askere gitmek hayata ara vermektir.

eğer öyle sınır karakollarında, stratejik bir birlikte falan değilseniz daha nizamiyenin kapısından girerken kendinize ait birçok özelliği de kapıda emanete bırakırsınız. mesela ben askerdeki 2. günümde evi aramak istediğimde 20 yıllık ev telefonumun numarasını hatırlayamadım uzun bir süre. sivilden arkadaşlarınız, mesleğinizle ilgili bazı detaylar falan uçar gider kafanızdan.

neyse uzatmayalım, sonuç olarak bu etkiler size salaklık olarak geri döner. bendeki geri dönüşlerden biri şöyle olmuştu:

(bkz: dis macunu ile tras olmak/#4285394)
nobetci subay (astegmen) olarak, araç içineki birlik komutanına selam dururken, onun el kaldırma (eyvallah selamını gordum mahiyetindeki) hareketine mutakip refleks olarak benimde selamı bırakıp ona eyvallah anlamında elimi kaldırmam..hareketi gören ve beni yaklasık 20 mt geçmiş olan komutanın durması.aracın geri vitese atılması. hizama kadar gelip camı açıp 'salak mısın oglum sen?' demesi. kendini savunamamak. olayı erlerin görmesi. o gunden sonra tum erlerin bana selam olarak benim yaptığım gibi el sallamaları.

not: abartıp öpücük atanlar bilahare dövülmüştür.