bugün

günümüzde atatürk düşmanlığı falan filan ile konuşulan demokrat partinin meclise sunduğu ve 7 mayıs 1951 yılında reddedilen atatürk'ü koruma kanunu'na karşı çıkan istiklal savaşının değerli komutanlarından selahattin adil paşa'nın bir sözüdür. öyle ki bir diktatörün böyle bir kanunla korunmasını içine sindirememiştir adil paşa. şimdi mezardan kalkıp bunu tekrar söylese vatan haini ilan edileceğinden şüphe yoktur. öyle ya istiklal savaşında üstün başarılara imza atmak bile gözardı edilir bizim ülkemizde böyle bir söz söylenince...
saçma ve gerçek olmayan bir önermedir.
yalandır denemez doğrudur. ama bu onu kötü yapmaz.
okula giden zavallı çocukları görünce aklımdan geçirdiğim sözdür. katılmakla yetiniyorum elimden hiçbir şey gelmiyor.
atatürk keşke diktatör olsaydı o kadar çok isterdim ki bu kadar boş adam ortaya çıkmaz bu kadar gereksiz kavgalar ortada olmazdı. keşke diktatör olsaydı da cumhuriyet'i kendi kendini yönetmeyi beceremeyen koyunları bir güzel gütseydi keşke...
(bkz: bisiktirol verin arkadaşa)

dip not: meşhur bir alman ilaç ismi : bisiktirol
(bkz: aydınlanmacı despot)
(bkz: bok atıyorum panpişleeer)
" Ben kalpleri kırarak değil kazanarak fethetmek isterim. "
Mustafa Kemal Atatürk
padişah götü yalayıp, o diktatör diye bok atan nesil ne ara yetişti bu ülkede anlamadım gitti.
padişah olup cumhuriyetsiz bir ülke bırakmasındansa bize diktatör olup bir meclis bırakması birilerine hala kol gibi batıyor demek.
eğer atatürk padişahlığını ilan etseydi bugün ona karşı olanlar o günde ona laf söyletmeyeceklerdi.
anayasamızın degişmesinden sonra daha yahat konuşulacak konulardan birisi, fatih gibi dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanına bile küfredilen bu demokratik ülkede bazıları hakkında koruma kanunu varsa başka söze gerek yoktur...
saltanat kaldırılırken komisyonda kafa kesmekten bahseden, dönemindeki ilki hariç tüm meclisleri kendi seçtiği üyelerden müteşekkil tutan, tkp yöneticilerine hayatı zindan eden mustafa kemal'e atılmış bir büyük iftiradır(!)
eğer diktatörlüğünün sebebi düşünce özgürlüğünü kısıtlaması olarak görülüyorsa bu tez kolayca çürütülebilir. şöyle ki:

düşünce özgürlüğünden ne anlam çıkacağını bilmemiz gerekir. hastalıklı fikirlerin, türk milletine, türk devletine apaçık zarar getirecek fikirlerin hiç bir şekilde ortaya sürülmesi düşünce özgürlüğünün gereği değildir. hatta ve hatta adalet ve güvenlik gereği zararlı fikirlerin arkasındaki kişilerin ağır cezalara çarptırılması gerekir.

belirtmekte fayda var:

hiçbir yabancı merkezli fikir türk milletine fayda getirmez. ne komünizm, ne nazizm ne başka bir bok. aranılan fikirler geçmişteki türk uygarlıklarında mevcuttur. toplum yapısı mı istersiniz, ekonomi politikası mı istersiniz, ne isterseniz bulabilirsiniz. ama nedir, gelişen teknikler ve koşullar doğrultusunda bu yöntemler geliştirilir, sürekli üzerine bir şeyler konarak sürdürülür.
güldüren önermedir.
http://www.tgb.gen.tr/hab...gbnin-10-kasim-aciklamasi
diktatör nedir bilmeyenlerin hezeyanı.
"milletin sevgi ve güvenini kaybetmediğim müddetçe tekrar seçilirim; milletin reyi esastır." gazi mustafa kemal

ben hayatımda hiç,eline tebeşir alıp alfabeyi öğreten,milletinin ilk öğretmeni olan bir diktatör görmedim!

hangi diktatör "biz türkler, ruhen demokrat doğmuş bir milletiz" der ki.

ben hiç "ya istiklal ya ölüm"diye yollara çıkan,gerektiğinde ölümü bile göze alan bir "diktatör" görmedim.

ben hayatımda hiç 73 yıldır yokluğuna alışılmayan bir diktatör duymadım.
(bkz: kime gore neye gore)
(bkz: kicindan onerme uydurmak)
nagehan alçı'yı linç ettirecek kadar tehlikeli bir söz öbeği. öyle ya eleştirmek, eleştirilmek neyimize?
mussoliniden öğrenebileceğimiz gerçek.

bu konularda melih altınok uzunca konuşmuştur tavsiye derim.