bugün

önceleri hosgörülü olan muhafazakar kesimin akp nin gelisi ile karsi kesime psikolojik baski yapmasidir.
akp nin ezilenlerin sesi olmasından kaynaklanan durumdur. ancak bu sıfatını şahsıma göre kaybetmeye başlamıştır.
chp nin çarşaf olayında iyicene su yüzüne çıkmış hoşgörüsüzlüktür. kim kimi neyle suçladığına az dikkat etse ne güzel olacak halbu ki.
tamamıyla etki-tepki meselesidir.

muhafazakar kesim akp'yi tek başına iktidara taşıdığı için haklı olarak yaşamlarındaki bazı haksızlıkların giderilmesini talep ediyor benim deyimimle sözde aydın kesimse verilecek hakların türkiye cumhuriyetini yıkacağı hatta şeriat devleti kurulacağını ima eden sözler sarfediyor inatla insanların özgürlükleri kısıtlanıyor.

örneğin başı örtülü bir anne oğlunun askeri okuldan mezuniyetini izlemeye gidemiyor. başörtülü kızlarımız üniversite eğitimini sapkaları ile alıyor, anneleri mezuniyet törenlerine gelemiyor. o evlatları yetiştiren bu ülekeye bu ülke için canının feda edecek insanlar yetiştiren annelere ne büyük haksızlıktır bu.

işte muhafazarların derdi bu. hakettikleri gibi insanca muamele görmek istiyorlar. yoksa 3 5 çapulcudan başka kimsenin şeriat isteği de yok.

aslında şöyle bir düşündüm de adamlara çapulcu demekle hakaret ettim sanırım. savundukları şeyin cumhuriyet rejiminden pek de farkı yok. ne de olsa cumhurbaşkanı adayımızı rte belediye başkan adaylarını da parti başkanları seçiyor. bize de bize en çok yağ yapana oy atmak kalıyor.

kimse kızmasın ama ben böyle cumhuriyeti nereme sokayım da beni mutlu etsin...

itaat ederim.
akp den önce hoşgörülü olduğuna inanılan insanların akp nin iktidarı gelmesi sonucu hoşgörüsünü kaybettiğine inanan bireyin soylemidir.
ancak eğri oturup doğru konuşmak lazımdır. toplumun ne sağında ne solunda ne orta yolunda olmayan bir özelliğin ne birileriyle gelmesine inanmak ne birileriyle gitmesini söylemek doğru değildir. türkiye cumhuriyetinin çok partili sisteme geçişisinden beri kim kime hoşgörülü olduda bugun birileriyle gittiği, geldiği, kaldığı, kalmadığı söylensin?
otu boku akp ile ilişkilendirmeyi pek seven yurdum insanının ortaya attığı önermedir. gereksizdir.
iktidar sarhoşluğunun zirvesinde olan her parti gibi akp'nin dalgalandırdığı hoşgörüsüzlüktür. bu ülke bunu 1950li yılların ikinci yarısında da görmüştü ya da 1978 ve 1985 arası da yaşamıştı.

tarihin tamamı olmasa bile türkiye tarihi tekerrürden ibarettir.
(bkz: demokrat parti dönemi)
akp iktidara geldiği günden beri ülkede tamamıyla bir hoşgörüsüzlüğün egemen olduğu söylenemez.

mesela zinayı suç olmaktan çıkarmak tam bir hoşgörü örneğiydi. sayelerinde kafamızı nereye çevirsek fuhuşla zinayla burun buruna geliyoruz. toplumsal gözlem yeteneği çok kısıtlı olan bir insan bile son 5-6 senedir evlilik dışı birlikte yaşama olaylarında muazzam bir patlama olduğunu görebilecektir.

eskiden böyle şeyler ayıplanır, bu haltı yiyenler milletin ağzına sakız olurdu. şimdi kimsenin tınladığı yok toplum kanıksadı böyle şeyleri. akepemiz sağolsun cemiyetimizin kimyasını değiştirdi.
hoşgörüsüzlük ortamı işine yaramıştır kimi çevrelerin. birbiriyle didişen zıt fikirleri yaratıp hengamede götürebildiğini götürmüştür ak alınlı insanlar. ne de olsa aktırlar.
bu ülkede gerçek anlamda demokrasi diye bir şeyin kim , hangi kuruluş, ideoloji, görüş vs gelirse gelsin olamayacağını ispatlayan olaylardan sadece biri. herkes gücü eline geçirdiğinde onu korumaya çalışır. doğanın kanunlarının en pis şekilde, hatta siyasette bile kendini gösterdiği bir "amazon ülkesidir" bu ülke zira.
akp de problem yoktur, problem guctedir ve onun olusumlarin insanlarin yapisini degstren ozelligindedir