bugün

yıllarını verdiğin sevgilinin gözlerine baktığında o bakışı görememek.
mantığının yaptığı açıklamaların hepsine duygularının isyan etmesi.
artık dönüşü olmadığını bilmek.

çok acıyo sözlük
daha acısı yok mu sanıyorsunuz?

(bkz: hic sevilmemis oldugunu farketmek)
gozlerdeki o pariltinin kayboldugunu farketmektir.
kovulmadan istifa etmeyi gerektiren bir durumdur.
aşka dair

bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan
ve buna rağmen hala yalnızsan,
için rahat olsun..
Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur
ve yaptıkların onun dudağında
hafif bir gülümseme yaratmaktan başka
hiçbir işe yaramayacaktır..

Sen kendini paralarken
o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır..
Hani ağzınla kuş tutsan
"Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?"
diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin..
iki ucu keskin bıçaktır bu işin..
Yaptıklarınla değil,
yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman..
Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur..
iyi halin cezanda indirim sağlamaz..

Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o,
"şunu yapmadın" diye cevap verecektir..
Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır..
Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın..
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın..
"Peki o ne yaptı ???" deme..
Herkes kendinden sorumludur aşkta..
Sen aşkını doya doya yaşarken,
o kendine engeller koyuyorsa, bu onun sorunu..
Bir insan eksik yaşıyorsa,
ve bu eksikliği bildiği halde
tamamlamak için uğraşmıyorsa
sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin..
Onun varsa,
bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın..

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen..
"Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu..
Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil..
Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki..
Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor..
Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu?
Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip,
yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana..
Yine içeceksin rakını balığın yanında..
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası..

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin
ve biliyorsun aslolan yürektir..
Yürek sesi ne bilmeyenler,
ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma;
Yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte..
Sen yeter ki koru yüreğini
ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu..
Elbet bitecek güneşe hasret günler..
Ve o zaman kutuplarda yetişen
cılız ve minik bitkiler değil,
güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

Hayatı ıskalama lüksün yok senin..

nazım hikmet ran
daha da kötüsü hiç bir zamanda sevmeyeceğini anlamaktır.
emeklerin boşa gittiğini anlamaktır. kapıyı vurup çıkmak ve kafayı dağıtmak için bir şeyler yapmak gerekir böyle durumlarda. zor durum vesselam.
artık, gitme vaktinin geldiğinin ispatı.

''giderim yine ben yoluma giderim''
insanın içini ya ağzına kadar doldurur taşla ya da kocaman bi boşluk açar. ortası olmaz, eskisi gibi kalınmaz.
salla gitsin. anne sevmemiş, tanrı sevmemiş bir de sen sevme ne yazar.
zor be sözlük. bana neden aşk sevgi dendiğinde kalp resminin cizildiğini anlatmıs durumdur. cunku takdır edersınız kı kalbın kan pompalamaktan bırde kriz gecırmekten baska bı işi yoktur ama o artık sevilmediğini anladıgın an göğüs kafesinin içinde birşey dısarı cıkmaya calısır sanki biri ona orada işkence yapıyormus gibi orayı terk etmek ıster işte o zaman neden sevgi aşk deyince kalp dendiğini anlarsın sözlük. her aklına geldıgınde o sızı yıne canlanır saatlerce gecmez. ama korkma sözlük zamanla o da gecıyor sımdı sana hıc gecmezmıs dunyanın sonuymus gıbı gelıyor ama o da gecıyor. tek yapman gereken ümit etmekten vazgecmek... *
o arkasından görülen, buğulu cama yaslanmış başın neden şimdi kendi omzuna yaslanmadığını anlamaya çalışırken farkedilir. kıvılcım o anda başlar, tutmak için uzandığın elin kasten uzaklaşmasını gördükten sonra da yangın artık kontrol edilemez hale gelmiştir.
götün bile iki lobu var ben tek kaldım dediğin andır.

(bkz: lob)
gitme vaktinin geldiğine işarettir.
sevmediğini anlayan kişiden daha fazla acı çekmektir.
boku yemeye başladığın andır.
bavulları toplayıp gitmek gerek.
sevildiğiniz zamanda verdiğiniz ve size verilen sözlerin tümünün yalan olduğunu vurgulayan duygudur. eğer "inanç" ve "güven" katsayınız sözkonusu kişiye karşı çok fazlaysa ondan sonraki hayatınız inanılmaz bir bataklığa dönüşür. bu ilişkide ayaklarınızı kurtulamaz bir biçimde kaptırmışsınızdır, daha sonra yaşayacağınız ilişkilerde de bu ilişkide kaybettiğiniz duygular sebebiyle * * sırasıyla tüm bedeniniz ve ruhunuz bu bataklığa giderek daha çok batacaktır. biraz "eski türk erkeği imajı" katılarak verilen bir mechanix tavsiyesi ile insanlara imzayı bastırtmadan * bu tür duygulara fazla güvenilmemesi (ki sözkonusu eylemi yapabiliteniz varsa imzayı basmadan) önerilir.
sevgiyi başkalarında arayanlar için zor gelir başlarda, evet. ama seni sevsin diye birisini sevmezsen eğer, eğer gerçekten sevmek için seven biriysen veya hayat seni o konuma getirmeyi başarmışsa eğer, emin ol, çok da önemli değildir.
sana bakarken gülerdi gözleri, hani onu hiç sıkmayan o şeker hareketlerin vardı, artık baymaya başladı karşındakini, hani elleri daha bir sıcak olur, heyecandan saçmalardı bazen, hissederdin sana attığını karşındaki mücizeyi ayakta tutan kalbin... heyecanlanmaz, dili bile sürtmez azarlarken, hani bir tehtid savurursun ortaya lütfen böyle yapma yoksa işler gerçekten hiç iyi olmayacak gibisinden. gülerek ( ama o eski masum, aşkını gamzelerine yansıtan gülüşlerden değil) evet gözlerinde hain bir karanlık ve korkusuzluk ile gülerek... "sen bilirsin!" der ve s.ker amını gider. o gün sol tarafın orda kalır... kim bilir belki bir gün biri alır...

(edt): inanamıyorum sözlük bir insan desem insan değil her neyse o şey işte bu entryi hangi sebep ile eksiler...? bak sövmüyorum tek isteğim mesaj atta bende öğreniyim ne burda seni kızdıran?
klasik bir eserdir.
giden kaybedendir derler o ama koydu da gitti dedirtir adama.
(bkz: deve dikeni kalp sikeni severmiş agaa)
öyle bir acı hissetmekki yüreğinde paramparça olmuşluğun verdiği etkiyle düşünememek belkide ve bir daha o gözleri sana gülerken görememek ...
saka gibi izliyorum donusunu .yerin yedi kat dibinde buldugum da kendimi soruyorum nerdeydin? ben mi yanlis anladim. yoksa bulamadinmi aradigini?
kabullenmekle sonuçlanmadığı zaman, kan ağlatır.
kendisinden ne zaman vazgeçildiği sorusu düşer insanın aklına o an. düşünür ki, acaba çok öncedense her şey bir oyun muydu "o" tarafından tertiplenmiş? ya da yakın bir zamandaysa, tanrım biz nasıl bu duruma geldik?

muhtemelen ölümden sonra insanın tabi tutulduğu en zor deneyimdir. gözyaşları o vakitten sonra söz dinlemez, ağlamak yok deseniz de uzun bir süre geçmeden gözyaşlarınızın itaatsizliğini tekrar ve tekrar tecrübe edersiniz.

tavsiyem şudur ki; böyle bir durumda ne olursa olsun arkanıza bakmadan kaçın. etrafınızdakilerden ve hatta kendinizden...
Ahmet Telli'den Aşk Bitti adlı şiirini dinlemenin iyi geleceği durumdur.