bugün

(bkz: 2 gün boş bıraktım ne hale getirmişiniz sözlüğü)

anarşistler pistir kakadır.
entrym ironiktir.
bu durumda ben de kakayımdır.
tü bana.

(bkz: bu kim yaa)
kayıtsız şartsız özgürlük taraftarıdırlar.
anarşizm, bunu hak eden devlet için yıkım demektir ki keşke her anarşist lafta kalmayıp yıkıma geçse.
1 mayıs gösterilerinde istanbul'da bankalara, dükkanlara bir hışımla saldırıp camı çerçeveyi indiren, haber bültenlerinde "anarşistler" olarak adlandırılan grup. Starbucks'a da ya allah modunda girişmişler.
gördüğümüz kadarıyla 15-20 kişilik liseli grup.
200 kişilik bir grup. 30 kişi çevreye dalmıştır. En sonlara doğru starbucks ve burger kinge falan saldırırlarken içimin yağları eridi.

Edit: güvenlik görevlisini döverek bok yemişler ama cidden. Ayrıca ergen mergen sonuçta yapmak isteyip diş bileyip sabır çekip yapmadığımı yaptılar ya helal olsun kardeşim. Yiğidi öldür hakkını yeme.
https://fbcdn-sphotos-d-a...21385512_1911318920_n.jpg
insanları mümkünse sefaletle olmadı ölümle eşitleyen, mesela kişinin olan iki ineğine de el koyup itiraz eden sahibini toplama kampına gönderen, bireysel özgürlük kavramından bihaber tiplerle kısacası sosyalistlerle ortak eylem yapan asalakların asla ve asla içinde bulunmadığı sıfat. bunlar kendini anarşist sanan aslında sosyalist, hatta o da değil, özenti, embesil ergen sürüsüdür. gerçek anarşistlerse mesela ispanya iç savaşında 7.000 silahsız din adamının katilleridir. tüm anarşistler potansiyel katildir.
gezi parkı ile kemalistlerin yer aldığı gruptur.
https://fbcdn-sphotos-c-a...120469617_111078667_n.jpg
Anarşistler, sayıların köleleri değildir, sınıf çatışması kitle içinde düşük seviyelerde olduğunda bile iktidara karşı eyleme devam ederler. Anarşist eylem, o yüzden, tüm ezilen sınıfın mücadelede baştan sona büyük ve tek bir örgütün içinde hareket etmesini savunmayı ve örgütlemeyi amaçlamamalıdır, ancak mücadelenin yegane yönlerini saptamalı ve eylemleri kendi saldırı kararlarına göre yerine getirmelidir.
Anarşistlerin şayet tek bir değişmez özelliği varsa o da kendi cesaretlerini sınıf mücadelesinin zorluklarına göre kırmamaları veya iktidarın vaatlerine kanmamalarıdır.
iktidara teslim olmuş bir anarşist bulmak her zaman zor, çoğu kez de imkansız olacaktır. Bu, işkence veya fiziksel acının bir sonucu olarak gerçekleşebilir, ancak uzun süreli baskı veya cesaretin yitirilmesi ile asla değil. Anarşistleri vazgeçmekten alıkoyan, tarihlerindeki en kötü anlarda bile onları iyimser yapan bir şey vardır. Bu, onlara geçmişteki hatalara dönmeyi değil, mücadele içinde daha ilerisini görme yetisini kazandırır.
Bir anarşistin devrimci çabası, asla yalnızca kitlenin harekete geçirilmesi değildir, diğer taraftan, belirli metotların kullanımı daha sonraki belirli bir zamanda mevcut koşullara tâbi hale gelecektir.
Kitle ile ilişki, gidişatı sürdürmek zorunda olarak ve sömürenlerin saldırısına karşı direnişin büyümesine dayanan bir şey olarak yapılandırılamaz. Bu, şüphesiz saldırıdan kaynaklanan ve artçı bir ilişki olmayan daha indirgenmiş spesifik bir boyuta sahip olmak zorundadır.
Önereceğimiz örgütsel yapılar, zamanda ve mekanda sınırlıdır. Bunlar kısa sürede erişilen basit birliksel biçimlerdir, başka bir deyişle, amaçları: tüm ezilen sınıfın mücadelede başından sonuna tek ve büyük bir organizasyonda örgütlenmesi ve savunu yapması değildir. Mücadelenin tek bir yönünü saptayan ve kendi saldırı kararına göre mücadeleyi sürdüren, daha indirgenmiş bir boyuta sahip olmalıdırlar. ideoloji ile bastırılmamalı ancak herkes tarafından paylaşılabilecek olan temel unsurları içermelidirler: mücadelenin öz-yönetimi, sürekli çatışma durumu, sınıf düşmanına saldırı.
Anarşist azınlık ve kitle arasındaki ilişki(nin önemi) için bu yola işaret eden en az iki faktör: sermaye tarafından üretilen sınıf sektörelliği ve bireylerin, kolektif mücadelesinin belirli biçimlerinden aldığı acizlik hissinin yayılması.
Sömürüye karşı güçlü bir mücadele arzusu mevcuttur ve hala bu mücadelenin somut bir şekilde ifade edildiği yerler var. Pratikte eylem modelleri istenilen sonuca ulaşıyor ve hala bu doğrultuda yapılacak çok şey var.
Kapitalist iktidarın muazzam yapısına karşı yapılan küçük eylemler her zaman önemsiz ve anlamsız olmakla eleştirilmektedir. Ancak, diğerlerinin kolaylıkla tekrarlayabileceği bu küçük eylemleri yaymak yerine niceliğe dayanan bir ilişkiyle karşı çıkarak düzeltmeye kalkışmak bir hata olacaktır.
Çatışma, düşmanın konsensüsü sürdürmek için sürekli değiştirdiği büyük kompleks yapısından dolayı kesinlikle önemlidir. Bu konsensüs, her düzeyde işleyen sosyal ilişkilerin oluşturduğu iyi bir ağa dayanır. Daha küçük rahatsızlıklar, bu ağa, eylemin kendi sınırlarının çok ötesinde zarar verir. Bu, onun imajına, programına, sosyal barış ve istikrarsız politik dengeyi üreten mekanizmalarına zarar verir.
Çok az sayıda yoldaş tarafından yapılan her ufak eylem, adeta büyük bir altüst etme, yıkım eylemidir. Bir referans noktası olarak bir sembolden fazlasına dönüşmeyen eylemler, çoğu kez mikroskopik boyutların çok ötesine geçer.
işte bu, çoğu zaman isyan olarak konuştuğumuz şeydir. Bizler mücadelemizi, isyan koşullarının ortaya çıkabileceği ve gizli çatışmanın gelişip öne taşınabileceği bir biçimde inşa etmeye başlayabiliriz. Bu şekilde, anarşist azınlık ve mücadelenin gelişebileceği belirli bir durum arasında bir bağlantı kurulmuş olur.
Birçok yoldaşın bu fikirleri paylaşmadığını biliyoruz. Bazıları bizi analitik olarak eski moda olmakla suçlamakta, bazıları ise özellikle de elektronik ortamda, artık isyandan bahsetmenin mümkün olmadığını iddia ederek, sınırlanmış mücadelenin sadece iktidarın amaçlarına hizmet ettiğini göremezler.
Ancak bizler azimliyiz. Bugün hala isyan etmemizin mümkün olduğuna inanıyoruz, bilgisayar çağında bile.
Canavarı bir iğne ile delip geçmek hala mümkündür. Ancak basmakalıp büyük kitle mücadeleleri hayallerinden ve her şeye egemen olacak, her şeyi kontrol edecek bir hareketin sonsuz büyümesi fikrinden vazgeçmek zorundayız. Gerçeği hayalimizdeki gibi değil, olduğu gibi değerlendirmeliyiz. Bir durumla karşılaştığımızda bizi çevreleyen gerçekliği yansıtan ve kendimize, ona karşı eylemek için gerekli araçları sağladığımız sınıf çatışması konusunda net bir fikre sahip olmak zorundayız.
Anarşistler olarak bizlerin, büyük bir önem ve devrim kabilinden anlamlılık taşıyan müdahale ve fikir modellerimiz var, ancak onlar kendileri adına konuşmaz. Şipşak anlaşılır değiller, bu yüzden bunları eyleme dökmek zorundayız, çünkü onları basitçe açıklamak yeterli değildir.
Kendimize mücadele için gerekli araçları sağlama çabası, fikirlerimizi berraklaştırmamıza yardımcı olmalıdır, hem kendimiz hem de bizimle bağlantı kuranlar için. Kendisini yalnız karşı-bilgi, ihtilaf ve ilkelerin açıklanmasıyla kısıtlayan indirgenmiş araçlar fikri, şüphesiz yetersizdir. Bunun ötesine geçmek zorundayız ve üç biçimde çalışmalıyız: kitle ile temas (açıklık ve mücadelenin kesin gereksinimleriyle sınırlanmışlıkla); devrimci hareket içerisinde eylem (daha önce bahsedilen kişisel eğilim); spesifik örgütlenmenin inşası (hem kitle içinde çalışmak hem de devrimci hareket içerisinde eylem için işlevsel).
Ve bu doğrultuda çok çaba sarfetmemiz gerekiyor.
Alfredo Bonanno
http://25.media.tumblr.co...v16ovDD71sijhweo5_500.jpg
http://31.media.tumblr.co...v16ovDD71sijhweo6_500.jpg
http://24.media.tumblr.co...v16ovDD71sijhweo2_500.jpg
http://25.media.tumblr.co...v16ovDD71sijhweo3_500.jpg
http://24.media.tumblr.co...v16ovDD71sijhweo4_500.jpg
http://25.media.tumblr.co...ovDD71sijhweo1_r1_500.jpg

Kadının gelişimi,
bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir.
ilk olarak kendisini bir seks objesi değil,
bir kişilik olarak ortaya koymalıdır.
ikincisi, hayatını basit,
fakat zengin ve derin kılarak;
kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği
tüm haklara karşı koymalı,
istemediği sürece çocuk yapmamalı,
tanrının, devletin, kocasının,
ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır.
Bu da hayatın
tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak,
yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından
özgürleştirerek olur.

Emma Goldman.
insandırlar.
muhafazakar ve liberal kadar. hatta sosyalist ve komünist kadar. belki daha çok..
https://31.media.tumblr.c...fwqz5obD1sijhweo1_500.jpg

Geliyoruz! Sistemleri yıka yıka geliyoruz..
Sınıfların uzlasması fikrine nasıl baktıklarını merak ettiğim topluluk.
Uyumun insanlar arasındaki karşılıklı saygı ve sosyal dayanışmadan doğan devletsiz bir topluma inanırlar. Evet.