bugün

şu melis birkan denen kadına birşey yiyip içerken şok haber verilmesin çok rica ediyorum ya, bak kardeşim parası neyse vereyim ama yapmayın ayıp lan. o dolma boğazda kalacak, o meyve suyu hırtlağına kaçacak diye geriliyorum ekranın başında. kadın zaten yapmacığın allahı, bir de şaşırmaya çalıştıkça çirkinleşiyor gözümde halbuse bebek gibi kız.

bir de tunacığım gözümüzden kaçtı sanma bir tane güzel söz buldun diye doldur nereyi boş bulduysan. "git kendini çok sevdirmeden" kitabının arka kapağında ya da önyüzünde geçen cümleyi cümleyi tutmuş filmin sloganı yapmış. e anladık tamam. "sevmesini de gitmesini de bilenlere." he aferim iyi düşünmüsşsün.
iğrenç ötesi film. saçmalıkta sınır tanımamış. bi hikaye var. herkesin tanıdık olduğu basit bi hikaye var aslında ama hikayeyi anlatabilme kısmında çok büyük başarısızlık var ki çok aşina olduğumuz bir hikaye. "tuna kiremitçi yazıp yönettiği için sözde entelleri ilgisini çekicek tabi. birde melis birkan var. ohh deymeyin keyfine. aslında beren saati oynatmalıydı o zaman tam olurdu. bi ikide yatak sahnesi lazımdı onlar es geçilmiş. gerçi beren saat kabul etmedi belkide. o olsaydı yatak sahnesi görmek zaten kaçınılmazdı. bu filmden çıkan birinin "ehh işte hiç film yoksa izle yoksa zorlama" demesi bile mucize. ben "aklınız varsa gitmeyin" diyorum mesela. tuna kiremitçi aklında güzel bi hikaye kurmuştur mutlaka buna inanıyorum en azından inanmak istemekteyim fakat hikayenin çok büyük bi kısmını aklında unutmuş biz perdede göremedik hiçbirşey.

--spoiler--

ben evleniorum kanka alsana mail ilen resim, hop ben kıza deli gibi aşık oldum, sağdıç oldum, abim söledi aşık olduğumu, ben evliliği ertelicem diyo gelin, yok erteleme. hadi güle güle almanya ya gidiyoruz, way can dostum vayyy.

--spoiler--
filmi değil ama soundtrack ı güzel olan yapım. şu aralar radyolarda demet sağıroğlu ndan dinlediğimiz müziği melik kibar ın sessiz veda sı olan eser.

içimde garip bir his var
yüreğimde olur olmaz duygular
farzedelim küçücük bir oyun bu
oynayalım bu oyunu .
tahmin edemedim sonunu.

adını artık sen koy!

ilk selam mı yoksa,
yoksa son veda mı?
başı belli sonu değil.
sanki bir telaşla başladık bu oyuna
anlatılır gibi değil.

ilk selam mı yoksa,
yoksa son veda mı?
başı belli sonu değil.
sanki bir telaşla koyulduk bir yola
anlatılır gibi değil.

bulamadım cevabını;
duyamadım.

kulaklarımda sesin var,
yüreğimde serptiğin tomurcuklar.
sonuna kadar kuralsızca gitmek
her şeyi gözardı etmek
selam mı son veda mıdır
nedir bunu bilmem gerek
içimde garip bir his var
yüreğimde olur olmaz duygular
farzedelim küçücük bir oyun bu
oynayalım bu oyunu .
tahmin edemedim sonunu.

adını artık sen koy!
bedava biletim sayesinde afm sinemaların rahatlığında izlediğim ama hiçbir şekilde bir şey anlamadığım filmdir.iyiki bedava biletim sayesinde gittim dediğim filmdir aynı zamanda...
tuna kiremitçi gibi yazar müsveddelerinin her bokta bilgi sahibi olmasıda baya iğrenç bir film olmasında etkili olmuş...
1-aydilge neden eskişehirde filmde buna bir açıklık getirilmiyor
2-sürekli plonje çekim açısı kullanılması rahatsız edici
3-elmanın yakın arkadaşı bir gece dışarı çıkıyor yolda omuz atanlarla ilk önce kavga edileceği umulurken bir bakıyorsunuz adamlar kanka olmuş
4-aydilge hayalini seyirciye söylemeden sevgilsi ona bir ev yaptırıyor ormanın derinliklerinde.
böyle saçma sapan bir film işte.
bırakın sadece yönetmenler film çeksin sinema bir yere gelsin dediğim filmdir.yakında ahmet altan,cezmi ersöz,küçük iskender de film çekerse şaşırmamak lazım.
film, izledikten sonra "ben niye film çekmiyorum" diye kendimi sorgulamama neden olmuştur. ne dandik senaryolara bu paralar gömülüyor. bu yapımcılar hiç mi okumuyorlar allasen bu senaryoları. yeminle ben daha iyisini yaparım. yazarım, yönetirim de icabında.
"gerisine ben koyayım" diyerekten ismi ti ye alınan romantik türk filmi.
- adını sen koy.
+ le kamil olsun senin adın.
müslüm gürsesin çok fena bir şarkısı bu şarkı insanı alır türlü dertlere gark eder yerlerde paspas eder diğer şarkılarında olduğu gibi..
arkadaslarla o an karar verip girdiğim ve hicbiseyi olmayan filmdir.lan senaryoyu aksiyonu aşkı gectim hadi onlardan yok bari isim koysaydın filme zahmet edip.tek faydası filmin kimin yapıp ne ettiğini arastırmadan filme gitmemeyi öğretmesidir bana.
(bkz: iliskininadinikoy com)
a dını
s en
k oy
film'de ki isim seçimleri berbattı. aybüge ne lan! böyle bir isim bir başrol oyuncusuna neden verilir ki? bide buna film'de aşık olan var onun adı da ılgaz'dı sanırsam.

(bkz: ya abi görmüyon mü adamlar dalga geçtiyo bizle)
--spoiler--
hani sabahın köründe aybüge ılgazın yanına gelir ve "sabaha kadar gözüme uyku girmedi.düşündüm galiba düğünü erteleyeceğim" der ya sonra da ekler "sen ne düşünüyorsun"
ılgazsa buna hiç gerek yok der ısrarla.işte orda aybüke çekip gider, ılgazsa duvara yaslanıp kalır. kameraysa yavaaaşca yükselir işte tam orda bitti benim için film. daha iyi son olamazdı.
--spoiler--
hayatımda izlediğim en kötü filmdir. ama sinirimizi bozup bizi güldürdüğü için tuna kiremitçi'ye teşekkürlerimizi sunarız.
insanı serin sulardan kızgın kumlara sürükleyen bir şarkıdır. zulada ufak rakı yarım kavun bulundurulmalı duyulduğunda ışık görmüş tavşan gibi kalınmamalıdır...
filmi izlemedim bilmem. tuna kiremitçi'den de pek hazzetmem. lakin şarkı itibariyle sahiden güzeldir.
'tahmin edemedim sonunu' kısmı ise enteresan bir şekilde 'bilemedim ben onuuuu' diye ağlayan sevimli ufaklığı hatırlatır.
Hayatın gerçekleri gösteren bir filmdir. Ben çok beğenmiştim. Özellikle Ahmet Mümtaz Taylan'ın oyunculuğu harikaydı. Klasik bir Türk filmi gibi belki de. Sinemalarda kısa süreli kalmıştır. Belki de beklenen ilgiyi görmemiştir, kimbilir.
film müziğinden aşırı etkilenerek izlemek istedim bu filmi. çok kötü yorumlarını okumama rağmen hepsini kafamdan atarak geçtim karşısına.. amma ve lakin yine olmadı o nasıl bir filmdi öyle yahu.geçen iki saatime üzüldüm üstüne bir de şarkı bile eski değerini kaybetti gözümde.. filmin başından sonuna kadar bir değişiklik, bir hareket bekliyorsunuz ama tık yok. filmde verilmek istenen duygu desek o da tam belli değil gibi.demekki neymiş sadece film müziği ve fragman yetmiyormuş bir filmi anlamaya.
Aynı isimli filmin, Demet Sağıroğlu'nun seslendirdiği, aşağıdaki sözlere sahip şarkısının adıdır.

"kulaklarımda sesin var
yüreğimde serptiğin tomurcuklar
sonuna kadar kuralsızca gitmek, herşeyi gözardı etmek,
selam mı,son veda mıdır,nedir? bunu bilmem gerek..
içimde garip bir his var,
yüreğimde olur olmaz duygular..
farzedelim küçücük bir oyun bu, oynayalım bu oyunu
tahmin edemedim sonunu
adını sen koy."
çok büyük bir beklentiyle izlemeye başladığım ama sonuna kadar zar zor dayandığım , yalnız ahmet mümtaz taylan ın oyuncu kalitesini anladığım filmdir.
müslüm babanın eşşiz yorumuyla hayat verdiği unutulmaz şarkıdır..

http://fizy.com/#s/1ahnm4
insanın ıssız yalnızlığını izledim filmde. engin iç dünyamızın aslında çok iyi bir savunma iç güdüsüne sahip olduğunu gördüm. sevdiği kadına karşı can arkadaşını tercih eden, kendi mutluluğunu kankasının mutlululuğuna değişmeyen, bencil davranmayan, yüce bir ılgaz izledim filmde. abisinin bütün gazlamalarına ve telkinlerine rağmen sevgisini içine gömen aşkından kudurduğu halde direk yüzüne seni sevmiyorum diyebilme cesaretine kaçımız sahip. harun abi de haklıydı elbet. bari ikimizden biri mutlu olsun telaşındaydı. ne demişti"aşkın şakası olmaz aybige" (Ah Mümtaz Taylan mahvettin beni, haşat oldum ağlamaktan)

aybige... doyumsuz insanların ilgi manyaklığını tasvir etti bize. baba sevgisizliğini başka insanların ilgileriyle kapatmaya çalışan kararsız varlıkların yaşadığı dramları gösterdi...

çoğu kişi hayalkırıklığı yaşadı beğenmediler filmi. halbuki o film bir aynaydı. kendilerini, hezeyanlarını, pişmanlıklarını gördüler çünkü orada... çoğunu pışpışlamadı pohpohlamadı. çıplak gösterdi. neyse o'ydu çünkü...

melih kibarın son tınısıymış adını sen koy...

filmin adı şekli niteliği ve niceliği size kalmış...
sonu dışında gayet güzel filmdi. başlangış güzeldi(eskişehirin en güzel yerinde başlaması daha güzeldi tabi). ilerleyiş, konuya giriş de güzeldi. fakat sonunda bir eksik vardı, daha doğrusu sonu yoktu lan! en sevdiğim sahne ise deli olan abinin anadan doğma bakıcının karşına çıkıp, bakıcıyı korkutup kaçırmasıydı.*
filmin müziği ise gayet iyiydi.
http://www.youtube.com/watch?v=7VIYWjQNEuk
sinemada para verilecek bir film olamasa da boş bi zamanda indirmeden izlenebilecek bir film. içinden bi titanic çıkmasınıda beklememek lazım gelir tabi. (bkz: titanic)
film bir başka filmdi..

görselliği zayıf olabilir ama içi burkuluyor insanın izlerken.

ne can olmak istedim ne de ılgaz.

üzülerek izledim, gerçek acıydı.
taddım bu akşam.
güncel Önemli Başlıklar