bugün

(bkz: metropolis)
(bkz: gel gör beni)

aşk başlı başına zehirlenmek. beyninizin ve hatta tüm uzuvlarınızın uyuşması. yaşadıkça ikinizin dışında kalan her şeyi boşluğa atma hissi.

ya ayrılığa giden bir ilişki? zehri artık damarlarınızdan atmaya çalışırken, aslında o zehirin sizi daha da fenalaştırdığına, hissizleştirdiğine aynada bile canlı canlı tanık olabilirken, içinize tutmanız gereken aynayı tutabilmek en zoru. yani zehirlendiğinizi bilerek devam etmek. sonunda öleceğinizi belki de. yanınızdakilerin birer birer sizi anlayamadığına şahit olup ya da öyle düşünüp zehri damarlarınıza, ruhunuza çekmek. aşkı çektikçe zehirlenmek. darmadağın olacağını bilsen de, aşkın sahip olduğu zehri, artık kurumaya yüz tutmuş kapkara bir zifir gibi dikerek içmek değil mi? sevmenin dikenli binbir yolu olsa da, bazen ayrılmak, sevmekten daha zordur. işte o alışılmışlıktır zaten zehir eden tüm dünyayı, tüm yaşanılmışlığı...

gel gör beni
bu aşk neyledi
gel gör beni
aşkın zehir gibi...