bugün

Japon arabaları oldukça sağlamdır. kolay kolay bozulmaz, taş gibidirler. ancak buna karşın alman arabalarına kıyasla sürüş zevki sünger gibi olan ruhsuz araçlardır. Alman araçları ise karakterli, daha konforlu, maksimum sürüş zevkine sahip otomobiller olsalar da japon araçlarına kıyasla sık arızalanır ve özellikle kronik arızalarıyla baş ağrıtırlar.
paran varsa honda yoksa anakonda..
Ya bırak Japon arabasıymış herifler audi altıgen radyatör ızgarası çıkarınca bile hemen kopyalıyor var mı özgün tasarım bir Japon arabası hepsi birbirine benziyor.
Alman arabası bmw ise mercedese mercedes ise audiye benzemez emeklemeyi yeni bırakan çocuk bile birbirinden ayırır.
Zaten dizel motoru Japonlar beceremedi gtti.
Alman sağlam, japon uzun ömürlüdür.
japon arabası ezer atar. alman arabasına ne kadar iyi bakarsan bak on yaşını geçince dağılıyor, japon arabası bakımlıysa otuz yaşına kadar tık demiyor. mazda 626 gibi onlarca kurum tarafından dünyanın en sorunsuz arabası seçilen bir örnek var karşımızda. hele vwci tayfa zaten ayrı alem, patlak dsg şanzımanlarıyla, buzdolabından bozma beyaz golf arabalarıyla attıkları hava ferrari sahiplerinde yok.
Zamanında ikinci el bir toyotamız vardı hiç sorun çıkarmazdı çok uslu bir arabaydı sonra bir gün sıfır Volkswagen aldık. O arabayı almaya karar verdiğimiz gecenin sabahını seveyim.
Alman konforlu, japon sorunsuz masrafsız. Türkiye şartlarında ihtiyaç duyduğumuz şey japon arabalarıdır.
iyi olan kazanır.
yıllarca scirocco kullanıp, civic'e geçtikten sonra, japon alır dediğim karşılaştırma.

vw'nin kronik sorunları bitmez 2 ayda bir sanayiye götürtür.
2000'e kadar alman, 2000 sonrası japon.

eğri oturup doğru konuşalım almanlar artık tümüyle gösterişe, janjanlı ve alengirli bilgisayar sistemlerine yönelmiş durumdalar. hele hele kullanılan mâlzemenin kalitesi yerlerde sürünüyor. biimır'ın kaput altında kullandığı plastikler sıcaklık kaynaklı genleşmeden birkaç yıl içinde tuzla buz oluyor. merso'nun durumu daha da içler acısı. çoğu arabasının kabinde kullanılan parçaları 0'ken bile gacır gucur ediyor. audi zaten tümüyle çöp ve motor ön aksın önünde durduğu sürece öyle de kalmaya devam edecek. resmen at arabası gibi yol tutuş.

diğer yandan japonlar'a bakarsak:

toyota: sağlamlığın kitabını yazmış firma.
honda: dünyanın en büyük motor üreticisi. sağlamlık konusunda motorda toyota'nın önünde, kalan her şeyde bir tık arkasında.
mazda: 2008 krizinden sonra büyük atılım yaptılar. sağlamlık konusunda ilk ikiye yetişemez henüz ama hâlâ almanlar'ın eline verir. üstüne üstlük bunu fiyat ve sınıf anlamında en ferah ve konforlu iç mekânı sunarken yapıyor.
subaru: motor ve şanzıman anlamında en sorunlu japon firması. sürekli 4x4 olduğundan çok seviliyor ama boxer motorları ve şanzımanları biraz netameli. turbo lag'ı da eklersek apaçi değilseniz diğer üçüne yetişemez. apaçiyseniz zaten sıkıntı yok, bildiğiniz subarı işte.
nissan: renault'yla işbirliği ve bununla gelen carlos ghosn denen yavşaktan kurtuldular. eski, görkemli günlerine dönmeleri biraz zaman alacak. biraz beklemekte yarar var.
mitsubishi: nissan'la birlikte renault'yla ortak olan ve carlos ghosn yavşağından büyük yara alan bir diğer şirket. geleceklerini nissan kadar parlak görmüyorum ama sonuç olarak japon'dur. her an mazda gibi atak yapabilir.
japon arabası diyorum yeni japonları bilmiyorum ama eskiler çok saglam.

alman arabası diyince mercedes derim geriye kalan almanlar sanayi dostu, çabuk dağılıyor. zaten yeni arabalarda eskiye göre acayip kalite düşüsü var.

bence en sorunlu da vw kronik sorunları ve yedek parçalarının aşırı pahalı olması.
1940,50,60,70 lerden kalma, yollarda yürüyen japon gördünüzmü hiç. Almanların var.
bir mazda 626 aşığı olarak japon arabası taraftarıyım.

aslında herşeyin eskisi iyidir.

mahallede bir abimizin arabası var marka model bilmiyorum mitsubishi sanırım. bakıma götürüyor oradaki japon oğlan "biz bu arabayı yaptığımız için çok pişmanız" diyor niye diye sorduğumuzda "biz bu arabayı o kadar iyi yaptık ki yedek parça satamadık" diyor.

--spoiler--
1940,50,60,70 lerden kalma, yollarda yürüyen japon gördünüzmü hiç. Almanların var.
--spoiler--

ama abim japon arabaları türkiye ye satılmıyor yollarda göremeyiz tabiki de.
Çok basit. Diesel ise alman benzinli ise japon..
Honda almadan önceki iki opel arabamızın da direksiyonları kitlenmişti. 5 sene geçmeden satmak zorunda kalmıştık.
Alman ve japonların kendi bindiklerine bakmak lazım…mesela mitsubishi den ziyade toyota, bmw den ziyade audi…
net japon.
Toyota, Mazda, Honda, Mitsubishi..

bunların muadili alman markaları ise Volkswagen ile Opel.

sorunsuzluk ve uzun ömürlülüğü ile Toyota döver.

uzun ömürlülük açısından ne alman, ne japon olan bir abd’li Ford da iyidir.

işbu entry orta klasman markalar dikkate alınarak yazılmış olup, premium markalar dikkate alınmamıştır.
Japon arabası arıza vermez. Alman arabası safi masraftır.
Ben Volvo isterim.
bundan 3 sene önce falan ikinci el bir audi a6 almıştım. araba 125.xxx km'de şanzıman dağıtmış ve contası yanmış haldeydi. Yine aynı civarlarda km'ye sahip 6 sene kullandığımız 2011 model kia ceed'in ise 6 sene boyunca vermiş olduğu tek arıza fren ampulünün patlamasıydı. Kia kore markası da olsa koreliler japon mühendislik ekolünü takip ederler. yani bir arabanın sağlam olması için japon olmasına dahi gerek yok. japon mühendislik ekolünü takip etmesi bile yetiyor. Daha sonra 2011 ceed'i satıp 2017 model üst kasasına geçtik. sorunsuz bir şekilde kullanıyoruz.

audiye ne mi oldu? aldığımız adamlarla davalık olduk. bir sene sonra davayı kazanıp paramızı faiziyle geri aldık. Başınıza bela almak istiyorsanız alman arabası alın. Mercedes'i bu kıyaslamadan tenzih ediyorum bu arada.

Ayrıyeten abd, rusya, suudi arabistan, avustralya gibi asyadan ve avrupadan bağımsız olan araba cenneti pazarların hepsinde alman volkswagen koreli kia'nın yarısı kadar bile satamıyor.

Yine radikal terör örgütleri dahi zorlu savaş koşullarında narin amarokları değil dayanıklı hiluxları tercih ediyor.
kore arabası alır.
Araba nedir, ne için alınacak ve nerede kullanılacak sorusuna ilk önce cevap vermek lazım.

Araba benim için lüks değil, bir ihtiyaç.
devletin anayasayla belirlenmiş güvence altına alınmış ve evrensel hukuk kurallarına göre de seyahat mal edinme mülkiyet haklarını kullanmama uymayan, özellikle bu yaşamı idame ettirme araçlarını komple lüks sayıp anayasanın eşitlik ilkesine ters (satınalma ödeme gücü, aracın içeriği, kullanım amacı vb) yüksek vergi koyması sonunda bu haklarımı kullanmama ihtiyacı gidermeme engel olması konusuna değinmeyi sonraya bırakıyorum.

Evet, araba bir ihtiyaç.

ihtiyacımı belirlemede yaşam kalitesi satınalma gücü burada etken.

Japon veya alman olması kıstasında ilk önce kullanım alanına bakmak lazım.

Nerede yaşıyorum?
istanbul, Dünya'nın en büyük köyü.
Ne inşaatı biter, ne altyapı çalışması biter.
Eşilen yap-boz tahtasına dönen yollar (anayasa kanunlar gibi) ne yaptığını bilmeyen insanlar deneme yanılma ben yaptım oldu mantığı metoduyla Hindistan'dan hallice trafiği.

Adam gibi tüketici hakları, dernekleri, hukuk sistemi olmayan, üretici ve tüketici vergi alınacak bir olgudan başka anlam ifade etmeyen, mal ve hizmet kalitesi yanında can ve mal emniyeti 2. Planda olan uygulama kararları olan ülke Türkiye.
Örnek olarak sıfır araç alıp üretim hatası olduğu için mahkemelik olan araç sahipleri, üretici satıcılar git derdini mahkemede anlat yaklaşımı vb.

https://youtu.be/bQPqL4qZOWA

https://youtu.be/HBIfAZoS5sE

içeren nice örnekler için bakınız vermeye gerek yok.

Yedek parça servis üretim vb hizmet ürün fiyat açısından beni üzmeyecek araç ilk öncelik.
Tabi ki dayanıklılık önemlidir.
Bunun içinde örnek alınacak yer ırak Suriye Afganistan Afrika vb bölgeler.
Biz de artık bir Ortadoğu ülkesi (seçme kriterimiz bu bölgeler olacak tabi) Arap coprafyası (bakınız sokaklara) olduğumuz için burada kullanılan araçlar genellikle japon araçları.
Terörist insanlık düşmanları japon pikapları arkasına koydukları uçaksavar roketatar ile nasıl demokrasi mücadelesi (!) Verdiği hepinizin malumu.

Bunu bir Volkswagen veya başka araç ile yapsalar her ateş edildiğinde ortaya çıkan muazzam basınç ve mekanik rezonans sonunda (aracın bulunduğu zemin, denge ağırlık dağılımı, absorbe sorunları vb mühendislik konularına girip baş ağrısı yapmayalım) aracın devamlı yürür aksam başta olmak üzere motor kısmında çıkacak arızalar ile yol asfalt bakım konuları vs kullanım alanı süresi minumum olur.

Unutmadan; bu japon arabaları (pikapları) ile kalite sağlamlık verimlilik açısından yarışacak (bence de üstün) tek bir araç var; Hummer.
Yok ya...
Şu yollarda gördüğümüz Hummer denen, parayı sonradan, avatadan, ana babadan bulan amele takımının bindiği Hummer araçlar değil.
Bu araçlara Suriye Irak Afganistan Afrika da çarpışan cehennem köpekleri teröristlerin yaptığı gibi uçaksavar roketatar monte et bir ay dolmadan araç hurdaya çıkar.
O coğrafyada Hummer teneke gibidir.
Benim dediğim Hummer ABD ordusu için yapılan Hummer araçlar.
Zaten bu Hummer araçlar sivil kullanıma verilmiyor. Sivil kullanımda olan nadir araçlar da ABD ordusunun ihale ile hurdaya piyasaya sattığı kullanım amacı dışına çıkmış verimi düşmüş bakım onarım masrafı sıfır araç kadar olan envanterinden düşmüş araçları meraklılarına satıyor ve bunlar da anca koleksiyon süs için kullanılır.

Neyse, bizim ülke insanının kullanım amacı, satınalma gücü, gelir seviyesi (araç değişme yenileme yıllık veya km bakımı yetkili servis orjinal sıfır yedek parça tercihi vb açısından) araç bakımı masrafı, servis kalite açısından japon ve alman arabası karşılaştırması yapmak bizim için anlamsız.
Araba alırken cidden bu kadar araştırıyor musunuz?

Alırken tek kriterim bmw ve sıfır olması.
Oha uludağ sözlüğe bak. 27 entry girilmiş. Bazıları sayfa sayfa. Lan olm amgötmeme muhabbeti haricinde uzun zamandır böyle alevli ortam görmedim bu sözlükte. Helal olsun aynen devam.

T: araba dediğin japon olur. Diğerleri süslü buzdolabından öteye gidemez.
Evet, bineceğiniz şeyi (araba) iyi araştırınız.

Ne bileyim, oturduğunuz (kucak değil koltuk) ve sizi saran (kollar değil, emniyet kemeri) size güven vermelidir.

Kucağınıza aldığınız ve başınız yüzünüz için yumuşacık (memeler değil, hava yastığı) düşüncesi size güven vermelidir.

Her el attığınızda bugün olmaz, başım ağrıyor modunda (çalışmayan araba) olmasını kim ister?

Sizi yarı yolda bırakacak sırtını dönüp yatacak (arıza ile servise gidecek ya da garaj yatacak) şeyi kim ister?

Olur ya, bir iş için veya gezmeye vb hastalık ziyaret için bir yere gitseniz onu yalnız bırakmanız ve sonrasında geri geldiğinizde onu bıraktığınız gibi bulmanız bu güven için bindiğiniz şeye dikkat etmek lazım.