bugün

zamanında aşklar mektupla yaşandığı için ilişkinin bitiş noktasında sarfedilen cümledir. şimdiki versiyonu ise: yarın eşyalarımı almaya geliyorum.
(bkz: gemileri yakmak)
(bkz: araya ucurumlar girdi)
(bkz: gelen gideni aratir)
hababam sinifinda inek saban in (bkz: kemel sunal) edebiyat ogretmenine sarfettigi koparan cumle.
bu mektuplar genelde bir sicimle koli gibi bağlanarak verilirler.
mektup mektup icinde mektup zarfın icinde daha fazla kurcalama bırak kalsın icinde.

(bkz: ne kadar para o kadar kofte)
kesinlikle yapılması gerekilen davranıştır. bir gün evi toplarken raflardan yastık altlarından fırlayıp acı verebiliyor insana.

(bkz: ayrılık acısı çeken yazar)
ask mektuplari kayboldu. oysa bizim zamanimizda mektup aski belgeliyor, ayni zamanda yuz yuze iken kizarmadindan bir turlu soylenemeyen ask sozcuklerinin sevgiliye iletilmesini de sagliyordu. artik yuz yuze iken yuz kizarmalar da kayboldugu icin, var olan ask mektuplarinin tadi kacti. cep telefonlari olsun e-mail olsun artik herneyse teknolojinin mesaj servisleri araciligiyla birtakim ask sozleri ulastiriliyorsa da, el yazisinin ve ask mektubunun tamamlayici unsurlari olan kurutulmus cicek, gozyasi lekesi ve parfumun yerini tutmuyor.

oysa daha eskiden oldugu gibi 70'lerde de ask mektuplari onemliyid. kaynagini dogadan alan benzetmeler, sevgilinin adinin bas harflerinden olusturulmus akrotisler, donemin unlu ask sarkilarinin sozleri, kucuk kirginliklari anlatan kirik cumleler ve daha bir yigin aska dair ayrinti bu mektuplari susler, zarflarin icine bir tutam sac ya da kurutulmus gul konur, daha ileri gidilip mektubun ucu yakilirdi. ama aski yasamak o kadar kolay degildi. siki baba ve erkek kardesin kontrolundeki evlere oyle istendigi gibi mektup gelemezdi. bu yuzden nispeten serbest kiz arkadaslarin ya da gonul islerinde anlayisli, hafif "serbest" bir ablanin ev adresi sevgiliye verilir, mektuplar bu adrese postalanir, oradan alinirdi. tabi bu anlattiklarim kizlar icin gecerli bir durumdu. biz erkekler icin mektup alip gondermede bir sikinti yoktu
22 yaşında bir insan olarak ben bunu yaşadım lan. hoş yaş 15 çocukluk. ilişkinin başlarında mektup yazarak anlattık duygularımızı, utangaçlığa bak yüz yüze konuşamıyoduk öyle şeyleri. lan hadi kız tamam da ben ne sikime? neyse. 4. aydan sonra ilişkimiz sıradanlaşmasın diye her hafta bir birimize mektup yazmaya başladık. gelecek planları, onu göremediğin günler ne kadar çok özlediğim, onun beni her an yanında istemesi falan filan. fena edebiyat parçaladık. her sabah onu servise binmeden önce yakalamak için 1 saat erken kalkardım. zaten gece 2 de yatıyosun 9 ay günde 4 saat uykuyla durdum. gelişmem engellendi amk. her neyse işte. 9 ayın sonunda söylediği bir yalan bütün mektupları yaktı benim gözümde. yani yakmadı ona geri gönderdi işte.

bu da böyle bi anımdır.

diiiit: aha bu kız var ya bu sözlükte. ama 2 senedir yazmıyomuşş. hahah neyse görmez bunu da.
postacının ptt ofisine gittiğinde teslim aldığı ve teslim edeceği mektuplar için sözylediği söz *