bugün

2000ler yani.. şu 10 senenin edebiyatı.. edebiyatçı değilim.. uzmanlık alanım değil yani edebiyat onu baştan söyleyeyim..

gel gör ki , 21. yy edebiyatı artık sözlük oldu blogspot oldu , forum oldu onu ben bile edebiyat okumadan görüyorum..

şu ekşinin jargonu , ki kendisi aslında zamanının karikatür dergilerinden emanettir bi girdi hayatımıza ve tüm edbiyat değişti..

önceden bi kitap alınırdı , gelir yatakta yorgan altında kış gecelerinde okunurdu artık , kahve dünyasında laptop karşısında ekşi okunuyor.. uludağ okunur mu bilmem ama bi kaç yazarı okunabilir..

21.yy türk edebiyatı gugıl oldu beyler bayanlar.. bi tek türkiyede mi böyle oldu ? bilemiyorum.. sanırım türkler her zaman , edebiyatı sanatı ve müziği "lüks" olarak gördükleri için ekşi ve türevleri onların sırtından kitap parası , müzik cdsi ücreti gibi "külfetleri" aldı..

iyi güzel.. yorganın altına girip bi blogspot okumak da zevkli bişi.. naftalin kokan bizim zamanımda diye bi argümanla teknolojinin edebi etkisini savunmak istemiyorum ama gene de kitap kokusu güzeldi be..

zamanında odama kitaplık almıştık.. odadaki en değerli şey kitaplıktır çünkü çok gözü ve rafı vardı.. 1 milyara ml olmuştu o zamanlar.. 12 taksit zar zor yaptırmıştık.. ikea da yoktu alıp kendimiz birleştiriverelim..

şimdi bakıyorum yıllardır kitaplık kapasitesinde bi değişim yok.. tek tük kitap girmiştir.. gerisi hep 5 ytlik vcdler , üstünde linklerin yazılı olduğu notlar..

sanırım çocuklarım , elde bi kitap tutmanın , baş ucuna kitap dizmenin zevkine varamayacaklar.. sikin üstünde güneş parçası gibi ısınan bi laptop , klavye tuşu kusacak kadar yazan bi gençlik , ekitaplar , pdfler , çabuk yapılmış bi filtre kahve.. işte sonumuz bu..

ne kadar holivudvari değil mi.. eskiden laptopını yatağa almış yalnız ama güçlü new yorklu kadın çok seksi gelirdi bana.. artık sadece üzüntü veriyor.. hem o kadın çok sıradanlaştı , herkes o kadınlaştı hem de , aslında çok matah bişi değilmiş yatağa laptop almak , sarı ağaç yapımı kitaplara ihanet etmek..

bi de pamuk vardı değil mi ? onun ekitabını bulamadım yahu bilen varsa pmle atıversin öptüm cnmss bye
yerlerde sürünendir.
hazlarımızın aşırı gelişmesine, gerçek değerlerimizi kaybetmemize, ve hayal kuracak fazla bir şey bırakmayan edebiyattır.

internet ve televizyon bu kadar gelişmeden önce, nazım hikmetin bir şiirini okuduğumuzda, aman allah ım böyle bir aşk olamaz derdik, bir insanda nasıl böyle güzel sözler, böyle güzel nağmeler ve bu kadar büyük sitemler yaratır derdik. nazım hikmet çıkardı bir pazar sabahı, onu ilk defa güneşe çıkarmışlar ve o ilk defa gökyüzünün bu kadar büyük, güneşin bu kadar parlak olduğunu farketmiştir.

şimdiler de ise sosyal medya da ve televizyonda halkın ilgisini çekecek o kadar saçma sapan şeyler olunca, aşk, sevgi vb olguların sadece alay konusu ve üzerine bolca seks eklenmiş hali ile anılıyor gençlerimiz tarafından. çünkü artık biraz uğraş verildikten sonra evlenmeden seks yapabiliyorlar, sevgilisinin elinden tutup istediği yere gidebiliyorlar. ve bu yüzden eskiden 'senede bir kere görsem yeter yüzünü' diyen kitaplardaki sözlerden haz alamıyorlar. onlar tahir ile zührenin çektiklerini anlayamazlar çünkü birazcık bile asıl acıyı asıl özlemi çekmemişlerdirki, 2 gün sonra unutacakları sevgilerini sosyal medyanın aracılığı ile kendilerine ilgi çekmek için iki gerizekalı adamın sözleri ile milletin sırtına vururlar. 'şşşt bak ben neler çekiyorum neler yaşadım söze bak!.' bir şey yaşamamışlardır bir şey görmemişlerdir efendim. eminim bende görmemişimdir. bu durumda da gençlerimiz ve halkımız tv ve internet yüzüne siyasi gerçeklerden, etrafımızda dönüp dolaşan olaylardan ve bunları yazan kitaplardan da mahrumdurlar.

cahiliz, uyutuluyoruz, karnımızı biraz doyuruyorlar, aklımızı çok ama çok soyuruyorlar.

ekmeksiz, özgürlük ve bilim, bilimsiz ve özgürlüksüz, ekmek düşünülemez.

voltaire

yani günümüz edebiyatın da çok usta kalemler vardır, çok yetenekli ve sesini duyurmaya çalışan, insanlara bir şeyler öğretmeye çalışan yaşadığı olayları ve aşkları mükemmel bir şehvetle anlatan yazar çoktur.

günümüz edebiyatın tek sorunu okurlardır.

yazdıklarımdan yaşım büyükmüş izlenimi gelebilir. hayır efendim, sadece gözlem ilgi ve empati sonucu oluşan görüşlerimdir.