bugün

mevcut iktidarın iki dönemdir kaş yapayım derken göz çıkarma olayıdır.

akp; fakiri mutlu edeyim derken fakiri daha da fakirleştirmenin ve devlet erkine muhtaç etme yolunu seçmiştir. halkı iktidara muhtaç ederek iktidarda kalmak klasik bir yoldur ancak bu metod ülkemizde hiç bu denli radikal uygulanmamıştır.

dün televizyonda gördüm.. akpli x belediyesinin başkanı yaptıkları "üç öğün yemek, yakacak ve giyim" yardımlarından bahsediyor ballandıra ballandıra. zaten bu memlekette yaşayan milyonlarca insan saydıklarını kazanmak için çalışıyorlar. bu gibi ihtiyaçları sağlanan insan çalışmak yerine tembelleşmeyi tercih etmez mi?

bugün kaymakamlıkların ve akp'li belediyelerin önleri yardım listelerinde adım çıkmış mı diye birbirini ezen insanlarla doludur. vatandaş ekmeğimi kazanayım diye çabalamak yerine mevcut iktidarın mevcudiyetine esir edilmiştir. dilenmek alışkanlık haline gelebilen bir huy olup vermek ise kaynaklara bağlı bir icraattır. yarın bu kaynakları temin edemediğiniz zaman çalışmak yerine el açmayı tercih etmiş insanlara ne diyeceksiniz?

başbakan 22 temmuz seçimlerinden önce iddiada bulunur gibi demişti ki: "tek başıma iktidara gelmezsem istifa ederim". bu sözün anlamı rakiplerine meydan okumak gibi algılansa da asıl amacı yardıma muhtaç edilmiş insanımızı tehdit etmekmiş. beyefendi istifa eder; siz de odundan kömürden olursunuz. sakın sandıkta falso vermeyin demek istemiş meğerse...
toplumlar hakettikleri şekilde yönetilir, yaşatılır ve gerekirse öldürülürler.
diyet öyküsündeki gibi gururlu bir halkı kömür kamyonların arkasından yaşasın melih gökçek diye bağırır hale getirmiştir.
akp'nin yardımlar yaparak halkı çalışmamaya teşvik etmsi durumudur. buna uymayan kesimi de işten atılmalarla yardıma muhtaç hale getirerek istediği kıvama getirme çabaları sonuç vermeye başlamıştır.
yeni bir şey değildir.

türk milleti dilenci olmaya akp'den çok daha önceki dönemlerde menderes tarafından alıştırılmıştı.
görsel
görsel