bugün

özellikle babalarımızın veya dedelerimizin yapmış olduğu eylemdir. askere gitmemek için, günümüzdeki sahte rapor alıp da aylak aylak gezen budalalara seslenilir:

"atalarınız sizden utanıyor!"
askerlik bünye meselesidir. herkes asker olamaz ama bazıları da askerden başka bir şey olamaz. onlar için omuzlarında mustafa kemal'in apoletlerini taşımak, varlığınla insanların evinde daha huzurlu uyuduğunu hissedebilmek dünyanın en büyük onurudur.
askerde suç işleyip askerliğin 5 yıla uzaması olabilir.
gidip de dönmemek var.
(bkz: yeniçeri ocağının kaldırılması)
şimdiki gençliği internetten,bilgisayardan,konsol oyunlarından,akıllı telefonlardan ve çılgın bir hayattan çekip disiplinin kol gezdiği bir yere göndermek onlara kolay gelmez,bunalıma girerler.onlara 15 ay bile çok.
Askerliğimi yaparkene karşılaştığım tip. Sürekli askerden kaÇtığı iÇin askerliği uzamış, beş yıl askerlik yapmış lan adam.. yetmiş günüm var diyordu bir de...
5 yıllık askerlik yapmak değil, askerliğin seni 5 yıl "yapması" olabilir ancak.
1925 doğumlu dedemin jandarma olarak tunceli civarında yaptığı askerlik.
savaş döneminde olmuş efsane nesil insanlarının yaptığıdır. evet.
Dedemin babasının yapmış olduğu askerlik.

21 kişi ilçede askerlik muayenesi olmuşlar. En iriyarıları 63 kg gelmiş, en zayıfları 44 kg.

Şimdi olsa 44 kg birisini askere almazlar ama o zaman alınmış işte.

Acemi birliğini Erzurum’da yapmışlar. Erzurum’daki havaalanı inşaatı için sırtlarında çimento taşımışlar. 44 kiloluk o asker de taşımış tabi. Yarı yolda çimento çuvalını düşürmüş. Çuval patlamış, çimentolar yere saçılmış. Üsteğmen gelip tekme tokat dövmüş. 44 kiloluk birisinin 25 kiloluk bir çuvalı taşıması normal birşeymiş gibi. Daha sonra o üsteğmen Genelkurmay başkanlığına kadar yükselmiş.

Sonra usta asker olmuşlar, trenle yalovaya gitmişler. Tren dediğim de yük vagonu, kamyon kasasından hallice işte. Belki kafanı koymak için bir öbek saman var yok.

Yalova’da denize girmişler. Küçük bir koyu halatla kapatıp bu ipin arkasına geçmek yasak demişler erlere. Ne zaman Yalova sahilden geçsem hep denize bakarım, acaba nerede yüzdüler diye.