bugün

inanc meselesi bu. zaten kesin kanitlarla herkesin rahatca kabullenebilecegi bisey olsa inanip inanmayan farki ve de secilim olmazdi.
yeryuzunde bircok olay ve duzene kimisi kanit der kimisi bunun mucizevi olmadigina inanir. evren bize bircok muhtesemligi sunmustur. buna ne taraftan bakarsan ona hayran kalirsin. basliktaki gibi hicbir kanit olmamasi diyenin gordugunun tamamini inanan kisi de kanit olarak gorur. tartisilmaz. din bu yuzden kisiseldir. sonucta bilgini ic sesinle yogurup kendi felsefene inanirsin
konu allah'a inanmaya gelince insanların inanmamak için bin takla atması.
görsel
fizikte yer çekimi ivmesi (g) nasıl 9.81 olarak kabul ediliyor, nasıl termodinamikte su sıkıştırılamaz sıvı olarak kabul ediliyor, hava mükemmel gaz kabul ediliyor ve dünya üzerindeki hemen hemen bütün sistemler bunlar gibi kabuller düzeniyle çalışıyorken, insanlık bu küçük matematiksel işlemlere kanıt bulamazken sen allah'ın varlığına kanıt yada neden arıyorsun.
kanıtlar cismi varlıklar içindir metafizik kanıtlarla çalışmaz bayım.bulmak, hissetmek için en derinine bakmalısın ruhunun temiz kalan parçasına...sen mükemmel organizma, sen ki %100 verimle çalışan makine... tesadüfen ve amaçsız olarak yaşıyor olamazsın. gören, işiten, idare eden muhakkak vardır.
seni yaratmış olması bence en büyük kanıt. bir de sana böyle bir başlık açman için izin veriyor, bundan daha yüce bir hareket olamaz bence.
ve senin beyninin olmayışı.
aklının var olduğunu kanıtla da görelim diye cevaplanabilir.
ama yetersiz bir cevap olacaktır.

kanıtlanamayan her şey gerçekse uçan spagetti canavarı da zeus ta poseidon da gerçektir.
bazilari icin bir sorunsal.algilayamadigimiz seyin varligini inkar edebilirmiyiz?.
Varlığın yetmez mi?
inanıyorsan vardır, inanmıyorsan yoktur. ki bu çoğu zaman insanın davranışlarını değiştirmez. müslüman olup içki içen de vardır, ateiat olup ağzına sürmeyen de. eğer insanlar sevmedikleri için değil de haram olduğu için yapmasalardı bir şeyleri işid kafa kesmeyip gül dağıtıyor olurdu şimdi.
Sorgulamadan iman olmaz efendim. Sevgi de saygı da sorgulamayla olur peh.
ya bi insan bu kadar mı salak olur arkadaş bir teorinin peşinden işinize geliyor diye bu kadar gidilir heh ?

inkar çok pis bir hastalık aga .

her canlı ölümü tadacaktır .

sende tadacaksın .

tik tak tik tak tik tak .
Allahın varlığını kendi kelamıyla kanıtlama. Kişinin burada amacı bilimsel bir dayanaktır. En kötü ikisinin uçuştuğu yönleri deseydiniz bari kafir putperest demek yerine.
Hee yok, hiç kanıt yok. Ulan hödük, Allah diyor zaten bak senin gibi dengesizler için, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır duymazlar diye. Sen göremedikten sonra, kanıtada gerek yok zaten. Lenin falan takılın, diğer tarafta beraber şemmame çekince görürsün kanıtı.
Cahil bir yazar beyanı. Tamam hepimiz cahiliz de bu biraz fazla sayın yazar. Bi çok kez kanıtlanmıştır kuran aracılığıyla.
Çok mal var lan...

Kanıt imana terstir. inanmanın veya inanmıyor olmanın bir manası kalmaz kanıt olunca. Kanıtla bir şeye iman edemezsin var olduğunu bilirsin sadece. Bilmekle iman farklı şeylerdir.

insanlar sevgiyi dair kanıtta bulamaz ancak her gün milyarlarca insan sevgiden bir şekilde bahseder. Yapılan bir fedakarlığı veya iyiliği sevgiye kanıt olarak gösteremez kimse şayet gösterirse veya iddia ederse "tanrı var çünkü" diyenle aynı potada muamele görür.
Bardağın bir dolu tarafından bakmak vardır birde boş tarafından bakmak vardır. Başka birşey demeye gerek duymuyorum, ne görmek isterseniz onu görürsünüz.
Kimi dogmatikler, kanıtsız inanırız diyorlar yazık. Kanıta da ihtiyaçları da yokmuş! Kullanılmaya açıklar.
konuşmayayım diyorum olmuyor
allah cc ın varlığına delil aranmaz
delil şüpha duyulan şeye aranır
bizler müslümanız elhamdilillah
biz rabbimize şeksiz ve süphesiz inanırız
bizim delile ihtiyacımız yoktur .
Canlı da maddedir en küçük atomları vardır. ilk canlı tanrıya delil değildir.
ilk canlının nasıl var olduğu bile tanrının varlığına kanıttır. cansız bir madde bazı koşulların oluşmasıyla nasıl canlı oluyor amk.
çok doğal olandır. allah diğer yüzlercesi gibi bir dinin tanrısıdır yalnızca ve inacın tanımı gereği zaten bilimsel hiçbir kanıta ihtiyaç da yoktur.

ancak teizm, felsefede kanıt olarak bir şeyler öne sürülebilir. bunlara
teizmin kanıtları denir. aynı şekilde ateizminkilere ateizmin kanıtları denir. bu kanıtları bilimsel kanıtlar ile karıştırmayın.
Zahmet edip Okursanız tabi;
Nasıl bir resim gördüğünüz zaman o resmi yapan bir ressam olduğunu kabul edersek kâinattaki resimlere de bakacak olursak kâinattaki varlıkları da bir yaratanın olduğunu kabul etmemiz gerekir. Kâinattaki varlıklara (resimlere) bir bakalım: Dünyamız güneşin etrafında dönmektedir. Eğer dünyamız güneşe biraz daha yakın dönseydi yanacaktı. Biraz daha uzak dönseydi donacaktı. Dünyamızı tam dengede döndüren kimdir?
Bazen ufacık füzelere ,uçaklara dahi hakim olamazken o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyonlarca kütlenin (gezegen, yıldız, nebula...) en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine neden olan kimdir?
Parçalanan, yaşlanan, gezegenler, çürüyen bitki hayvan ve insanlar ile her yer (gökyüzü, yeryüzü) çöp pislik olacağına, bir düzen içinde çöpleri temizlik görevlilerine (kara delik, böcek, kurt,çakallara...) toplatan kimdir?
Atmosferdeki su, karbondioksit, oksijen ve azotun devredilmesindeki ahengi, nizam ve intizamı bildiğimiz için, yağmur yerine “kezzap” adını verdiğimiz nitrik asitin yağabileceği aklımıza dahi gelmez, değil mi?Oysa ki, atmosferin % 80’ini teşkil eden azot gazı, yıldırım ve şimşeklerin tesiri altında oksijenle birleşir. Bu oksitlenme sonucunda, nitratların meydana gelmesine yarayan azot oksitleri teşekkül eder. Yani ilmen, havadaki her elektriklenmede, nitrik asit yağmurunun meydana gelmesi için bütün şartlar hazırdır.... Ancak şimşek çaktığında , damla damla merhamet ve rahmet yağar. Ve bize haddimizden fazla değer veren yüce kudrete bütün mahlûkat şükreder.
Üzerimize her an kezzap yağabilmesinin mümkün olduğunu bilen kimya âlimi Prof. Dr. Arthur Macomb bu konuda şunları söyler: “Ne zaman şimşek çakıp gök gürlese, semâdan yağmur yerine nitrik asit yağacak diye soluğum kesilir, rengim kaçar, sığınacak bir yer ararım. Çünkü havada nitrik asit teşekkülü için bütün şartlar hazırdır.”
H2 + O = su ( söndürücü )
H (Hidrojen) yanıcı O (Oksijen) yakıcı
Yanıcı ve yakıcı iki madde bir araya gelince yangına neden olacağına tam tersine , söndürücü olmaktadır. Bunu ayarlayan kimdir? - 'Kimyevi iki madde bir araya gelince asli özelliklerini kaybeder, yeni özellikler alırlar' diyen akli evvellere cevap: kaybettiren ve tam da olması gereken özellikleri kazandıran kimdir? Burada asıl önemli olan, sonuçta, insanların faydasına olan neticeleri ortaya çıkartacak olan sebeplerin yaratılmış olmasıdır. Nasıl sorusu kadar neden ve niçin sorularının da cevapları önemlidir! Unutmayalım ki nasıl sorusunun cevabı Allah'ın yaratmada ki metodu, yolu, kuralını açıklarken, neden sorusu da bizi asıl gayeye götürür. Su da sıvıdır, zeytinyağı da! Allah suyu sıvı yağ şeklinde yaratsa idi, başta temizlenme olmak üzere, taşımacılık sektörü...vs karşılaşacağımız zorlukları bir düşünebilir misiniz, sıvı ise o da sıvı di mi ?-

Günümüzde artık görüyoruz, biliyor, sık sık duyuyoruz; Katkı maddeli meyve-sebzelerin veya geniş anlamda tüm tüketim maddelerinin kullanılmasında dikkatli olunması gerektiği bildirilmektedir!Peki soralım acaba neden? Organik olan tüketim maddelerinin kullanılması öğütlenirken neden katkı maddelilerden sakınılması tavsiye ediliyor. Cevabı belli de biz başka bir alana dikkat çekeceğiz:Aslından kopya edilerek yapılan katkı maddeli tüketim ürünleri en son teknoloji ile elde ediliyor,ama -ateistlerin ileri sürdüğü gibi - "kendi kendine meydana gelen ürünlerin kalite- renk,koku,verim,potansiyel,vitamin...- seviyesine ulaşamıyor,bu biraz mantıksız gelmiyor mu size de..!?
Diş doktoru yıllarca okuyup makineler yardımı ile takma dişler yapmaktadır. Bu dişler kırılsa bize haber veremez. Fakat binlerce senedir ağzımızdaki dişler çürümeye başladığı an alarm sistemi (sinir sistemi) ile bize haber vermektedir. Takma dişi doktor yapabiliyorsa çok daha ileri teknolojiye sahip ağzımızdaki dişleri yapan kimdir?
Ağzımızdaki dişlerin sıralanışı: 32122123 = üst çene
32122123 = alt çene
Dişlerimizi böyle simetrik olarak dizen kimdir?
Gazete yaprakları ile aynı kalınlıkta olan ağaç yaprakları fabrika gibidir. Oksijeni alır, karbondioksit verir, içinde damarlar vardır, içinde yeşil renk veren klorofil maddesi vardır . Yaprağı “ oksijen fabrikası” şeklinde yaratan kimdir? Aynı toprağa atılan iki farklı meyvenin tohumu, aynı topraktan beslendikleri halde farklı ürünler ortaya çıkarmaktadır. Tohumun içine tüm bu bilgileri kodlayan kimdir. Tohum mu daha ileri teknoloji ürünüdür, disket, flash bellekler mi...?
insanlar henüz ot ve suyla çalışan karşılığında süt veren bir fabrika yapamamışlardır. Fakat milyonlarca senedir milyarlarca, çoğalan, yürüyen, büyüyen, duvarlarından (derisinden) faydalanılan, makinelerden (etlerinden) yemek yapılan sadece ot ve su karşılığında bize süt veren fabrikaları yaratan kimdir?
insanlar, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi şeyler yapabilmektedir. O Kadîr-i Mutlak ise odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor. Demek ki iş odunda değil, ustadır.
Bir iplik fabrikası düşünelim; irili, ufaklı, yürüyen, çoğalan, incecik fakat çok sağlam iplikler üreten bir fabrika. insanlar nokta büyüklüğünde böyle fabrikalar yapamamışlardır. Fakat binlerce çeşidiyle milyonlarca, bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır ; ipek böceği , örümcek!... O , kimdir?
Yağmur gökyüzünden tane tane yağmaktadır, damlacıklar birleşip sel olarak yağmamaktadır. Buna engel olan kimdir? Her yıl yağan kar tanecikleri milyonlarcasını her seferinde her biri ayrı ayrı desenlerle gökyüzünden bize yollayan, gökyüzünde birleştirip çığ olarak göndermeyen kimdir?
Uzayın akıl almaz derinlikleri içinde güneşimiz gibi 200 milyar güneşi ihtiva eden Samanyolu Galaksisi’nde yaşıyoruz. Samanyolu ise, varlığı kanıtlanabilen en az 300 milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bu dev evreni düzen ve uyum içinde yaratan , yaşatan kimdir?
“Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’i ispat etmeye yeter. “ LUIS PASTEAUP
''ALINTI''
baymistir.varlığı inkar edilebilen bir sey var mıdır yok mudur?
kimisinin, onca ikazımıza rağmen, inatla mealen "evrenin düzeni" anlamına gelen bir takım gerekçeleri ileri sürerek muhalefet ettiği tezdir.

bir kere sonsuz olasılıkların olduğu, en düşük ihtimalleri gösteren hesapların bile zaten kendisinin bir parçası olan "zaman" kavramı olmadan bir anlam taşımadığı bir evren ve henüz keşfedemediğimiz muhtemel arka evrenler için "kendiliğinden oluşması olasılıksız, ihtimal dışı, mümkün değil" gibi tabirler kullanmak açıkça cehalettir. kaldı ki bunların sözde "tesadüf"le açıkladığımızı iddia ettiği olayların kahir ekseriyetinin makul ve ispatlanmış, maddenin doğasından kaynaklanan bilimsel açıklamaları vardır. insanların cehaletlerini sömürmek için tanrıya inanmayanların her şeyi sadece tesadüfle açıkladıkları gibi bir izlenim oluşturmaya çalışırlar.

cehaletin de ötesinde bilim düşmanlığıdır... sebebini şöyle izah edeyim:

bilim dinler gibi "gör, şaşır, huşu içinde kal, korkudan titre, donlara doldur..." mantığıyla işlemez. misal islam'a bakın... izahı biraz gayretle yapılabilecek en basit doğa olaylarını bile sanki bir üst kudretin kontrolündeymiş gibi anlatıyor, örnekler veriyor!... eğer bilim insanları bu iddiaları geçerli kabul etseydi bilim mümkün değil bir adım bile ilerleyemezdi. mantıkları böyle olduğu için dinlerin neredeyse alayı bilim düşmanıdır. bilimin görevi her bilinmezin üstüne üstüne yürümektir; korkmak, şaşırmak, henüz açıklayamadığının izahı olarak tanrılar icat etmek, pes etmek, geri çekilmek değil...

yıldırımları zeus'un gönderdiğine, onlarla istediğini vurduğuna inanan eski yunanlılar ile aynısını sadece tanrı adını değiştirerek yazan kuran'a inanan mümin arasında ne fark olduğunu kim izah edebilir? tabi bir de demin andığım saf müminin ötesinde, bilimin buluşlarına arsızca tecavüz eden caner taslaman gibi tipler de var... bunların bol bilimsel kavramlarla dolu tanrının varlığını ispat çabalarının, yıldırımları zeus'un gönderdiğine inanan eski yunanların izahatlarından farkı nedir?

kimisi ise gelir bilimin henüz aydınlatamadığı bir takım meseleleri ileri sürer!... bunlar öyle arsız şarlatanlardır ki bilim o meseleleri aydınlattığı anda plağı değiştirip, o buluşların kuran'da zaten ifade edilmiş olduğunu iddia ederler!..

velhasıl, bunların alayının insanları tapmaya çağırdığı tanrının adı "cehalet"tir. diğer bir deyişle, (bkz: boşlukların tanrısı)'dır...