bugün

Asker için ne kadar zorsa; geride bıraktıkları için de ×2 ×3 kadar zor olan gecedir.

ben n'apıyorum? buradaki amacımız nedir? sorgulamaları eşliğinde uzaklara dalan gözlerin yorgunluktan birden kapandığı geceymiş...
Izmir aylardan agustos baska sözüm yok.
yurdum erkeğinin hayatındaki önemli sabır ve psikoloji sınavlarından biri.
odada onlarca insanın Ayak, ağız, osuruk kokularının birleşimini ilk kez fark edip bunu uzun bir süre tenefüs edecek olmanın üzüntüsünü yaşatan gecedir ayrıca.
etrafta gezinenin, sigara içmeye çıkanın, tuşlu telefon ile tıkır tıkır mesajlaşanın, pencere açıp kapayanın en çok olduğu gecedir. sonrasında zaten eğitimden herkes pert olduğu için 11-12 gibi herkes mışıl mışıl uyur. ses çıksa da siz de yorgunluktan duymazsınız bile. yalnız horlama sesine hiç gelemiyorsanız sıçtınız. net.
Bi ömür unutulmaz. 16 sene olmuş. Vay amk.
Hemen yanımda yatan kişi kendisini jiletlemişti. Akli dengesi bozuk olduğu için 3 güne çürüğe ayrıldı zaten.
Gerçi askere alınma kısmındaki muayeneyi nasıl geçti onu pek anlamadım.
Yıllardan 2012, aylardan aralık. Niğde diye bir şehre çıkmış askerliğim. Söylene söylene gittim sanki tatil yeri bekliyormuşçasına. Koğuşa çıktık 3 5 evrak doldurduktan sonra. O da ne? Açık koğuş. 100 tane yatak var. Ulan dedim ben sinek vızıltısına uyanan adamım ne bok yicem burada. Ilk gece de uyuyamadım zaten. O yaşıma kadar duymadığım sesler duydum gece boyunca. Gerçekten askerlik baştan sonra bir hayat tecrübesi. Herkesin yaşaması lazım. Ama öyle 15 20 gün değil.
Gerdek gibidir.. sabahında çarşaf önemli..
Hayatında öğrenci yurdunda kalmamış olana zulüm gelir. iki senemi leş bir ortama vermiş biri olarak beni fazla yıpratmaz herhalde ama yıpratabilirde. Aman be kardeşim hiç olmazsa üç tane tuvaleti yok kışlanın, benim kaldığım yurtta bir tuvalete 25 kişi düşüyordu. Bunalım nedir siz o zaman göreydiniz. Yemekleri demiyorum bile.
streslidir.

tıpkı son gecede olduğu gibi.
En zor gecelerden biridir evden hiç ayrılmayan kişi için.
bekleyişler, aşılar, dolaplar, yerleştirmeler, sayımlar, beklemeler derken uzunca bir geceden sonra yorgunluktan yatağa girip uyumaya çalışırsınız ve sonra şu soruyu sorarsınız kendinize: "nereye geldim lan ben?"

edit: ah amasya ah... çavuş talimgah bölüğü çıktı iyidir dedik, sevindik görmediğimiz eziyet kalmamıştı.
en keskin ayak ve ter kokuları ile tanışıldığı gecedir. insan uyuşur ve derin bir uykuya dalar.
Kimsenin uyuyamadigi gecedir. O psikoloji ile uyuyabilen hayvan evladi varsa adamin dunya sikinde degildir. Hele kutahya’da yapacaksan sen got daglarina bakarsin, o da sana bakar. Ertesi gun ilk egitimde oyle bir sikerler, oglen de tekrar uzerinden gecerler ertesi gun nasil uyudugunu, sabah nasil kalktigini bilemezsin. Bir guzel sikecekler, ami gotu feci dagitacaklar ve sen ses edemeyeceksin.
7 sene yatılı okuduğum için hiç yadirgamamistim.normal gelmişti.
4 gün sonra benim de geçireceğim gecedir.
alışık olmayana zor gelir, çarşaflar yastık kılıfları açık maviden sarının tonlarına dönmüş, kokudan burnunu hissetmezsin, ses gürültü felan buz gibi ortam erkenden uyudun uyudun yoksa horlayan mı , osuran mı rüyasında sayıklayan kavga eden mi uyuyamassın.

birde ranzanın üstünde isen korumasıda yoksa daracık döner düşer miyim korkusu birde altta yatan dönüşledikçe sen gemi gibi sallanırsın. ama sonra alışırsın taktikler geliştirirsin. gece uyanırsın terlemişsin buz gibi ortam fırın gibi olmuş nefeslerden wc ye gidersin buz gibi koridordan hemen sıcak yatağına dönmek istersin.
Çantaları kamuflajları verdiler elimize, çıktık koğuşlara 10 da yat emri geldi. Yatağa yattım tavaNa baktım. Dedim allahım nasıl geçecek bu günler.
En ince dusuncelerle yatarsiniz.

En sonunda diyeceğiniz sey: ben nereye geldim amk? dır.
Koğuş kalk sesi ile uyanılır hiç tanımadığın insanlarla yatmak bambaşka bir şeydir.
Tavanı seyrederek geçer. Neredeyim ben dersin, sonra öğretirler zaten nerede olduğunu.
Cehennem gibidir,yaşamayan bilemez.
ulan nerede uyandık, nerede uyuyacağız gecesidir.
nasıl bir sabaha uyanacağını bilmemenin verdiği o korkuyla geçen stresli bir gecedir.