bugün

Kimi sevsem sensin, hayret
Sevgin hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin, hayret
Senden nedense vazgeçilemiyor
Her şeyi terk ettim, ne aşk ne şehvet
Sarışın başladığım esmer bitiyor
Anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
Dudakları keskin kırmızı jilet
Bir belaya çattık, nasıl bitirmeli
Gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
Kimi sevsem sensin, hayret
Kapıların kapalı girilemiyor
Kimi sevsem sensin, senden ibaret
Hepsini senin adınla çağırıyorum
Arkamdan şımarık gülüşüyorlar
Getirdikleri yağmur, sende unuttuğum
Hani o sımsıcak iri çekirdekli
Senin gibi vahşi öpüşüyorlar
Kimi sevsem sensin, hayret
in misin cin misin anlamıyorum

Attilla ilhan
--spoiler--
ben sana mecburum sen yoksun
--spoiler--
--spoiler--
an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
--spoiler--
Özgür olmayan aydınlardandır. Bu bir hakaret de değildir. Lakin oturduğu yerden kişisel kanaatini sunmadı toplumuna. Gerçekler göre, şartlara göre fikirlerine yön verdi. Bunun için en önemli kanıt son katıldığı "Ceviz kabuğu" programında tlefonla katılan sağ görüşlü bir vatandaşın "senin gibi solcunun alnından öperim" deyişiydi. Fikir fetişizmine hiçbir zaman tutulmamış, eklektik bir sistemle fikirlerine çoğulculuk katandı. Türkiye'ye sahip çıkmasına engel olunan anayasamıza ve siyasetçlerimize nazaran tüm toplumu salt beyninde kucaklayan bu adam çok önemli bir anda öldü. Ve Türkiye'nin en fazla ihtiyacı olduğu bir anda kayboldu. işte bu nedenle şiirlerine bayılsam da ona harcadığı vakitlerinden nefret ediyorum.
sen eğer yine istanbul'san
aldanmıyorsam
yakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsa
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine senin emrindeyim
utanmasam
gözlerimi damla damla kadehime damlatarak
kendimi yani şu bildiğim atilla ilhan'ı
zehirleyebilirim... *
nice entelektüel, bilgi ve birikim sahibi kişilerin ismini "atilla" sandığı büyük şair.

sen beyaz bir kadınsın şiirini ne kadar çok sevsem de beni bunalımlara sevkeden o istanbul ağrısı yok mu? ömrümü yedin üstad...

"kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar, yine senin emrindeyim." bu nasıl bir teslimiyet ve bu ne ciddi bir sevda?
ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
böyle bir kız değildin sen eskiden
sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
o sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım.
geçenlerde sahafta kitap bakarken 'bıçağın ucu' romanının ilk basımı buldum. gerçekten kütüphaneme ekleyebileceğim değerdedir benim için.
romanları okunası yazar, keskin bıçak isimli kitabı bildiğin turist ömer karakteri gibi karakterler barındıran bir kitapdır.fena halde leman romanı türk romanında daha önce kimsenin işlemediği bir konuyu lezbiyenliği işlemiştir.
çok büyük adamdır.
beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına

beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurları yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm
bütün şarkılara kapalıydılar

ATTiLA iLHAN
ümit yaşar oğuzcan'ın hakkında:
dizelerin başına küçük harfle başlayarak dikkat çektiğini mi sanıyorsun? dediği şair.

ikiside büyük şairlerdir, tarzları bellidir. yorum yok.

edit: neyi eksiliyorsun anlamıyorum sanki ben dedim küçük harfle yazma diye. *
büyük şair ve önemli bir fikir adamıdır. fikirleri, galiyevcilikle kemalizmi bağdaştırma içeriğine sahiptir. sosyalist olduğu halde inönücü akımı reddetmesi ve osmanlıcı olması yüzünden uzun yıllar chp resmi çizgisine muhalif sayılmıştır. ömrünün son yıllarında, değişen konjönktüre bağlı olarak yeniden önem kazanmış ve kemalizmin gülen yüzü olarak öne sürülmüştür.

ama şiirleri tartışmasız, cumhuriyet şiirinin en önemli yapı taşlarıdır.
Saygın, yurtsever, aydın, ulusalcı ozanımız Attilâ ilhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden ilhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 11 Ekim 2005'te istanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu yaşama veda ettiğinde 80 yaşındaydı. Günümüzde yaşasaydı, büyük olasılıkla, bütün değerli aydınlarımızın, Atatürkçülerin, ulusalcıların, en kahraman komutanlarımızın ve yurt severlerin bulunduğu yerde olacaktı...
--spoiler--
an gelir la ilahe illallah
kanuni süleyman ölür!...
--spoiler--
--spoiler--
ellerini bir tutsam ölsem
--spoiler--
ne güzel anlatıyor...
şair ve düşünür....2005 te aramızdan ayrılan türk büyüğü...o solun ulusal bir yorumunu yapmıştı,saldırgan değil,savunucu,demokrotik bir milliyetçiliği savunmuştu;mustafa kemal paşa devrimini en iyi irdeleyen,eşine az rastlanır şekilde geçmişle bugün arasında onu konumlandırabilen,türk tarihi üzerine karşılaştırmalı ve sansürsüz çalışmalara imza atan atilla ilhan;türk siyasi hayatının en büyük eksiğinin memur ve işçinin temsilinin olmayışı olduğu belirtmiş;bugünkü açmazlarımız bir çoğunun da bundan ileri geldiğini üstüne basa basa söylemiştir.
şairliğiyle tüm yurtta tanınan attila ilhanın düşünür kimliğiyle,onun değer arz eden bakış açısıyla malasef toplumumuz henüz tanışmış değildir.
Gecenin şu saatindeyim, uyuyamadığım sayısız sebeplerden ve bahanelerden kaçıyorum ve ancak atilla ilhan üstadı okuyorum, tekrar okuyorum, tekrar okuyorum.......

tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları

tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor

tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar

ihanet bir bilmecedir
şahsına gıcık olsam da bazı şiirleri güzeldir.

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
biraksam korkudan gözleri sislenir.

ne kadınlar gördüm zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkı belki bir şiir

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.

[ attila ilhan ]
yalnızlığı denemek

gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın

içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın

sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın

insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın
çok derinlerde hissedilen ama anlatılamayan duyguları çıkarıp masanıza vuran şair. insan.
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?
"Yıldızların, hani yıldızların, çiçeklerin nerdeler?"

"Attila ilhan;
yanlış telafuz var,
attila ilham."
türkiye deki basın bizanslıdır, tespitini yapan kişidir.
ellerinde ruh gibi ah portakal kokusu
kırkmaları morsalkım göz kapakları saydam
çok vapurun battığı bir liman orospusu
bir hırsla öptüm ki ah ölürüm unutamam
ay ışığında deniz akordeon solosu
pırıl pırıl yaşadım üç dakika tastamam...

muhteşem betimleyen bir şair...