bugün

yanılgıdır. öldükten 8 yıl sonra geçilmiş o da demokrasi denirse..

tek parti rejiminde Milletvekillerini bizzat Atatürk’ün seçtiği, gerektiğinde meclisten uzaklaştırdığı ve hatta Istiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp astığı bir rejimin adına demokrasi demek?

ayrıca bknz:

San Fransisco Konferansı’nda Birleşmiş Milletler Anayasası’nın imzalandığı gün [27 Haziran 1945]
(bkz: M K Atatürk’le çok partili sisteme geçildi yalanı)
bazı insanların aptallıklarına ve cahilliklerine akıl sır ermiyor, cidden ermiyor.

rejim geçişleri zınk diye, "bir gecede" yapılmaz.

birileri bunun temelini atar, toplumun yapısı buna göre değiştirilir, eski alışkanlıklar unutturulur ve gerekli zemin oluştuğunda bu geçiş tam anlamıyla sağlanır.

atatürk bu temeli atan adamdır.

ve demokrasinin de laik cumhuriyetin de mimarı odur.
atatürk demokrasi değil,boru getirmiştir.
Tek partili dönemde demokrasiden bahsetmek.

(Gözlerimi kısarak bakıyorum ekrana)hmmmm çok enteresan...
Bugün atatürk'ü eleştirenlerin bahsettiği demokrasi teröristleri meclise sokmak ise sokarım öyle demokrasiye.

Demokrasi dediğin meret ülkenin bütünlüğünü ve vatandaşlarının canını tehlikeye atıyorsa bu sefer siz sokun bir yerinize o demokrasiyi.
7 seçimdir akp nin önünde sırtı yerden kalkmayanlar Erdoğan a diktatör diyorlar. inönü ye ve m. Kemal e demokrat diyorlar, üstelik bu adamların en başta partilerı de yoktu, olduğu zamanda tek parti idi. Şimdi tek parti ile seçime girenler demokrat demokrat 30 parti ile giren diktatör oluyor . ilginç.
öyle bir demokrasi ki o süreçte kurtuluş Savaşı'ndan daha çok insan ölmüştür, öldürülmüştür.

bahsi geçen demokrasi insanların özgürce yaşaması için değil miydi? neden o kadar insan öldürüldü? amaç nedir hiç sorguladınız mı?
Demokrasiyi çok partili yönetim sanan cahillerin tuhaf bulduğu eylem.
Örneğin vikipedi Tanımında; "Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir." Deniyor.
Uygulamada roma devletinin yönetim sistemi de demokrasi. Ama onlarda da parti kavramı yok.
Tek partili dönemden Şikayet edenlerin bir bahanesi de şu: cumhuriyetimiz devleti yıkmaya çalışan suçlulara temsil hakkı vermemiş.
Kasıtlı suçlar nedeniyle hüküm giymiş tutuklular bugün de oy kullanamıyor. Örneğin iskilipli atıf hoca denen vatan haini yobaz, milli mücadele sırasında milleti yunanla işbirliğine kışkırtmak için bildiri dağıttığı için asılmayıp bir de mecliste temsil hakkı mı verilseydi?
Yok böyle bir demokrasi.
Atatürk madem demokrasi getirdi rejimi, kanunları, yönetimi değiştirirken; inkılapları yaparken bir kere olsun halka sordu mu?

kendi döneminde 1 kere olsun seçime gidildi mi?

meclis'te kendisine muhalif olanlar bile faili meçhule giderken hangi demokrasiden bahsediyorsunuz!
Vikipedia dan demokrasinin tanımını yazan kara cahillerin "demokrasi çok partili dönem degildir bi kere taam mi" diyerek hedef çarptırmasi da hakikaten komik.

Bak yukarıda birisi sormuş, neyi halka sordu diye. Açın da biraz okuyun o donemde meclisteki muhalefetin nasıl gizli yollardan tasfiye edilip tek tip bir düşüncenin hakim kılındığıni.
bu devirde hala atatürkü demokrat bir insan sananların
olduğunu görmek beni hayretlere düşürüyor.

serbest fırkayı, terakkiperveri nasıl tasfiye ettiğini bilmeyen insanlar.
(evet kendi kurdurdu, göstermelik, baktı chp elden gidiyor hemen tasfiye edildi)

ali şükrü bey cinayetini hiç duymamış arkadaşlar!

neden bu devirde dedim?
yaa hadi eskiden bilinmiyordu okunmuyordu okuttrulmuyordu vs.

yaa arkadaşım, ayşe hürler taha akyollar mustafa armağanlar ve daha niceleri
defalarca yazdı yazıyor.
hemde belgelerle ortada her şey, yani yalan dolan yok.

adam hala utanmadan, vahdettin kurtuluş savaşını neden başlatmadı diyor.
vahdettini bile hain sananların sayısı o kadar azaldı ki.
her şey yavaş yavaş açıklanıyor artık kör herif kör kör!

bir de yeni kurulan cumhuriyetten ganimeti alamayanlar diyor!
el insaf! cumhuriyet kurulduğundan beri
chp nin talan ettiğinden haberi yok!
vaayy!!

atatürkün can arkadaşı nuri conkerin kurtuluş savaşı paralarını almanyada batırıp,
attaürkün de hesap sormadığından haberi yok.

ağzımla gülemiyorum!

bırak kurtul şu resmi tarih köleliğinden.

aç bir oku be aç bir oku!
kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermesi bile başlına başına demokrasidir. hepsini geçtim; kafadan kadına hak vermiştir, kadını meta ve eşya olmaktan çıkarıp, birey yapmıştır.

he işte, buradaki işidçi, hırsız sever ve diktatör aşığı o.çocuklarının karın ağrısı bundandır. zira kadın bunlar için birer et parçası, köşede durması gereken birer metadır. bu aşağılık kafaların her fırsatta atatürk'e saldırması ile pkk'lı vatan hainlerin saldırması arasında şahane bi orantı vardır. ne olsa olsa düne kadar el ele idiler; hoş zaten hep el eleler. ne de olsa düşman oldukları ortak nokta var; atatürk ve cumhuriyet.
kendine demokrasi gibi bir şeydir. şuna benzer; mahallenin çocuklarına top alıp topu kestikten sonra hadi oynayın bakalım demek gibi .
seçimsiz cumhuriyet olamayacağı gibi, düşünce ve inanç özgürlüğü olmadan da demokrasi olmaz. çarşaf yırtan, kuranı kerimi ayaklar.altına alan bunlar değil mi? bir çok ismi irtica diyerek katlettiren, hapsettiren bunlar değil mi?
Atatürk demokrasinin tüm temellerini attı. Zaten bir devrim yapacaksanız hemen bir kaç yılda yapamazsınız. Önce eski düşünceleri arıtmanız gerekir. Atatürk olmasaydı seçme ve seçilme hakkı gibi bir şey olmazdı, ve şimdi burada bunu tartışıyor olamazdık.
Atatürk demokrasiyi getirmediyse sevgili yazarım şuan halkın başbakanı ve cumhurbaşkanını seçmesi demokrasi olmuyor da ne oluyor. Hadi diyelim ki demokrasiyi getiren Atatürk değil, o zaman bana söyler misiniz demokrasiyi bu ülkeye kim getirdi?

(bkz: demokrasi hakkında bi bok bilmeyenler)

(bkz: Atatürk e çamur atmak için çamur atmak)
Atatürk'ü eleştirirken süregelen iktidar ve başındaki taraflı cumhurbaşkanını daha demokratik görmek ... Vallahi şu mantığınıza hayranım.
Hilafet daha demokratik bir sistemmiş o zaman keşke kalkmasaydı değil mi P
doğrudur. demokrasiye hızlı bir geçiş sağlamak gerekiyordu. yani kendi kafasında böyle kurmuştur büyük olasılıkla. şimdi başlangıçta hadi çok partili düzen yapalım dese, milliyetçi ve hain olmak üzere ikiye ayrılan bir kafa yapısı var. daha olgun şartlarda yapılan bir geçişte değildir bu, zira çok zor iki asır geçirilmiştir. devletin birini "bu iş böyle olmıycak" diyerek yıkıp yenisini kurmak gerçekten zor iş.

ben tek partili düzenin ileride çok partili düzene geçiş yapılsın diye getirildiğini, başlangıçta çok partili düzenin imkansız olduğunu düşünüyorum.

demokrat mıyım? hayır. sebepleriyle isteyen olursa açıklarım.
Aslında keşke padişahlık devam etseydi biz de istanbuldan ankaraya kadar bir ülkede yaşıyor olsaydık. Herkes ne rahatlardi. Ne kürt sorunu kalırdı ne başkanlık tartışmaları ne de demokrasi tartışıyor olurduk. Bize mustehak olan demokratik laik bir Cumhuriyette özgürce yaşamak değil biz muz Cumhuriyeti olmayı hak ediyoruz. Demokrasi falan bizim neyimize ki mustafa kemal zahmet edip getirsin.
atatürk'ün demokrasi getirdiğinden değil, getirmeye çalıştığından, ama yobaz artıklarının kalkışma alametlerini görüp bundan vazgeçtiğinden, zira amacının çağdaş bir demokrasiye ulaşmada hayati önemi olan devrimleri kökleştirmek için daha zaman gerektiğini gördüğünden söz edilmesi gerekir.

atatürk'ün demokrasi getirmediğini bugün ileri sürenlerin, inönü tarafından 1950'de geçilmesine izin verilen demokrasimizin bugün daha daa gelişeceği yerde, elimizde kalan son demokrasi kırıntılarının bugün destek verdikleri iktidar eliyle yok edilmeye çalışılmasını görmezden gelmeleri samimi demokratlar olmadıklarının ve sonuçta atatürk'ün demokrasiyi getirmemekte ne denli haklı olduğunun göstergesidir.
Ataturk ananizi siksin sizin de rahatlayin.
nerden baksan 600 sene köle gibi yaşamış halka demokrasinin bir anda gökten geleceğini sanmak körlüktür. kemocanlar bu konuda haklıdır.

sonuçta toplum dönüşüyor ve atatürk devrimleri denen şeyi batı nerden baksan 100, bilemedin 200 seneye yakın yaptı. sen ise sadece toplasan 30 sene gibi bir zamanda bunu yapıyorsu.

ayrıca monarşiyle yönetilmiş bir halkın diktatörlüğü eleştirmesi kadar saçma bir durum da olamaz. ( zaten monarşiyi gene istiyordunuz ki)

yani bu konuda demokrasiyi başkası getirdi demek saçma oluyor. atatürk diktatör olmasaydı bugün belki gene padişah eteği öpüyor olurdunuz.
Kul değil halk olun sonra demokrasi mi lazım yarakrasi mi lazım bakarsınız kendiniz dedi adam ama nerde bu millette bunu anlayacak idrak.
Daha demokrasi ile cumhuriyet arasındaki farkı bilmeyen ahkamkeserlerin neye inanacakları konusunda yaşadıkları kafa karışıklarını hezeyan halinde Atatürk üzerine şuursuz eleştiri olarak boca etme çalışmasıdır...

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Atatürk'ün Türkiye'ye "Demokrasi getirdiğine inanmak" için siyaset biliminden hiç anlamamak, siyasal literatür ve kavramlara hakimiyetin 0 -yazıyla sıfır- olması gerekmektedir...

Neden? Çünkü Atatürk yeni bir devlet kurmuş devlete bir "rejim" kazandırmıştır... işte biz o rejime "Cumhuriyet" demekteyiz...

Gelelim "demokrasiye"... Demokrasi bir "sistemdir"...Atatürk Türkiye'ye demokrasiyi getirmemiş değil "getirememiştir"... Öncelikle bu ince nüansı fark edelim..

Bir ülkede demokrasi olabilmesi için öncelikle çok partili bir siyasal hayat olması ama her şeyden önemlisi o ülkenin bir demokrasi kültürü olması gerekir...

Atatürk'ün bir harabe olarak istiklalini kazandırarak Cumhuriyet "rejimini" getirdiği Türkiye, Osmanlı'nın 621 yıllık - Bu arada yanlış yazmıyorum. Hesaplamam 1302-1923 arasıdır.Zira tarihçilerin kutbu Halil inalcık Osmanlı'nın kuruluşunu 1302 Bafeus Zaferi ile başlatır- mutlak monarşi sistemi ile yönetilen ve demokrasi "sistemine" yabancı bir topluma sahipti.

Ancak Atatürk önce Cumhuriyet Halk Fırkasını kurdurarak başına geçmiş ve demokratik "sisteme" doğru ilk adımı atmış, daha sonra ise Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ardından 2. denemede Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdurarak çok partili demokratik sisteme geçiş denemesinde bulunmuştur...

Maalesef bu 2 deneme de gerek dönemsel olarak toplumun buna hazır olmayışı ve Cumhuriyet rejimini sindiremeyen halk kitlelerinin özellikle islami söylemleri yoğun olarak kullanan bu partiler kanalı ile Cumhuriyet rejimine saldırmaları gerekse Atatürk ile kapalı bir iktidar mücadelesi veren "Paşaların" bu partilerde islam üzerinden verdikleri taviz ve Cumhuriyet'in ruhuna ters açıklamalar sebebi ile Atatürk "demokrasinin" gelişine "Cumhuriyeti" kurban vermemek adına müdahil olmuştur...

Olay bu kadar nettir...