bugün

Zorlu yollardan geçmeyi gerektiren meslektir. öğretim görevlisi de denir bu kişilere. ülkemizde akademisyen olmak gerçekten çok zor iştir. bu mesleği benim gibi düşünenlere kolay gelsindir.*
ömür törpüsüdür. ne maddi ne manevi tatmini olmayandır. işini iyi yapıyorsan çoook düşman kazandıran meslektir. hep ders çalışmak, huzurla bi film izleyememektir. kişilikli, sağlam, ahlaklı olursan hakkın olanı tırnaklarınla kazıyarak, gerekenin 10 katı çalışarak kazanabileceğin çileli bir yoldur.. bir "iş" değil "yaşam biçimi"dir. doçent olduktan sonra biraz daha rahatlanmasına vesile olandır (umarım öyledir). bu yola bir girildi mi bir daha çıkılamayandır (mafya gibi). aslında yazacak çok şey vardır, ama tamamlanması gereken bir makale olduğundan kısa kesilecektir.
bu mesleğe merak salmış bulunmaktayım. Beni aydınlatacak bu konuya muktedir yazarlardan yol gösterici bilgiler dinlemek isterim.
üniversitelerde kadrolu olarak eğitim veren ve bilim için çalışması gerekilen mesleğin genel adı. bu yola girdiyseniz ciddi zorlukları, belli sınavları, kaprisleri, kabul edilmeyişleri göze almanız gerekmektedir. ilerleme kaydettikçe unvanlarla (dr, yrd. doç. dr, doç. dr ve zirve prof. dr.) ödüllendirilmektedir. maaşları ülke ortalamasına göre fena değil, bilime verilen değere ve dünyaya göre düşüktür. ayrıca ülkemizde bu mesleğe sahip olmak zor bir iştir.
akademisyenlere her zaman saygım vardır ama ben bir mühendis olarak akademisyenlerin mühendislik yapmayıp teoride çok iyi olduklarını düşünüyorum. zaten bu sebeple de genelde piyasada tutunamayan kişiler akademisyenliği seçerler. ama tanıdığım ve mesleğini çok seven akademisyenler de var. ama kendim için söylüyorum eğer akademisyen olmak isteseydim sınıf öğretmeni olurdum kısa yoldan çünkü bir farkını göremiyorum.
Özetle iyi Slayt okuyan egoistler topluluğu.
Ülkemizde işsizliğin artmasıyla birlikte, maaş ve imkanlarının son birkaç senede toplumca fark edilmesinden doğru birçok insanda akın akın bu alana yönelme görülmüştür.
Millet apartmandan bozma, bok bok üniversitelere gidince gördüğü her akademisyeni kendi gördüğü gibi sanır.

Şahsen benim gördüğüm hocalar (araştırma görevlisinden profesöre) hep iyiydi, çoğu alanının en yetkini idi ve çok önemli hocalardan ders almışlardı. Akademik, bilimsel ürün çıkarmada ve öğrenci yetiştirmekte Mahirdiler.

Velhasıl kelam, genelleme yapılamayacak, yapılırsa mutlak yanlış olacak bir kavram. iti de var yiğidi de yani...
oturduğu yerden para kazanmak.
Türkiye'de nasıl olabilir böyle bir şey diye sorarsınız. Eğer hâlâ üniversite tercihi yapmadıysanız gideceğiniz bölümün akademik kadrosuna da bakın.

Her yere üniversite açmak marifet değil. Dik dört tane duvarı al sana üniversite. Bırakın bazı üniversitelerde yardımcı doçenti liseden, orta okuldan hocalar derslere giriyor.

Her akademisyen tez yazarken tezinin dünyayı kurtaracağını düşünür. Ama demek ki değişen bir şey olmuyor. Birçok kaliteli hoca vakıf üniversitelerine geçiyor.
Türkiye'de Çöp meslek.

iyi akademisyenleri tenzih ederim ama onlar da %5'i falan oluşturuyor.