bugün

Sadece zeki insanlar acı duyabilirmis. Swh
yanlış hatırlamıyorsam; hakan günday'ın piç kitabında acıyla ilgili bir mecaz vardı ve üç aşağı beş yukarı şöyle bir şeydi:

ingilizce de pain acı demek, fransızca da ekmek. dolayısıyla acı, insanın hayat tarlasından biçtiği buğdaylarla pişirdiği ekmeğin adıdır ve sabah kahvaltısı kadar kaçınılmazdır.
acı olaylar unutulur hissettirdikleri unutulmaz.
Yemekte olmazsa olmaz.
acı ruhsal olarak büyümeye yol açar. Ancak mutluluk çok daha fazlasını yaratır.
Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır.

Nasıl bir meyvenin çekirdeği, kalbi Güneş’i görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz.

Ve eğer kalbinizi, yaşamınızın günlük mucizelerini
hayranlıkla izlemek üzere açarsanız,acınızın, neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz;

Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi, aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylıyacaksınız.

Ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.

Acılarınızın çoğu sizin tarafından seçilmiştir.

Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı
iyileştirmek için sunduğu “acı” ilaçtır.

Doktorunuza güvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için; Çünkü size sert ve haşin de gelse, onun elleri “Görülmeyen”in şefkatli elleri tarafından yönlendirilir.

Ve size ilacı sunduğu kadeh dudaklarınızı yaksa da,
O’nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış kilden yapılmıştır.”

Halil Ciban
Anlatılamaz.
Mağlubiyeti kabullenememe ve olduğu durumun zararla sonuçlanması sonucu hissedilir.Heleki 8taş taraftarları sırf bu yüzden artik mazoşist olmuşlardır.
niran unsal sarkisi. guzelmis. sana doyamadim ki diye sozleri var.
http://m.youtube.com/watch?v=i8kGveg5ThU

ee bu kadar kisa mi bu sarki yav. uzun geldiydi bana. tesadufen dinledim bi yerde.
tek güzel türü çiğköfte ve şalgam olan olgu.
iz bırakır, hiç bir zaman öldürmez.
Ona baktıkça hissedilen duyguların karşılıksız olmasının kanırtırcasına boğazıma saplanması sonucu sürekli kanayan, kanadıkça beni güçsüzleştiren,hayatımı anlamsızlaştıran yaraya her zaman eşlik eden,sanki 5 duyu organımla da algıladığım durum.
Birilerinin ne yaşayacağını bilmeden attığı adımla içine düştüğü çukur. Herşey için çok geçken gözüme bakmasını istediğim insan var. Neleri kaybettiğini bilerek bakarak.
soğuk kış aylarında, soğuk algınlığına çok iyi gelen şey. sağlam acıyı veriyorsunuz bünyeye, sabah hiçbir şeyiniz kalmıyor.
(bkz: tatlı olmayan)
acı bir tür afyondur kafasını güzel yapmayı sevenler için...
2 türü var

1-fiziksel
çok bişi yapmaz sadece ağız filan yakar

2-duygusal

afedersiniz ama insanın a*ına koyar.
Herkes kötü şeyler yazmış fakat o kadar da fena olmayan şeydir. insan gerek maddi gerek manevi acı çektiği süreçte pişer, daha olgun ve akıllı biri haline gelir. Beyindeki bu kıvranmalar hızla beiyn devrelerine olmaları gereken yerlere oturtur. Tabii her şey gibi bu da tadında güzel.
Bu kelime aslında o kadar önemli ki hayatlarımızda. her insan acı çeker. her insan yaşar dünyadaki acıdan payına düşeni. Yalnız bazı insanların payına daha fazlası düşer. daha fazla yanar canları. dumanlar tüter etrafından, görürsünüz. saklamak ister insan acısını. mutlu olmak ister, mutlu görünmek ister. fakat bu insanlar başaramaz, kötü numaracıdırlar anlarsınız. sözlerinde bir burukluk vardır, gülüşleri bile aslında neşe içermez anlarsınız.

şu ortadoğu bataklığında o insanlardan çok fazla var. her gün, her allah'ın günü onlardan bir sürüsünü görürsünüz. yaşarlar, yada yaşadıklarını sanarlar. aslında iç içten içe ölmüşlerdir. bilirler yada bilmemezliğe vururlar. artık kendilerine ait bir mutlulukları kalmamıştır, çocuklarının, kardeşlerinin, onun, bunun mutluluğundan pay çıkartmaktır artık onların mutluluğu. birinin üzerine titreme gereği duyarlar. artık mutluluk kavramı kendinden çıkmıştır çünkü. en son ne zaman mutlu olduklarını unutmamak için hep mazide yaşar bu insanlar. gelecekleğe değilde sanki geçmişe doğru ilerliyormuşcasına zaman..
zaman zaman çok ağır gelen bir yaraya duyulan his. hele ki bu yara ruhta açılmışsa çok daha ağır gelen bir hâl alan. gecenin bir yarısı uyanıp hüngür hüngür ağlamama sebep olan. dağlara taşlara bağırıp sessiz sedasız yeniden yatağıma yatıran. çok ağır hem öyle çok ağır ki. yürek dayanmaz sızısına. dayanmıyor da. yerim yurdum belli değil artık. deli divane gibiyim.
“Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden bir şeydi."
Acı.
ismi bile bu kadar sıkıcı iken bunu yaşamak Hakikaten acı olsa gerek.
Ayak Serçe parmağınızı sehpanın bacağına vurmanızda can yakar.
Canım dediğinizin bir kem sözü bir kötü hareketide.
Acı...
Harikulade kamufle eder kendini birde.
Senin kanın çekilirken sevdiğinin kem sözlerinden,
Millet serçe parmağına ağlıyorsun sanır ya hani.
Hah işte gerçek acı budur işte.
görsel
Geleceğe çizdiğim resimler,
Buruk bir kaybediş bıraktı avuçlarıma.
Kırık sevinçler şimdi,
Akşamüstü hüznünden kalma...
Çözemedim hayatın çok bilinmeyenli denklemini,
Yarım kaldı hep mutluluklar...
Örselenmiş papatyalar topladım,çocukluğumdan
Lavanta kokulu öykülerin arasında saklamak için.
Keşke sana özlediğin sevinçler getirebilseydim,
ince hüzünler yerine,
Ama acının tarifi yok...

Didem görkay.
Hayatın ana temasıdır acı...