bugün

thomas bernhard'ın ''eski ustalar'' ismindeki romanıdır. bir çok giydirmeden oluşur. times'de sanat hakkında yazılar yazan reger isminde bir sanat eleştirmeni ile onun felsefe ile uğraşan arkadaşı arasındaki konuşmalar şeklinde roman devem edegider. giydirmelerden bir kısmı;

''ben burgenlandlıyım demek, ben avusturya'da cezaevindne geliyorum demek dışında bir anlam taşımıyor. ya da avusturya tımarhanesinden..''

''dahi ve avusturya sözcükleri birbiriyle uyuşmaz, avusturya'dam söz edebilmek için..,, yeteneksizliğin ve taşra kalleşliğinin adamı olman gerekir;.. bir dahi ya da olağanüstü bir beyin bile burada şerefsiz biçimde er-geç katledilir..''

''heidegger.. tamamen düşüncesiz bir kişiydi,, her türlü fanteziden yoksun, her türlü duyarlıktan yoksun, sapına kadar alman bir felsefe geviş getiricisi[fikrimce burada ''sapına kadar alman'' nazizmine bir giydirme'dir] alman felsefesinde otlayan ve onun üzerine onyıllar boyunca kara orman'da işveli gübresini bırakmış, sağılamaz derecede yüklü[burada da anlaşılmazlığna] bir felsefe ineğiydi..''

bunun yanında papa, manastırlar, heidegger'den viyana tualetlerine[avrupa'daki en pis tuvaletler olduğunu söyler bernhard], politikacılar, özellikle öğretmenler[bireylerin sanat zevkini yıktıklarını belirtir ve haklıdır da-kendi ülkem için], gazeteler[aslında roma'da yanarak ölen birinden bahsetmiş. genç yaşında demiş ülkenin en önemli kadın şairlerindenmiş bu da fikrimce ingeborg bachmann olmalıdır], devlet[bireyi öldüren asıl kurum olarak] değinmediği birşey kalmamış. ama sanattan bahsederken özellikle eleştirel yapısı bir sanat egoizmi biçiminde gördüm.

son olarak; bu sözler söylendiğinde iyi ki heidegger yaşamıyordu!

bununla beraber, türkiye'de bir thomas bernhard yaşasaydı 'devlet sanatçısı'' kavramı yerden yere vurulurdu!
dünyayı bir mahalle kabul edersek, o da bir mahalenin yazarıdır ki koca koca adamlara küfür eder[eserde] bu mahallede yaşamış.