bugün

yıl 1955; uefa, şampiyonlar ligi'ni kurma kararı alıp turnuva oynatmaya başlıyor.

1956-1957 sezonunda türkiye futbol federasyonu, uefa'ya 'bizi de turnuvaya al' diyor. uefa da 'şampiyonunu belirle, isim olarak gönder bana, alacağım sizi' diyor.

türkiye'de bu zaman aralığında izmir, istanbul ve ankara'da ayrı ayrı profesyonel ligler oynanıyor. her birinden ayrı şampiyon çıkıyor.

türkiye, 1956-57 sezonu için uefa'ya istanbul lig şampiyonu galatasaray'ın ismini veriyor. o sene galatasaray şampiyonlar ligi'ne katılmış oluyor.

federasyon, sadece istanbul lig şampiyonunu gönderme kararı alınca izmir ve ankara lig şampiyonları buna haklı olarak itiraz ediyor.

bunun üzerine federasyon, 57-58 sezonu için uefa'ya gidecek olan takımı belirlemek için istanbul (2)-ankara (2)-izmir (2) liglerinden gelen toplam 6 takımla federasyon kupası düzenliyor. burada şampiyon olan takım uefa'ya gidiyor. bu yıl için de beşiktaş şampiyon olduğu için o şampiyonlar ligi'ne katılmış oluyor.

diğer yıl 58-59 sezonu içinde aynı şekilde federasyon kupasında yine beşiktaş birinci olunca o yıl şampiyonlar ligi'ne katılıyor.

59-60 sezonuna geldiğimizde ise türkiye futbol fedarasyonu istanbul-ankara-izmir liglerini birleştirip ulusal lig formatına geçiyor. artık burada şampiyonlar olanlar direk şampiyonlar ligi'ne katılmaya başlıyor.

ülkemizdeki şampiyonluk sayısı normalde 59-60 sezonundan itibaren başlıyor.ancak bundan önceki iki yılda üç ulusal ligin (istanbul-ankara-izmir) ortak şampiyonu (federasyon kupası) olduğunu söyleyerek kazandığı iki şampiyonluğu istiyor.

ilk başta türkiye futbol federasyonu bu durumu kabul etmese de uefa'nın kararı ile fikrini değiştirip haklı olarak beşiktaş'a şampiyonlukları veriliyor.

buradaki mantık o iki yılda ulusal ligler arasında oynanan turnuvada şampiyon takımın olmasıdır.
diğer yıllarda ise istanbul-ankara-izmir ulusal liglerinde herkes ayrı şampiyon olduğu için bir takıma şampiyonluk verilemez.