bugün

soba. sıcacık karanlık küçük bir oda. sobanın içinde pişen ekmek kokusu.
annemin çocukluk fotoğraflarının bulunduğu özel köşe. Bir de masa örtüleri. Tabii anneannem bu örtüleri çivilere bağlı iple ölçülendirdiği aynadan ev telefonuna kadar örtüyor.
Pilli radyoda gece bahçede cırcır böcükleri arasında dev dut ağacının altında müzik dinlemek, her türlü şımarıklığa göz yumulan, yokluğa yoksulluğa rağmen bir denilenin iki edilmediği huzurlu ev.
taşlaşmış, beton sertliğinde yastıklar, parlak baklava dilimi yeşil yorganlar, dolapta nuh u nebiden kalma tuhaf bir forma dönüşmüş çikolatalar, misafir yatağının üzerinde hazır kıta bekleyen seccade, hasır iskemleler, kuzinede 24 saat demli çaydanlık, kapıda doyurulmak için sıraya girmiş kediler, anneannenin pamuk yanakları ve erken göçüp gitmiş dedenin biraz daha yaşasaydım da sizlere doysaydım diyerek hüzünle bakan fotoğrafı...
Patikler , pastalar börekler. Uzun zamandır da gitmiyorum haa
Bi uğrayayım.
ayaklı gırgır.
Her zaman ocağın üstündeki yemek, balkondaki çiçekler, evin hemen önündeki incir ve dut ağacı, balkona komşu olan erik ağacı, altı hiç kapanmayan çaydanlik, gelip geçen insanlar sayesinde kapısından eksilmeyen ayakkabı.

Çocukluğumu geçirdiğim ev. Anneannemlerde büyümüşüm ben annem hep öyle der. Bazı şeyleri hayal meyal hatırlıyorum. Gecenin bir yarısı uyanıp acıktım diye teyzelerime eziyet ettiğimi ki onlarda her gece yoğurtlu şekerle ekmek katıp verirlerdi. Her gece aynı saatte yemek için uyanırdım. Saçlarımı iki yandan ayırıp bazen bağlayıp bazen örerlerdi. Teyzemlere hattinden fazla eziyet ettim sanırım ama ilk torun ilk yeğen yapacak bişey yok... Bazen elimizde büyüdün şimdi kocaman oldun diyorlar. Gece kalktığımı yüzüme vuruyorlar ama bilmiyorlar ki ben hala gece yemek için uyanıyorum.
Anneanne kokusu. Ölümünden bir sene geçmesine rağmen evin heryeri o kokuyor. Ulan niye geldim ki şimdi ya.
(bkz: mantı)
anneannemin güzel yüzü dantaller bizimiçin hazırlanmış yemekler.
Meyvelerle dolu bahçe..
an itinariyle kiracı aramak..

amına koyayım..
Tel dolap, tavuk, bahçe. Ah keşke yaşasada yanında olsak
(bkz: göbete)
dünyanın en huzurlu yeri. en lezzetli yemeklerinin piştiği ev, lavanta kokulu nevresimler.
Duvarinda asili olan tablolar.

Yillarca anneannem kendi resmini ressama cizdirmis tablo gibi yaptirtmis duvara asmiş sanardim.
Meğerse o 1800lu yillardan kalma gibi tabloya benzeyen şey anneannemin annesinin fotosuymuş aq.
kuzine soba. mis gibi.
dayım ve yengemin müthiş kavgaları, dayımın yengeme uyarladığı "adın batsın" şarkısı, anneannemin içli köftesi ve tavuklu kömbesi.
anneannem ve dedem şeker hastası olduğu için ilk başta poşet poşet ilaçlar aklıma gelir.
sonra tel dolabın alt gözündeki köy bakkalından alınmış gül lokumu ve hafif yumuşamış bisküviler.
dedem, anneannem görmeden akşamları aşırır bunlardan birer ikişer.
Küçükken girmekten korktuğum o karanlık odada da bahçeden yeni koparılmış, karpuz kavun, acur.
Unutmadan, bir de girişte tam karşıda duran dedemin efe babasının köy meydanında zeybek oynarken çekilmiş çerçeveli fotoğrafı.
buzdolabının yumurta rafında turbo sakız ararken hep orda duran dikdörtgenler prizması şeklindeki pakmaya.
Patates yemeği ve şehriyesiz pilav. Full time.
dünyalar güzeli, güzel kalpli, güzel ruhlu tontişim.

ve onu ne kadar özlediğim...
spungle. evet reklamlarda anneanne evi bu şekilde gösteriliyor, mezun olan kızımız anneannesinin evine geliyor ve spungle yapılıyor.
her pazar kışın öğlenleri yeniln tatar böreği,
En son aklımda kalan sidik kokusu oldu . Allah rahmet etsin . iyi insandı .
güncel Önemli Başlıklar