bugün

(bkz: akp seçmeninin anlama kapasitesi)

http://www.facebook.com/p....219592922884&theater
ygs şifreli cevap anahtarı skandalı ile ilgili ösym'den gelen açıklamayı yeterli bulmuşlar. yani körler sağırlar birbirini ağırlar.
öğrencilerin %90 ı yeterli bulmamışken sen kimsin ki açıklamayı yeterli buluyorsun. insan bir araştıracağız der birşey der. ösym başkanı'nın açıklamaları çelişkilerle dolu.
genel seçimden 10 ay önce:

bir ülkenin kamu personelinin seçiminin yapıldığı sınavla ilgili ortaya çıkan bir şüphe yüzünden, o ülkenin başkentinin cumhuriyet savcısı; sınavı hazırlayan resmî kurumla ilgili inceleme başlatıyor.

ülkenin başbakanının bile konuyla ilgili öyle endişeleri var ki, ülkenin istihbarat teşkilâtının başkanını yanına çağırıp tâlimat veriyor.

ülkenin istihbarat teşkilâtı, savcının elinden bilgileri topluyor; sınav komisyonunda görev yapan 6 akademisyenin geçmişe yönelik tüm telefon konuşmalarının dökümlerini incelemeye alıyor.

aynı anda polis, telefon kayıtları incelenen 6 akademisyenin bilgisayarlarına el koyuyor. sınavın eğitim bilimleri sorularını hazırlayan 6 kişinin bilgisayarlarının, ana belleklerinin kopyası alıyor. adlî emanete konulan bilgisayarlarda, elektronik posta trafiği, sınava ait soruların herhangi bir harici belleğe ya da cd, dvd'ye kopyalanıp kopyalanmadığı tespit etmeye çalışıyor.

cumhuriyet savcısı, bilgisayarların incelemesini bilişim uzmanı polislerin yerine bilgisayar mühendisi bilirkişilerin yapmasını istiyor.

kurumun başındaki isim, görevinden istifa ediyor.

***

genel seçimden iki ay önce:

ülkenin başkentinin cumhuriyet savcısı yanına polisleri alıp, 1,7 milyon kişinin katıldığı o ülkenin üniversite sınavı sorularını basan matbaaya gidiyor. polisin, savcının araştırması yetmiyor, o ülkenin bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu, sınav kitapçıklarını incelemek için devreye giriyor.

sınavları hazırlayan kurumun istifa eden eski başkanı: "türkiye, korku imparatorluğu haline geldi. ben de 8 aydır korkumdan konuşamadım" diyor.

burada duralım:
yukarıdaki iki araştırma sonucunda da, herhangi bir suç unsuruna rastlanmayacağını varsayalım. sırf bu şüphe, mit'in tübitak'ın devreye girdiği soruşturmalar, başka bir ülkede olsaydı; muhalefet partileri iktidar partisini eline alır top diye oynardı.

aynı günlerde, aynı ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı:
ülkenin yarısından fazlasının "gomonist anarşik" dediği deniz gezmiş'in heykelinin/parkının açılışını yapıyor.

aynı günlerde, aynı ülkenin muhalefet partisi genel başkanı:
"a, b ise b, c ise a, c'dir" diyor.

bu muhalefet partilerinin "yıprattığı" adalet ve kalkınma partisi, üçüncü kez seçilmek üzere.
seçilemeyeceğine dair en ufak bir şüphe olmadığı gibi, millet "%60 alır mı" diye bahse giriyor.

seçimden sonra, genel merkez merdivenine oturup ağlayacak, kamera görünce cep telefonuna sarılıp el sallayacak muhalefet partiliye sesleniyorum:

taşa oturma amel olursun.

kaynaklar:
(bkz: http://www.hurriyet.com.t...ndem/17462663.asp?gid=381)
(bkz: http://www.hurriyet.com.t...ndem/15690246.asp?gid=373)
(bkz: http://www.hurriyet.com.t...ndem/17462660.asp?gid=381)
8 seneden beri iktidarda olan, 12 haziran'da tekrar secimlerde olacak parti.
(a)merikanın (k)öpekleri (p)artisi.
Siyaset yapmayan,ona buna çatan bir nesilin inanışı.

(bkz: Ananı da al git)
son şifre olaylarıyla oy kaybeden iktidar partisi.
islami rejimi planlı programlı bir şekilde ülke kimliği haline dönüştürmeye çalışan (ve büyük oranda başaran) partidir.
(bkz: türkiye cumhuriyeti/#11352938)
(bkz: istanbul büyükşehir belediyesi/#11359981)
kısaca akp. ancak sokakta çevirip insanlara sorsan adalet ve kalkınma partisi ne diye, iddia ediyorum 10 kişiden 6 sı akp olduğunu söyleyemez. isterseniz deneyin.
cumhuriyet tarihinde "sahtekarlık" deyince ilk akla gelecek olan parti. her işlerinde bir şaibe arar oldu millet. herhalde bir parti için başa gelebilecek en kötü durumdur bu.
(bkz: amerikan tohumu)
ellerinde bulundurdukları bakanlıklardan milli eğitim bakanlığı ilköğretim 4. sınıftan başlayan din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin 1. sınıftan itibaren verilmesini önermiş. bizim liberallerimiz akpnin demokrasi için mücadelesine alkış tutarken, bizim de bu öneriyi demokrası adına alkışlamamız gerekir. liberal demokrasi bunu gerektiyor. bu ülkede söylediklerime inanacak insanlar elbete mevcuttur fakat bunu söyelecek aklı başında adamların olduğunu bir yabancıya anlatırsak bize götüyle gülecek insanlar da mevcuttur.
2011 seçimlerinde oy pusulasında 1. sırada olan parti 4. sırada chp. 12. sırada mhp
halkı aptal yerine koyan parti.
sayısız örnek var bu konuda verilebilecek, ama en sonuncusu şüphesiz ygs kopya skandalı sonrası açıklamalar, beyanatlar ve tutumlarıdır.
4928 No.lu ve 15.07.2003 tarihli Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun da cami kelimesi ibadethane olarak değiştirilerek apartman kiliselerinin önündeki yasal engel kaldırıldı.
(25173 sayılı Resmi Gazete Yayın tarihi:19 Temmuz 2003 Cumartesi)
Türkiye nin ilk eşcinsel oteli açıldı. (31.05.2007 Posta)
Allah'la kandırma partisi, Padişahlığın geldiğini düşündüren parti.
Diğer partilerde ki, pkk sempatizanlığı ve/veya islam antipatisi bitmediği sürece, diğer partilerin bu durumunun kendisini herzaman iktidar yapacağı su götürmez bir gerçek olan partidir. anlamadığım, diğerlerinin her seçimde bile bile lades demesidir.
allah ile aldatanlar partisi...
seçim dönemine girildiğinden mütevellit, ekonomide çarpıtılmış gerçeklerin propoganda malzemesi olarak kullanılması hız kazandı.

örnekler verelim;

mesela en çok kullandıkları argümanlardan birisi ihracat rakamları. peki ya ithalattaki artış? koy götüne...

mesela yandaş tv kanalları enflasyondaki düşüşle böbürlenen yalakalarla doludur. ama enflasyon oranında bile zam alamayan memurların çilesini yandaş kanallarda göremiyoruz. nasıl görelim? adamlar sırlar dünyasına dalmış...

imf'ye olan borçların 25 milyar dolardan 5 buçuk milyar dolara indiğini ballandıra ballandıra anlatıyorlar da, imf garantörlüğünde alınan (ve büyük ihtimal ileride götümüze kazık gibi girecek olan) borçlardan bahsetmiyorlar. boş yere borcumuz 300 milyar doları aşkın muazzam bir dağa dönüşmedi heralde... neyse bunu da siktir edelim, yandaş biraz daha zenginleşmeli.

mesela mehmet şimşek'in akp başarılarını anlatırken, cari açık kelimesini ağzına aldığını da hiç duymadım. nasıl anlatsınlar ki?

sadece cari açık başlı başına skandal... krizden kurtardı diye elleriniz patlayıncaya kadar alkışlayıp her yerini yaladığınız bu partinin iktidara geldiği sene cari açık 0.63 milyar dolardı.

şimdi? geçen seneyi 48.5 milyar dolar olarak kapattık. bu senenin ilk 2 ayı 12 milyar doları gördük bile. sene sonunu kognitif fonksiyonu olanlar düşünsün artık. oy verirken beynini kullanmayı bilmeyen yazarlar zaten çoktan eksiyi basacakları için sıkıntı yok.

rosava'ya inat devam edelim madem.

cumhuriyet tarihinde* borç faizine 135 milyar lira gitti. akp'nin iktidara geldiği 8 senede ise 400 milyardan fazla...

hadi tüm bunları siktir edelim. cari açıkmış imf'ymiş falan genellikle (haklı olarak) vatandaşın skinde bile değil. daha hayata dair detaylardan konuşalım...

mesela et fiyatları... 1 kilo dana etinin fiyatını 8 lira yediğiniz zamanlarda akp'ye oy vermek gibi bir cenabetlik yaptığınızdan ötürü, şimdi dananın kilosuna 35 lira bayıyorsunuz. boşverelim, zaten angusun sesi uzaktan hoş gelir.

benzin... 1.66 kuruştan ---> 4 lira 16 kuruşa

sağlık... hasta olsan cebine zarar, doktor olsan cebine zarar. iki ucu kakalı değnek. grev kararları ardı ardına uçuyor. çoğu akp neferi, sıra beklememeyi bi bok sanıyor. fakat istatistik bilimi, ilaç alamadığı için ölenlerin sayısının, sıra beklediği için ölenlerin sayısından çok daha fazla olduğunu söylüyor.

istatistik her şeyi abartır zaten. siktir et.

daha gider bu.

kısacası yavru ceylanlar,

nerden baksan tutarsızlık...
adaleti kaldırma partisi.
türkiye cumhuriyetini 1923'ten bugüne kadar en iyi şekilde yöneten partidir.

2011 seçimlerinde adaylarını belirli bir düzen ile seçmiş, alanlarında başarılı, çalışkan, ülkesini seven, porno kasedi ortaya çıkmamış (kimi parti başkanları bu durumu çok iyi bilir) kişiler ile yoluna devem etmektedir. gittikçe artan oylar, popülarite ve karizmatik başkanıyla %60 barajı konulsa dahi aşabilecek güçtedir.
adamlara benzin fiyatı diyoruz, et fiyatı diyoruz... cari açık diyoruz, borçlar diyoruz...

adam geliyor 1923'ten beri en iyi şekilde yöneten parti diyor.

adayları belirli bir düzen ile seçmesine kimsenin çıt çıkarmaması, biat kültürü içinde yoğrulmaya alışık bünyelerinizin yan etkisinden dolayı olmasın?

sorun %60 barajı konulup meclise girebilmesinde değil, sorun adam gibi sözünde durup baraj seviyelerini düşürmemesi, dokunulmazlıkları kaldırmaması...

hala ağzına demokrasi kelimesini alan bi zahmet siktirsin gitsin.

avrupa'da seçim barajı, azınlıklara haklar diye soru sorulunca, "azınlıklara saygının garantisi benim" gibi güdik bir cevapla olmuyor bu işler.

et yok soframızda et...