluma yaranamaz, yalancı olarak bilinir.

hukuk 4.sınıf öğrencisiyim, tepki olsun diye yazdım yoksa niye kötüleyeyim yapacağım mesleği.
Özel üniversite okuyup, hiçbir şey bilmeden mezun olan çoğu kızın ünvanı.

Çok yakın bi arkadaşimla aynı ofiste çalısan bu stajyer avukatlar çok fazlaymis artık.
Nasıl mezun oluyorlar bilmiyorum.