bugün

önceden tam olarak algıladığımız bir nesneyi değişik durumlarda da aynı nesne olarak algılamamızdır.
örneğin havadaki uçağı minicik olarak görsekte normal boyutlarında algılarız.
(bkz: aşık olmak)
erkeklerin gözünde;
bir hatunun ona yanlışlıkla bakması bile ondan hoşlanması demek gibi yanlış bir algılama içerisine girmesi.
(bkz: algida)
nesneleri; görünümleri, durumları değiştiği halde alışık olduğumuz şekilde algılamaktır.
1) şekil değişmezliği
2) büyüklük değişmezliği
3) renk ve parlaklık değişmezliği
algida'nın yeni dondurması. algida değişmezlik. *
nesne ya da olayların farklı ortamlarda hep aynıymış gibi algılanmasına algıda değişmezlik denir.
daha önceden bildiğimiz nesnelerin farklı görünmelerine karşın bizim onları aynı şekilde algılayışımıza algıda değişmezlik adı verilir. Algıda değişmezlik üç şekilde olur. birincisi, şekil değişmezliğidir. ikincisi, büyüklük değişmezliğidir. üçüncüsü ise, renk değişmezliğidir.
Bir objenin değişik koşullar altında aynı biçimde görülmesine, algılanmasına algısal değişmezlik diyoruz. Örneğin; kapı iç taraftan farklı, dış taraftan farklı, yan tarafa açıkken farklı olmasına rağmen, hangi durumda olursa olsun biz kapıyı aynı şekilde algılarız. Uzaktaki bir ağacı küçük, yakındakini büyük görmemiz gerekirken, ağaç deyince aynı şekli algılarız. Siyah renk; karanlıkta daha siyah, güneş ışığında daha açık olmasına karşın, biz her iki durumda da siyahı aynı koyulukta algılarız. Bu örneklerde, objenin uzaklığına, pozisyonuna, ışığın yansımasına göre az ya da çok olarak objeye ilişkin uyarıcılar değişmekle birlikte, obje aynı şekilde algılanmaktadır. Sonuç olarak; objeyle ilgili çevresel uyarısılar değişse de objenin anlamı değişmemekte, obje aynı şekilde algılanmaktadır. Bu durum, beynin dışardan gelen duyusal bilgiyi daha anlamlı hale getirmek için organize ettiğini göstermektedir. (Gelişim Öğrenme ve Öğretim, Senemoğlu 2005; s.247)

(bkz: ön yargı)