bugün

erik jan zürcherin kitabında da geçen iddia.

gerçektir.
zira atatürk her şeyden önce sarayda damat olmak istemiştir.
osmanlıda iyi bir mevki istemiştir.
genel kurmay başkanı olmak istemiştir.

ama en büyük rakibi enver paşanın hep gerisinde kalmıştır.
gerçi o yıllarda enver kendisini rakip olarak bile görmüyordu ya neyse.
Ingiliz gemisi ile kacan vahdettin vatan sever ulkeden ingilizi yunani kovan ataturk hain kafaya bak bu kafaya ulasmak icin ne iciyorlar acaba ataturk'un kurdugu ulkede ataturk'e soven nankorler hata ataturk'te birakacakti bunlarin anasini yunanli ingiliz sevecekti .
Esasen ingiliz spor yorumcusu olmak istemiş fakat maaş az gelince peki madem vali olim bari demiştir.
Hahahasiktir ya.
vali olması kabul edilmeyince de il il dolaşıp asker toplamış 7 düveli sikip atmış. ingilizlerin aklını sikeyim. buna kediler bile güler lan.
Velev ki bu iddia herhangi bir şekilde belgeli bir iddia olsun.

Atatürk rusya'yı "siz bize gönderebildiğiniz kadar silah gönderin, şu işten bi sıyrılalım dakkasında komünizme geçmezsek adam değilim" şeklinde kandırmıştır. Kurtuluş savaşı sonrası ise "yok hayatım ne komünizmi türk milletinin karakterine en uygun idare şekli cumhuriyet degilmidir nihayetinde" diyerek rusyayı satışa getirmiştir.
Atatürk'ün amerikan başkanıyla, ingiltere kralıyla, mussolini'yle, hatta hitler'le sayısız alttan alıcı, yıkamalı yağlamalı konuşması-yazışması vardır.
Atatürk parasız, silahsız savaş sonrası dönemi adeta bir satranç ustası gibi yönetmiş, herkese mavi boncuk dağıtmıştır.

Dolayısıyla bu gün bu iddia atatürk'ün kendi el yazısıyla ispatlansın benim için problem yok aga, vardır atamın bir bildiği.
YAZ TROLL,
SiVAS KONGRESi, MADDE 5 i OKU.

1. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir.
3. istanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
4. Kuva-yı Milliye'yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak temel esastır.
5. Manda ve himaye kabul edilemez
6. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan'ın derhal toplanması mecburidir.
7. Aynı gaye ile, milli vicdandan doğan cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.
8. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.
ekrem başkan oldu ceremesini atatürk çekiyor.
(bkz: ingiliz gemisi ile ülkeden siktir olup gitmek)

Onu Vahdettin yapacaktı olmadı.
Araştırılması gereken ağır iddia, ahh rahmetli Kadir mısıroğlu ahh yaşasaydın bu konuda tarih cahili halkı aydınlatırdın.
" hammurabi'nin de ağzında bakla ıslanmıyor " dedirtti.
bunlar eğilip bukulebilecek şeyler.

bana şu soruların cevapları lazim.

halk neden uzun sure seçim yapamadı?

neden bombalandı?
Doğru iddia.
Hatta Atatürk ingiliz gemisine binip kaçmak istemiş ama padişah Vahdettin ve efradı gemide yolcu kontenjanını doldurduğu için Atatürk'ü almamışlar.
Atatürk de gemiye kaçak binmiş, yakalanınca Atatürk'ü kaçak yolcu diye denize atmışlar.

Ne kadar salak insanlarımız var ve bu yazılanlara da inanacak mutlaka birileri de çıkar.
George w. Price adlı gazetecinin yalanıdır. Mustafa Armağan adlı şerefsiz kürt tarafından köpürtülmektedir.

Yobazlar ebleh oldukları için düşmanlarını hep küçümseme eğilimindedirler. Hayır, anladık, atamız senin düşmanın - ki öyle- ama hiç değilse düşmanının kim olduğunu doğru düzgün bil ey ebleh! Atatürk'ün hayatı, kişiliği konusunda biraz bilgi sahibi olan herkes, valilik gibi makamlara tenezzül etmeyeceğini bilir. Diyelim ki etti, bu işi bir gazeteci ile konuşacak kadar iş bilmez bir kişi olduğuna ancak yobaz eblehler inanır.

Price bu yalanı görüştüğünü iddia ettiği tarihten tam 39 yıl sonra yazdı! Atatürk 13 Kasım 1918'de istanbul'a geliyor, ertesi gün ilk iş bununla konuşuyor! Yanında da refet paşa ile ki henüz refet paşa ile görüşmüş değil.

Bunu yaptığı söylenen adam, daha bir hafta önce iskenderun'da mütareke gereği çıkarma yaptıran ingilizlere ateş açtıran, hükümete ingilizlere boyun eğmemek gerektiğini bildiren telgraflar gönderen kişi! Daha sonra 22 ocak 1920'de Anadolu'daki 29 ingiliz subayını tutuklatıp, bir yıldan fazla süre esir tutan ve Malta sürgünleri ile takas eden kişi!

Ward yalanını örtmek için isteği bir ingiliz istihbarat subayına bildirdiğini, onun ise ciddiye almadığını söylüyor. Wiki leak belgelerinde de görüleceği üzere istihbarat işleri öyle yürümez. Ordular yönetmiş bir adam bir bardak su istese merkeze raporlanır. Döneme ait tüm ingiliz arşivleri açıktır, gizliliği kalkmıştır, böyle bir bilgi yoktur.

Diğer detaylar için: https://odatv4.com/atatur...tiyordu-0704131200_m.html
Kaynak Yunan piçi kadiros mısıryanos.
David Lloyd George'un bundan haberi var mı?
Ebleh yobazın "ingiliz arşivlerini taradın mı?" demesine vesile olmuş yalandır.

ingiliz arşivleri Türk araştırmacılar defalarca tarandı ve önemli yazışmalar kitaplaştırıldı a cahil. içinde vahdettin haininin Yusuf Kemal bey'in çantasından çaldırıp, ingilizlere selam ı şahanesi ile takdim ettiği belgeler bile var. Kontrol edeceksen arşiv numarasıyla birlikte vereyim.

Şimdi de dersin ki bulmuşlardır ama kitaba koymamışlardır. Yalanın sahibi sizsiniz, boklu badeli götünüzden element uydurana kadar gidip bulmak size düşer. Yüzsüze bir bakın! Kendi yalanlarının belgesini bulmayı bizden istiyor.

Bir de habire nablus filan diye geveliyorsun. O işler öyle olmaz. Aynen şu valilik yalanında olduğu gibi aç başlığı verelim cevabını. Daha ne dediğiniz, neye dayanarak dediğiniz belli değil.
dolmabahçe den ingiliz gemisine binip topuklayan

bir daha da dönmeyen herif olmasın o ???????
(#43313465)
birader bu g*tü badelenmiş hanzolara bir şey anlatamazsın
zira anlaması için önce bir beyin olması lazım.
o zaman osmanlının genel kurmay başkanının bir alman olduğunu bile bilmezler,
zaten bunlara sorsan
osmanlının g kur başkanını da bunların padişahları değil
gılişdar atıyordu,
anca ama ama mustafa kemal neden alman subaylarıyla biraradaydı diye anırırlar.
kafa böyle bunlarda.
M kemal in padişah denen adama filistinden mektup yazarak
başımıza komutan diye koyduğun bu herif
osmanlıyı göçertmekten başka bir işe yaramıyor
bu herifi buradan almazsan
bak arkada istifa mektubum da var
ister kabul et,
ister kıvır kıvır götüne sok dediğini de bilmezler,
varsa yoksa
o fesli sebatayist hanzosunun götünden uydurduğu palavralar.
Kaynak:götüm.
Ondan ingilizlerin silah verdiği yunan ordusunu tepeledi.
bir bade işçisinin de başka yalanlarla katkı yaptığı yalandır.

şu rezillerin haline bir bakar mısınız? "bir yerde okumuştum" filan... ha yavrum, oldu! nerede lan o dediğin mektup? ben de ananın gönderdiği bir mektubu okumuştum bir yerlerde.

sonra? giyim şekli! hayırdır, sucukçu muhasebecisi sarıkla mı dolaşıyor? ya fahri diploma ve çifte yahudi madalyası törenlerinde giydiği kardinal kıyafetlerine ne demeli?

üstelik bak şurada modern japonya'nın kurucusu meiji'nin fotoğrafı var. kıyafetlerine bakılırsa kesin bu da ingiliz valisi idi!

https://tr.wikipedia.org/wiki/Meiji_(imparator)

bak kadınlar bile nasıl giyinmiş:

https://trendomi.com/meiji-restorasyonu/

bunlar da japon başbakanları:

https://tr.wikipedia.org/...%9Fbakanlar%C4%B1_listesi

alçak yobazların iğrenç kinleri dinleri olmuş, kuşçuk akıllarını hepten başlarından almış.

(bkz: şarkta kin kolayca ihanete kadar götürür/#33354214)

(bkz: şark kini kanserlerin en habis soyudur)
nutuk'ta da açıkça geçer: ''... ingiliz valisi yapılmadığım için bir kurtuluş savaşı vermemiz kaçınılmazdı...''

evet, şakamızı yaptık, asıl cevaba gelelim:

''...türk valileriyle iş birliği ihtiyacı duyacaklardır...'' gibi bir cümle içeren, kendi uydurduğu şeyi bile okumaktan aciz insanların zavallı iddiasıdır. bu memleketi böyle böyle batırdınız işte!
biraz tarih okuyanlar ingilizler'in kolonilerindeki valilerinin daima ingiliz olduğunu bilirdi. ingilizce bilmek falan yetmiyor; bildiğin doğma büyüme ingiliz olacaksın. bunun istisnası yoktur: aynı dili konuştukları amerika'ya da ingiliz valisi atarlardı, britanya koloniyalizminin gözbebeği sayılan hindistan'a da, nihayetinde bir ada olan kıbrıs'a da. yüzyıllardır dünyanın dört bir köşesine uygulamakta oldukları bir kuralı bozup, osmanlı'dan arta kalan topraklar için bir ayrıcalık yapıp koloni valiliğine yerel bir ismi atayacak kadar enayi değildi ingilizler. valiye çalışan yerel halka mensup komiserler olabilir, olurdu da; birilerinin yerel nüfus ve koloni valisi arasında irtibat kurması her zaman gerekiyordu.

mustafa kemal demek ki teknik olarak vali olamazdı, sanıyorum bu meseleyi netleştirdik, çünkü ingiliz değildi. belki komiser olabilirdi. üstelik evet, "mustafa kemal" olarak; çünkü cumhuriyet kurulmamış ve soyadı kanunu geçmemiş olacağı için atatürk ismi de olmayacaktı. hani ilerde bu kanaldan sallamaya devam edeceklere teknik bir bilgi olsun, demek ki inandırıcı olmak için ne diyecekmişsiniz:
"mustafa kemal'in ingiliz komiseri olmak istemesi". ha, derseniz ki asıl adı martin clarke idi ve aslen selham doğumluydu, orası ayrı tabi...
Bugüne baktığınızda gördüğünüz şeyler sizi rahatsız etmiyorsa, paralı troll olarak vatanı kurtaran atamıza ancak böyle iftira atarsınız.
oo gene medreseler yarışıyor programının en sağlam bölümlerinden biriyle karşı-karşıyayız.

evet beyinsiz seni dinliyoruz: