bugün

mebuse tekay'ın, çok sevdiğim, bir çırpıda okunabilecek kadar ince, ancak inceliği kadar da aslında narin olan anılarını barındıran kitabı...
bendeniz böyle kitapları severim,
küçük anılar, küçük hayatlar...
hani yazarın ''ben de insanım'' dediği inceliklerini anlatan kitaplar.
belki ben de annem gibi olmadığımdan çok sevdim bu kitabı,
belki en kitapsız anımda, birden çekmeceden sürpriz olarak çıkması idi bu denli sevgi dolu yaklaşma nedenim...
ya da belki jenerasyonlar arası farka olan bakış açısındaki netlikti bilemiyorum...
ancak okunabilecek kısacık öykü-anı denemelerinden biri.

Hiç unutmam sandığı nice şeyi unutur insan.
Sevdalar, kaygılar, kahkahalar, kırgınlıklar, renklerini yitirir zamanla.
Sonra bir ses, bir şarkı, bir koku, hayat verir hepsine.
En kuytu köşelere gizlenmiş kareler, kişiler, anılar, sel gibi akar.
Sevdiklerimizden, sevmediklerimizden, aşktan, dostluktan, hayal kırıklıklarından, yaşama sevincinden söz ediyorum.
Kulağınıza uzanıp, en sevdiğim şarkıları söylüyorum. Sizinkileri anımsayın istiyorum.
Ama öykü bu, kim aklına düşeni okuyabilmiş ki..