bugün

politik olmayan.
politik olmayi bir ideolojiyi benimsemis olmakla karistiran insanlarca, 'pek dusunmemek' manasina kullanilir.
apolitik olmayi guzel bi seyler zanneden insanlar ise, kahir ekseriyetle, bunun da bir politize olma sekli oldugunu goremeyen, politika nedir bilmeyen insanlardir.
politika yapmaktan korkan insanlardır.
bir flört şarkısı.

Ben böyleyken, sen öyleyken
Durum oldukça vahimken
Ne yaptığımızı hiç bilmezken
Orda burda kaybolduk
Beyoğlu nda, istiklal de
Barlardan bir tanesinde, bir kaç kadehle dost oldum
Kendi kendime konuştum; ben varım; heryerde varım;
Olmayanların da arasındayım
Yaşadığım dünya üstünde, iki takla daha atmaktayım
Hafıza kaybı; baş ağrısı
Şampiyon kim olacak kaygısı
Ben yokum,o nerde,insanlar sanki konserve
Bir sosyete, bir burjuva, iki yüzlü güzel bir haspa
Niyet belli akıbet belli, magazinciler yanında
Ben nerdeyim, sen nerdesin
Sence bu kimin umrunda
Bastığımız toprak bile altımızdan kaymakta
Bu belki de bir politika, bu belki de bir pasifizim
Bu belki de bir yanılgı, ne farkeder, hepsi aynı
Aynı aynı, hepsi aynı

Birileri küçük yaşantılarımız hakkında
Planlar yaparken, nefes almamız her geçen
Gün biraz daha zorlaşıyor. bense, bu nefes alınması
Güç dünyanın küçük, masalsı kahramanı olmaya
Devam ediyorum.
politikasızlık, bir çeşit vitamin eksikliği.
Bu memlekette, futbol, kadın programları ve özellikle magazine verilen önem aynı heves ve tutkuyla, iç ve dış politikaya verilseydi; inanın hem millet olarak hem de devlet olarak bugün apayrı bir yerde olurduk! "Derin müttefik" sandığımız ABD tarafından maşa niyetine kullanılmaz, Avrupa'nın kapısını bunca yıl aşındırmamıza rağmen sürekli "ertelenmezdik"!(Türkiye, AB'ye ilk müracaatını 1959'da yapmıştı.). Oysa Türkiye, içinde Amerika Birleşik Devletleri'nin de bulunduğu ve "Avrupa'nın güvenliği" için kurulan NATO'nun çok güçlü bir üyesidir. Avrupa'da gerçekleştirilen hemen bütün uluslararası organizasyonlara yer almaktadır.. (Örnek: UEFA Cup, Eurovision, her iki yılda bir yapılan ve seneye de Avrupa Futbol Şampiyonası-Euro 2008 adını alacak olan, ülkelerin "milli" takımlarının katıldığı futbol turnuvası, vs.). Ama bu katılımlara ve Avrupa'da toprağı bulunmasına rağmen Türkiye, AB içinde çoğu ülke için Avrupalı görülmüyor ve hep "ertelenen" oluyor. Gerçi bana sorarsanız Doğu'da Japonya, Rusya ve özellikle ABD'nin potansiyel bir güç olarak çekindiği Çin ile oluşturulacak bir "birlik", AB'den çok daha değerli bir seçenektir. Ama biz hala onun-bunun kapısını aşındıryoruz boş yere ve yaklaşık yarım yüzyıldır! Tabi ki yukarıda saydığım koşullar değişik olsaydı, apolitik bir nesil(gençlik) olunmasaydı bu gerçekler görülebilirdi. Yani arayış içinde değil, aranılan olurduk! Peki neden devletler, Türkiye'yi sadece yanında tutup içlerine almıyorlar? Çünkü Türkiye tam anlamıyla demokratik değil; çünkü Türkiye yüzbinlerce evladını katleden PKK ile mücadelede bile ABD'li koordinatörlerle işbirliği yapacak kadar dışa bağımlı! Evet, Türkiye'de demokrasi yok, peki neden? Bugünkü tablonun mimarları, T.C. Başbakanı'nı bile asmış (Adnan Menderes-27 mayıs 1960 darbesi), 70'lerde yükselen kardeş kavgasının üst seviyeye ulaşmasını bekleyip bu aşamada devreye girerek onlarca solcuyu ipe götüren; hatta asabilmek için yaşı tutmayan birinin yaşını mahkeme kararıyla büyüten bir darbeci zihniyetin piyonlarıdır! (Erdal Eren, 17 yaşındaydı; mahkeme kararı ile 18 yaşında gösterilip asıldı.). Kitaplar yakılarak, insanlar asılarak bir nesil politikadan-siyasetten uzaklaştırıldı; eskiden her sokak köşesinde üç beş genç birlikte oturduğunda Türkiye ve dünyadaki gelişmeler üzerine sohbet ederken şimdi onların oğulları iddaa oynayıp kolay yoldan para kazanmaya çalışan, "üretmeyen" bir neslin bireyleri oldular.. "Futbol, magazin.." diye diye her günü aynı, haftanın yedi günü her akşam farklı bir dizinin müdavimi olan bir nesil.. Geçenlerde bir arkadaşla oturduk sohbet ediyoruz.. Çocuk, kız arkadaşına dönüp diyor ki: "hayatım, aslında biraz para olacak hemen döviz alacaksın, dolar yakında yükselir!". Şu tabloya bakar mısınız?! Ne kadar sığ düşündüğünü görebiliyor musunuz?! Düşüşe geçen dolar ya da diğer döviz birimine yatırım yapmak, dövize yönelmek neyi getirir?: onun değerinin yükselmesini; çünkü ona olan talep artacaktır.. Ve unutulmamalıdır ki bizim ekonomimiz maalesef "dövize bağımlı"/"dövizdeki gelişmelere bağımlı" bir ekonomidir.. Dövizin değeri fırladığında bizim paramız ve dolayısıyla ekonomimiz değer kaybedecektir! Çocuğa bunları anlattım ve hiçbir şey söyleyemedi; çünkü gerçeği gördü.. Ve bunu bir üniversite öğrencisi yapıyor, sokaktaki adam ne yapsın?! işte bu şekilde ekonomi geriliyor, istihdam sağlanamıyor, dolayısıyla ülkemiz gelişemiyor! Dışa bağımlılık artıyor ve "güçlü" olunamıyor! işte bunların hepsi, halkın iç ve dış politikayı, ekonomi politikasını tanımaması, bilmemesi; bizi kimlerin yönetmesi gerektiğini bilmemesi, kime oy vermesi gerektiği duygusallıktan arınıp mantıkla seçememesi, bunu sonucunda da kadrolaşmaların yaşanması, belli zümrenin kazandığı, çoğumuzun kaybederek yaşadığı bir hayatın olması sonucunu doğurmaktadır!
Ufkumuzu geniş tutalım, sığ düşünmeyelim, günü kaçırmadığımız gibi geleceği de -satranç tahtasındaki hamleler gibi- adım adım hesaplayarak yaşayalım! Apolitik olmayalım! Söz dinleyen değil, söz sahibi olalım
eleştirilen apolitik insan ikiye ayrılır:

1. gerçekten apolitik insandır. bunlar da ikiye ayrılır:
a. hiçbir gerekçesi olmadan, sırf düşünmek kendine zor geldiği için, piyasa takılmak, hatun/eleman götürmek varken* devlet mevlet işlerine kafa yormak zor gelen insandır. popüler kültürün köleleri, mtv çocukları, bence tikilik felsefesinin* çıkışını yapan insanlar.
b. sağlık, geçim sıkıntısı vb dertleri yüzünden, kendinden başka birşeyi düşünmeye vakti olmayan yurdum insanıdır. birçoğumuzun anası babası böyledir. evlat okutucam, kirayı çıkarmaya çalışıcam, hastalıklarla boğuşucam derken gözü başka birşeyi görmez. belki bu duruma gelmelerinin sebebi yine ironik bir şekilde apolitik olmalarıdır ama iş işten geçmiştir bu saatten sonra yapabilecekleri birşey yoktur.

2.dışı apolitik içi beni(seni) yakan insandır. aslında bu işlere kafa yorar hatta bir çok "politik" insandan daha fazla kafa yorar. ama mevcut olan düşünce gruplarından hiçbirine kendini dahil edemez. daha ılımlı, kardeşçe düşünceleri vardır, daha objektiftir. her grubun iyi-kötü yönlerini haklı haksız olduğu tarafları görür ve aslında hepsine de kısım kısım hak verir. çünkü bilir ki mutlak haklı diye birşey yoktur, lakin buna rağmen kendi ideolojisi dışındakileri ezme, hakir görme, aşağılama hatta yok etme eyleminde olan günümüz türkiyesi politik gruplarının hepsinden tiksinir. halbuki elbet bir tarafı kendine yakın görme ihtimali vardır ama ideolojiden değil de, ona inandığı iddia eden insanların yaptığı öküzlüklere kendini dahil edememesi sonucu, dışarı karşı bir apolitik zırh geliştirmiştir. karşıt olana saygısı vardır hatta karşıt fikirleri sever, ama karşıt olunduğu için ölünen bir ortamda, benimsemeyi düşündüğü her ideolojinin birşeylerin maşası haline geldiği şu zamanda " ne sağcıyım ne solcu ortada futbolcu" demeyi kendine layık görür. bir eyleme, yürüşüye katılası gelir haklı sebeperden dolayı, ama orada savunulan düşüncenin nelere alet olacağının ve ne gibi olayların gelişeceğinin, dolayısıyla istemediği, savunmadığı bir duruma alet olacağının bilincine varır. sırf entel olucam, solcu hatunlara yavşıcam diyip okuduğu bir kitapla solcu olan, solcuğuluğu illa inançsızlık olarak gören solcuları gördükçe; sırf arkam olsun kavgaya kalabalık gireyim düşüncesiyle milliyetçi olanları ve milliyetçiliği kafakoparancılık, turancılık, ağırabilik ve solcu avcılığı olarak görenleri gördükçe; inandığı allah'ın kelamını bir kere okumamış, peygamberinin "sorgulamayan bizden değildir" lafından haberi olmayan, hala kaderini yaradanın çizdiğine inanan, cennetten 3 dönüm arsa koparabilmek için namaz kılan safsata salatası insanları gördükçe ve daha nice öküzlüklere şahit oldukça, bu apolitik insanlar hiçbir zaman kendini bu insanların yanına koymayacaktır. onların inandığı görüşlere her ne kadar hak verselerde, o görüşleri tam olarak benimsemeyeceklerdir. elbette herkes bu şekilde değil, inandığı şeyin ne olduğunu gerçekten bilen ve onu gerçekten yaşayan insanlar da var, yani umarım vardır ama ben bir türlü rast gelemedim.

şimdi sorarım size eğer birisi gelip solcu/milliyetçi/dinci olduğunu söylerse kaçınız yukarıda bahsedilenlerden farklı birşey getirebilecek aklına? eğer böyle insanlar varsa kabul ediyorum ben apolitik değil; hem solcu, hem milliyetçi, hemde dinci hem de daha neler nelerim. maalesef ki bu kapasitede biri karşıma çıkana kadar gözünüzdeki zavallı, aşağılık, hiçbir boka kafasını yormayan insan olarak kalmayı tercih ediyorum. yanlış anlaşılmaktansa hiç anlaşılmamayı seçiyorum.
bir sanatçının tercih etmemesi gereken şey.
apolitik olmakla ilgili bir yazı için:

http://tehlikelibolge.blo...n-dayanlmaz-hafiflii.html
nötr olmak demektir..ki bu da hem artıdan hem eksiden nasibini almış , sonunda onları dengelemiş olmaktır..yoksa marifet değildir anlamadığı dahası dahil olmadığı sistemi yermek ya da övmek..kapitalizmi çocuğunun karnı açken ,anan ilaç beklerken dahi savunup bi bankada çalışmayı reddedip eleştirebiliyosan o zaman komunistsindir..yoksa geri kalanı biraz taksimdeki tshirtcü biraz ordan burdan çılgın devrimci gençlik muhabbeti biraz hatırla sevgili..
o bakımdan iyidir güzeldir..piyasa etmeden sevmek , sevenlerine saygı duymak gereklidir..
mevcut sistem tarafından kendine bir ideoloji giydirilecek olan...
gençliğimize yönelttiğimiz sıfatlardan bir tanesi.

stalker'ın deyişiyle "siyaset yapmayalım ama bu apolitik olduğumuz manasına da gelmesin"

apolitik olmanın siyasi görüşe sahip olmamak şeklinde algılanışı ülkem gençliğinin en büyük sorunu.
tamam siyaset yapma ama dünyanın gidişi ve ülken hakkında genel bir görüşün, gelecek hakkında bir düşüncen olmalı.
siyasete ilgisi olmayan, dolayısıyla şu anda sol frame'de dönen neredeyse hiç bir başlığın cezbedemediği birey.
politika ile fazla içli dışlı olmak istemeyen insanların durumu.
en hakiki, delikanlıca duruştur mudur? ki o duruşa kaç kuruş? diye soranların algıları bu derece öteden öteleniyor oluşu dogmatiklikliklerinden kaynak alır gibi varsayımı pratikte gerçekliliği örseliyor ya da örselemiyor, maksat gönüller bir olsun, insanlar kabul etmedede siyasi duruş oluştururken faydacı bir güdülerini güdülemesin gün geçmiyorki. bölüşmede sana, tannsaldan, insandan daha fazla bir pay düşüyor, sana ait olan sana geri geliyor. kendini, başkalannın gözünde olduğundan daha güçlü olarak tasarla ve böylece daha fazla gücün olacaktır; kendini daha çok olarak düşün, daha çoğa sahip olacaksın gibi bir hafıza kayıplılığı özellikle ülkemizde asılolandan vasılolana benzetilmiş bir şüphecliikte siyasetin vukü bulması, insanların gidip oy kullanması çok hoşbeş karşılanması tetikleniyor-la kalmıyor yolda kalıp oy kullanmayanlara mallık yaftası yapıştırılıyor. emin ol, bu durumda mal kim güzel kardeşim?
çok büyük çabalar sarf edilerek Türk gençliğinin olmasına uğraşılan kavram. aman politikayla sağla solla uğraşma oğlum. aman anarşik olma oğlum. sen dersine bak. 80 olayları falan filan. işte ülkenin geldiği durum. ne zamanki bu ülkenin gençleri kışkırtmalar olmadan hür iradeleri ve akıllarıyla tekrar politik olabilirler, fikirler üretip arkasında durup savunabilirler belki o zaman bişeyler değişir. umarım değişir.
politik olmayan.
1980 sonrası gençliğine damgalanan kimlik. o gençliği yetiştiren kuşağın kullanmayı çok sevdiği sözcük. ve daha bir sürü şey.
apolitik durum ikiye ayrılabilir. birinci kısım için apolitik olma halinin bir tercih meselesi olması halidir. onlar bunu seçmiştir. bunu seçerken belki bıkmışlardır artık, belki kolaya kaçmışlardır. apolitik-lik sadece politika ile ilişkilendirilir diye düşünürler. kötünün iyisidir onlar.
ikinci kısım ise apolitiktir ve bundan haberleri bile yoktur. çünkü apolitik sözcüğü bile en azından kendi içinde bir politik duruşa sahiptir. bu duruştan haberleri yoktur bazılarının, ki apolitik duruştan haberleri olsun. kötünün kötüsüdür onlar.
Bugünün türkiye'sindeki gençlerin nasıl bu kadar apolitik olabildikterine şaşıyorum. Siyasi iktidar tarafından geleceği ellerinden çalınmakla beraber harçlarla, öğrenimlerle borçlandırılmaktalar. Ve halen daha seslerini çıkarmakta güçlük çekiyorlar. Üniversitelerde türlü numaralar dönüyor ama öğrencilerin bir çoğundan hiçbirşey olmamış gibi davranma çabasındalar. Kredi kartlarının kölesi olmuşlar. Özentilik almış başını gidiyor. Kendilerini deli gibi alışveriş merkezlerine atıp kredi kartlarının son limitlerine kadar bitürmeye çalışıyorlar.

kendilerine gelmeleri için türkiye'de daha ne olması gerek?

(bkz: zaman mücadele zamanıdır)
son zamanlarda "bu gençlerde çok apolitik yahu" şeklinde kullanılan ve kız tavlayacağını düşünen erkek feryadı. işin gerçek yüzünde ise er kişi hayatında bir kere bile siyasete, eyleme, ne bileyim herhangi bir politik olaya karışmamıştır. kuru laf politikacısıdır.
"mal bunlar, öküz bunlar, hiçbi şey bilmez bunlar, dünyadan haberleri yok bunların, düşünemedikleri için apolitiklik falan takılıyo bunlar" şeklinde tepkilere mağruz kalacak olan tepki. apolitiklerin politik gündemi çoğu insandan daha sık takip ettiğini çoğu politik fanatik bilmez. kendileri kendi politik görüşlerine ait kamuoyunu takip ederken apolitikler her şeyi takip ederken takip ettikleri tüm görüşlerden eşit şekilde nefret eder. yani apolitiklerin ülkede ne olduğundan haberi yoktur önermesi deli saçması sıçmık boktur.
siyasetle ilgisiz kimse.

günümüzde ülke siyasetinin tamamen damgalamaya dayalı olduğunu düşünürsek, duygu propagandalarıyla yönetildiğimizi düşünürsek, apolitiklik iyidir efendim.
devlet politikası sayesinde 80 sonrası gençliğidir. 80 sonrası deyince 79 doğumlular çok politik demek değildir, 80 sonrası, gençler apolitikleştirilmiştir sistemlice. çok politik geçinenler için de geçerlidir maalesef bu.
verdiği kararlardan ötürü, gelecekte hesap sormamak isteyen insanım, insansın, insan.
ailemin sahip olduğu özelliktir. sözde sol değerleri savunurlar ama bunlar için hiçbirşey yapmazlar. ne 1 mayıs'a işçileri desteklemeye, gelecekte işçi olacak olan oğulları için gelecek istemeye giderler; ne bir siyasi partiye üye olurlar.
tkp 90.yıl kutlamalarına gitmek isteyen teyzemle bana "kızım sen öğretmensin fişlerler valla şehir dışına atanırsın görürsün" demişlerdir.
tipik 80 sonrası apolitik olan insanlardır.
(bkz: günümüz gençliği)
Apolitik hepimiz, çıkmıyo sesimiz!
Dinleyebilirsiniz, güzel sözleri var:
http://www.facebook.com/h...video.php?v=1608494248162
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar