bugün

iyi bir kim ki duk klasiğidir.

(bkz: pieta)
gittiğim her yerden az evvel çıkmış gibiyim
nereye bakarsam bakayım bulamıyorum kendimi
olduğum hiçbir yerde değilmişim gibi geliyor
olmadığım her yerde de varmışım gibi...

eliyaHu ~humbleness
acı yaşamak için gerekli.
düşmek ve kalkıp yeniden başlamak gerekli.
acı...kalbimdeki acı tarif edilemez susarsın sadece arada susmakta cevaptır acıyı herkes farklı sekillerde yasar bazıları susarak bz-azıları dile getirerek bazıları asabi olark hepsinin canı cok yanar anlatılmıck kadr cok nefes alamazsın bazen sanki bogazında bi düğümcük var acı ekbet bi gün gecer aynı yara gibidr ilk zamanlar canını cok yakar ama sonra alısırsın acıya sonra yara kabuk tutar yaranın ustune ne kadr basarsan o kadr acır ve kanr acıda oyle onu hatırlayınca canın cok yanar.
mutluluğu isteyen herkesin bu yoldayken alacağı tat.
Adana canıııııım.
insana güçlü olmayı öğreten şey.
"her şeyden biraz kalır, diyordu hayat. kavanozda biraz kahve, kutuda birkaç sigara, insanda biraz acı."
insanı güçlü yapan en zarif şey. Hayatı öğrettiği bile olur.
bir kadın, ''bize acıyı anlatın,'' dedi.
o da şöyle cevap verdi:

acı, kavrayışınızın etrafındaki kabuğu parçalayandır.
meyvenin çekirdeği kırılmak zorunda olsa dahi, özü güneşin altında durabilir ve bu yüzden sizin de acıyı tanımanız gerekir.

kalbiniz, hayatınızda her gün gerçekleşen mucizelere meraklı olabilseydi, tıpkı sevinçleriniz gibi acılarınızın da muhteşem olduğunu görürdünüz.
tarlalarınıza peşi sıra vuran mevsimler gibi kabul ederdiniz, kalbinizden geçip giden mevsimleri de.
ve kederinizin getirdiği kışları huzur içinde izlerdiniz.

yaşadığınız acıların çoğu kendi seçimlerinizin sonucudur.
içinizdeki doktorun hasta benliğinizi iyileştirmek için kullandığı acı iksirdir.
bu yüzden doktora güvenin, verdiği ilacı huzur ve sükunet içinde için.

zira eli ağır ve sert olmasına rağmen, görünmeyen'in şefkatli eliyle yönlendirilir.
ve getirdiği tas dudaklarınızı yakıyor olsa dahi, çömlekçi'nin kutsal gözyaşlarıyla nemlendirdiği kille şekillendirilmiştir.

şairene bir üslupla kaleme alınmış, halil cibran başyapıtı olan ermiş'ten ''acı üzerine.''

(bkz: ermiş)
Insanın ruhuna işleyen duygu.

Öylesine illet ki çıkmıyor derinlerden.
Her geçen gün her yasanilanla yeniden kanatiyor kendini.
Biri diğerini hor gormeyiversin, bir sevgisizlikle,insanlarin dusuncesizligiyle, bir dizeyle hatta bazen bir bakışla ,çocukların katledilisinde.

En çok da çocukların katledilişinde...

Hala katledilişinde..

icimi kanatiyor, ruhum acıyor.
Başlık bana nedense birini hatırlattı...
Daha fazla acı, daha fazla keder!!!
Acının tatlı tebessümü...
Aslında acılarımız son bulmuyor. Acının rengi değişiyor, şekli değişiyor, başrol değişiyor...

Ama son bulmuyor.
kalp kırıldığında somut olarak hissedilen soyut his.
Sılanın yeni albüm projesi.
Acı çektikçe daha çok gülümsüyor insan, bir yerden sonra kahkaha atıyor hatta. Orda burda teyzelere, belki de hiç kendisinin olmayacak çocuklara selam verip laf atıyor.
Memleket meselesi haline gelen yalnızlığımız, gençliğimizin son demlerinde bu b*kun püsürün içinde neden olduğum sorulup duruluyor mesela. Herkesin hayali şehirde yaşamakken sen neden burdasın diye soruyorlar. Macerayı severim der geçerim, zorluk olmadan ben yokum vs diyr vasat cevaplar veriyorum ama sonra içten içten yaşlar akıyor bir yerlere. Ulan diyorum sen herşeyden kaçtın ya?!
Eskiden iki nefesimin arasında, önünde arkasında hep birilerini düşünürdüm o kadar düşünürdüm ki kendimin bir önemi yoktu. Artık biraz daha mı önemli hale geldim yoksa yaşlanıyor muyum bilemiyorum tabi de bilememek de üzücü bazen.

Biri elimden tutsun istiyorum son zamanlarda. Başını yaslıyım omzuna. Gözlerimizi kapattığımız yerlerde olalım. Sevmek insanı güzelleştirir, aşk da mükemmelleştirir, herşeyin karşılıklı olanı kabuldür.
Çok arsız insanlar var be ve benim yüzüme nasıl bakıyorlar anlayamıyorum.

Çok acı çektim, gerçekten, toparlandık daha az aklımızda ama dalıp gidiyorum işte gözlerim tavanda boş boş bakıyor.

Bu gezegeni sevmiyorum.
En narin yerinden yapıştırılır.
görsel
Yazdığım şiirleri ve onca yaşanmışlıkları unutun. Bu acı, şiirlerden ve yaşanmışlıklardan çok daha öte.
ruh ikizim olan bitki, acıdır seveni vardır. acılara özgürlük!
insan medeniyeti geliştikçe hep daha fazla acı yarattı.

Hakikat: Gelişim arttıkça, acı artar. Gelişimin amacı acıyı azaltmak değildir. Gelişimin tek amacı vardır: Güç.

Güç ise kendi kendinin amacı olabilecek tek şeydir. Öyleyse güçlenmek için her yol meşrudur.

işte bir ahlak temellendirmesi.
Şu anda tarifi imkansız bir acı çekiyorum.

Eminim insanların %90'ı bu tip acıların varlığından dahi bihaberdir.

Her şeyim var fakat sefalet içindeyim. Adeta yanmaktayım. Yanıyorum.

Aklım olmazların zoru içinde. Ruhum bedeni terk etme niyatiyle yayından fırlamış bir ok...

Sonumun ne olacağına dair en ufak bir fikrim yok, zaten sonunu düşünecek vaktim hiç olmadı. Beni yakalayan ruhsal fırtınanın esareti altında her gün başka cephede çarpışmaktayım. Saadete dairse hiç umudum olmamıştı zaten.

Kan, yara, ve fiziksel acıyla betimlenemeyecek bir acı bu. Geçmişimle savaş halindeyim. Bugünümle savaş halindeyim.

Her an her dakika savaş halindeyim. Bu acı ben yaşarken bitemez. Öyleyse ölüp tekrar dirilmem lazım.
insanın neresi acıyorsa canı oradadır.
"...Bana o kadar bilinçle acı çektirdiniz ki, şu anda sizi bağışlamak elimden gelmiyor..."

(Karamazov Kardeşler, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, s.360)
bir süre sonra mide bulandırır ve kusmak istersiniz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar