bugün

bunu uplamam lazım pardon sayın yazarlar.
Tek hücreli bir seçmen kitlesine cevap vermeye çalışan yazarın başlığı. Yorulma kardeşim, sikene seven mantalitesi ile yönetilen yüzde ellilik kısım bu dediklerini okumaz bile. Direk eksiler.
Ya bi siktir git demek.
Şu ülkeye yapmış olduğu tek eser meydanlara heykel dıkmekten başka bir işlevi olmayanların güya kendi zeki aklınca akp seçmenini çelme başlığıdır.
AKP öncesini bilmediği zaten ergence yazısındanda belli olmaktadır.
Bak koçum, bizim yasımız başımızı almış, evren donemınıde, ozal dönemini de senin meşhur adamın yokluk alameti Ecevit dönemini de gördük.
Bu ülkede akp öncesi kronik olarak % 80 enflasyon ve % 80 faiz vardı. Sırf bu iklimden olsa rahmet düşermi mübarek. Ben senin karaoglan döneminin krizinden tıcaretımı batırdım.
Van da sizin hükümetınız zamanında 3 ambulans vardı.
Kemal derviş i imf den 5 milyar dolar için kırmızı halı ile karşılayıp bakan yaptı senin yavru chp dsp. MHP de buna ortak.
Türkiye kendi iç hastalıklarıyla ugrasıyırdu kimsenin umurundada değildi.

Ama ne zaman ki enflasyon ve faiz tek haneli rakamlara düştü. Bugüne kadar daha bir piyade tüfeğini bile üretmekten aciz Türkiye kendi tankını, helikopter ını, topunu,yazılımlarını, insansız hava araçlarını ve Avrupa nın bundan yüz yıl önce yaptığı ve bizimkilerin heykel dikip tören düzenlenlemekten eli değmediği köprüler, yollar,hava limanları, savaş gemileri Vs gibi yatırımlar yapıldı AB ve ABD ye dert oldu tamam mı.

Sen şimdi yoksa bizi ssk yı batıran adamın partisine mi davet ediyorsun? Hay Allah ciddi den hedefin buysa al sana cevap.

10 kg nin altında ezilen 1000 kg yi hayatta kaldıramaz. Var şimdi sen düşün kime ne yaptıkları halde partisinden vaz geçmemiş, taasup etmiş.
Türkiye ekonomisi, Erdoğan'ın başbakanlığında yıllık ortalama yüzde 5 büyüme gösterdi. Ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında yüzde 5,7 daralan Türkiye, Erdoğan'ın başbakanlık koltuğuna ilk oturduğu 2003'te yüzde 5,3, 2004'te yüzde 9,4, 2005'te yüzde 8,4, 2006'da yüzde 6,9, 2007'de yüzde 4,7 büyüdü.
Küresel krizin etkilerini 2008 sonlarına doğru hissetmeye başlayan Türkiye, söz konusu yılda yüzde 0,7 büyürken, 2009'da ise yüzde 4,8 daraldı. 2009'dan sonra hızla toparlanmaya başlayan ekonomi, 2010'da yüzde 9,2 büyüdü. Büyüme ile ilgili en önemli gelişmelerden biri 2011'de yaşandı. Avrupa ekonomisinin krizle mücadele ettiği yılda yüzde 8,8 büyüyen Türkiye, dünyada Çin'den sonra en hızlı büyüyen 2. ülke konumuna geldi. Türkiye, 2012 ve 2013'te de sırasıyla yüzde 2,1 ve yüzde 4 büyüme kaydetti.
ENFLASYON VE iŞSiZLiKTE TEK HANE DÖNEMi
Ekonominin temel göstergelerinden enflasyon ve işsizlik açısından da 2003-2013 dönemi, daha önceki dönemlerden olumlu anlamda ayrıştı.
Erdoğan'ın göreve geldiği 2003'te yüzde 18,4 olarak gerçekleşen enflasyon, bir yılda 9,1 puan düşerek yüzde 9,3'e geriledi. 2008 ve 2011 yıllarında sırasıyla yüzde 10,1 ve yüzde 10,4 olan enflasyon, söz konusu yıllar dışında çift haneli rakamları görmedi. 10 yıllık dönemde enflasyonun en düşük gerçekleştiği yıl yüzde 6,2 ile 2012 oldu.
işsizlikte de söz konusu dönemde tek haneli rakamlar görüldü. 2003'te yüzde 10,3 olan işsizlik oranı, geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 9,7 olarak kayıtlara geçti.
iHRACAT YÜZDE 3,2 KATINA ÇIKTI
ihracata dayalı büyüme anlayışının benimsenmesiyle 2003'te 47,3 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat, 10 yılda 3,2 katına çıkarak geçen yıl itibarıyla yaklaşık 152 milyar dolara ulaştı. ihracat pazarını çeşitlendiren Türkiye, Afrika, Amerika ve Asya-Pasifik ülkelerine ihracatta önemli aşama kaydetti. Türkiye'nin ihracat yapmadığı ülke kalmadı.
ENERJi VE ULAŞTIRMA ALANINDAKi GELiŞMELER
Birçok alanda olduğu gibi enerji ve ulaştırma alanında da önemli gelişmeler yaşandı. Çok sayıda "dev proje" hayata geçirilirken, bazılarının da temeli atıldı.
Söz konusu dönemde 16 bin 500 kilometre bölünmüş yol yapılarak, Türkiye'nin bölünmüş yol uzunluğu 22,6 bin kilometreye çıkarıldı. 2002'de 6 il duble yolla birbirine bağlı iken, 2013 sonu itibarıyla duble yolla birbirine bağlı il sayısı 74'ü buldu.
Havacılık alanında da önemli bir atılım gerçekleştiren Türkiye'de, sivil havacılığın ortalama büyümesi yüzde 16'ları buldu. 2002'de tek havayolu şirketiyle 2 merkezden 26 noktaya iç hat uçuşu gerçekleştirilirken, Türkiye'nin havacılık sektörü 2013 sonu itibarıyla 7 havayolu şirketiyle 7 merkezden 52 noktaya iç hat, 236 noktaya da dış hat uçuşu yapar hale geldi.
HAVALiMANI SAYISI 2'YE KATLANDI
2002'de 26 olan havalimanı sayısı 52'ye yükseldi. Sektörde yaşanan bu gelişme, yolcu sayılarına da yansıdı. Uçakla seyahat eden yolcu sayısı 2002'de 36 milyon iken, bu rakam 2013 sonu itibarıyla 150 milyonu aştı.
TÜRKiYE DEV PROJELERLE TANIŞTI
Türkiye'de birçok büyük projeye imza atılırken, bu dönemde Asya va Avrupa kıtalarını deniz altından birbirine bağlayan, 150 yıllık rüya Marmaray hizmete açıldı. Türkiye'nin ilk kez hızlı trenle tanıştığı bu dönemde, Ankara, istanbul ve izmir'i birbirine bağlayacak otoyol projelerinin de yapımına başlandı.
Söz konusu dönemde, istanbul Boğazı'na yapılacak 3. köprü ile yapımı tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanlarından olacak istanbul 3. Havalimanı'nın temeli de atıldı. Marmaray'a "kardeş" olacak ve Boğaz'ın altından araçların geçişine de imkan verecek Avrasya Tüneli'nin yapımına da başlandı.
iNTERNET ABONE SAYISI 26 KART ATTI
Söz konusu dönemde Türkiye'de mobil pazarda büyük gelişmeler yaşandı. Özellikle internet kullanımında önemli artış görüldü. 2002'de toplam 1,3 milyon olan internet abone sayısı, günümüzde 35 milyona yaklaştı.
Cep telefonu abone sayısında da büyük artış yaşandı ve abone sayısı 23,3 milyondan 70 milyona çıktı.
72 iL DOĞALGAZA KAVUŞTU
Erdoğan hükümetleri döneminde Türkiye'de önemli enerji projeleri de hayata geçirildi. Türkiye'nin enerji üretimindeki kurulu gücü 2003'te 35 bin 600 megavat iken, bu rakam 2013'te 64 bin megavata çıktı. 2002 yılında 9 ile doğalgaz verilirken, 2013 sonuna gelindiğinde 72 il doğalgaza kavuşmuş oldu. 9 ile yönelik çalışmalar da sürdürülüyor.
Petrol arama ve üretimi için yapılan yatırım miktarı da söz konusu dönemde 147 milyon dolardan 871 milyon dolara ulaştı. 2003'te 0,84 milyar dolar olan Türkiye'nin maden ihracatı, 2013'te 5,04 milyar dolara yükseldi.
Enerjide arz güvenliğini sağlamak amacıyla nükleer enerji yatırımları için somut adımlar da atıldı. Akkuyu ve Sinop'a nükleer güç santralleri yapımına yönelik çalışmalara başlandı.
Turist sayısı, 2003 yılında 16 milyon 302 bin 53 kişi iken, 2013'te bu rakam 39 milyon 226 bin 226 kişi oldu. Turizm gelirleri ise 2003'te 13,8 milyar dolar iken, 2013'te 32,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.
2003'te 8 milyon 903 bin 843 olan motorlu kara taşıtı sayısı da 2013'te 17 milyon 939 bin 447'ye çıktı.
SAVUNMA SANAYiDEN iHRACAT ATAĞI
Savunma ve havacılık sanayi ihracatı, 2003'te 331 milyon dolar olan Türkiye, bu rakamı 2013 sonunda 1 milyar 391 milyon dolara yükseltmeyi başardı.
Aynı dönemde, savunma sanayisinin millileştirilmesi yönünde büyük adımlar atılırken, bu kapsamda milli savaş gemisi (MiLGEM), ATAK helikopteri, Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ), modern piyade tüfeği, milli tank ALTAY, insansız hava aracı ANKA, uzun ve orta menzilli tanksavar füze sistemleri gibi projeler hayata geçirildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarının yerli imkanlarla karşılanma oranı da aynı dönemde büyük artış kaydederek, yüzde 25'ten yüzde 60'ın üzerine çıktı.
(bkz: #31722429) 1-) "öncelikle sayın muhalefet sizin ben aklınıza ......" beyanımı okumak
2-) " tamam yol yapmış olabilirsin, tamam teknolojin biraz daha iyi olabilir,"
3-)"sonra da bu saymış olduğum açıklara rağmen insanların bu bilmem kaçıncısı olan bombaya tepki göstermemesini bekleyen sana hadddi lan ordam derim."

gibi cümlelerimi senin bu yazdıklarına şak diye cevap olarak almak senin adına gerekliydi. he şimdi esas meseleye dönersek.

dostum kimse sana bundan 30 yıl önce üretilemeyen aracın plakasını basılamayan tüfeğin mekaniğini sormadı. sorduğum soru şu, bundan öncekiler yolluydu da bu en azından göz kırpıyor mantığı ile benim bu bilmem kaçıncı bombaya olan tepkime sen (bkz: ota boka akp yi suçlamak) başlığını reva görüyor musun? de ki evet görüyorum. eleştirme isyan etme boşver patlasın alıştık mı diyorsun?
Adama diyoruz ki 15 sene bunlar bunlar yapıldı. Muhalefet kesim zamanın şartlarıyla zaten olması gerken buydu diye cevap veriyor e ee peki 20 sene önce olması gerekenler neden o dönemin şartlarına göre 50 sene gerideydi. Kriz zamanını bilmeyen şehirlerin en iyi yerlerine yerleşmiş zenginler ve çocukları hayatın ne olduğunu bilmeyenler afedersiniz ama iş g*tü olmayan adamlar çıkmış ahkam kediyor be müslüman sen ne istiyorsun bir an da abd den rusyadan daha güçlü mü olmak istiyosun eğer ki cevabın buysa erken öten horozun başını keserler unutma.
up up up.