bugün

Ankara'da bir süredir dile getirilen "Temmuz'da seçim" söylentilerine Ali Babacan da katıldı. Seçimlerin öne alınmasının arkasında sadece 2008 bütçesine zaman kazandırmak değil, seçim ekonomisi uygulamalarını kısa tutup ekonomiyi en az hasarla kurtarmak yatıyor.
Bir süredir Ankara'da dillendirilen, "Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra, Temmuz'da erken seçim yapılacağı" yönündeki söylentiler, artık resmi ağızlar tarafından da dillendirilmeye başladı. Bu nedenle, Başbakan Tayip Erdoğan'ın aksi yöndeki demeçlerine rağmen, erken seçim ihtimali giderek daha fazla ağırlık kazanmaya başladı. Son olarak Devlet Bakanı Ali Babacan ekonomik gerekçelerle "Temmuz ya da Ağustos'ta erken seçim yapılmasının daha yerinde olacağını" söyledi. Abdullah Gül de "teknik sebeplerle" seçim tarihinde değişiklik olabileceğini ima etti. Başkentte seçimlerin en erken 22 Temmuz'da yapılabileceği konuşuluyor.
Babacan seçimleri öne alarak dört ay kazanacaklarını belirtirken,"ekonomi için çok daha yararlı olur" demiş. Babacan'ın sadece önümüzdeki yıl bütçesini düşünerek bunları söylediğine pek inanmıyoruz. Tabi ki dediği gibi yeni dönem için çok daha yararlı bir takvim olur ama bizce asıl neden, seçim ekonomisi uygulamalarını mümkün olduğunca kısa tutup, ekonomiye vereceği zararı mümkün olduğunca azaltmak kaygısı. Bizce Babacan'ın kafasının ardında, seçimi biran önce bitirip, yeni dönem için IMF'le yeniden masaya oturmak amacı da var.
Ekonomik gerçekler, mali disiplinin bozulmaya başlaması, enflasyonla mücadelede görülen sapmalar, seçim sonrasına ertelenen yapısal tedbirler... Tüm bu sorunların çözümü ve 2007'yi kayıp yıl olmaktan kurtarmak için erken seçim çok daha yerinde olacak. Bizce Devlet Bakanı Ali Babacan'ın bütün bunlar için IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapıp, yapısal reformlara ağırlık verme çabası var. Eğer Babacan'ın amacı konusundaki düşüncelerimiz doğruysa, bu ekonomi açısından da en yararlı yol olacaktır.
Bir süredir IMF'le yapılan görüşmeler ve tasarruf için verilen sözlere bakarak hükümetin temmuzda bir erken seçime hazırlandığını düşünmeye başlamıştık zaten. Babacan'ın sözleri, IMF ile de konunun görüşüldüğünü ortaya çıkarıyor. Elbette Babacan ve ekibi "böyle bir konuyu IMF ile görüşmediklerini" söyleyecek, ama IMF'in "Yıl sonunda yapılacak bir seçim takvimiyle, kendilerine söz verilen bu tasarruf ve bütçe blokajlarının yapılamayacağını" bilmesi gerekir. Aksi takdirde, yani kendilerine "Erken seçim yapıp yılın geri kalanında harcamaları tümüyle kısacağız" denmemiş olsa, ekonomi yönetiminin verdikleri sözlere inanacaklarını beklemek, fazla iyimser bir bakış olur.
Siyasi koşullar da erken seçim dayatıyor
Taha Akyol dünkü Milliyet gazetesindeki köşesinde, Babacan'ın temmuzda erken seçim istediğini yazdı. Akyol'un özel bir toplantıdan aktardığı bilgilere göre Babacan, "Cumhurbaşkanı seçimi mayısta bitiyor. Genel seçimler için aylarca beklemeye gerek yok. 1 Ekim'den itibaren yeni meclisin yasama faaliyetine başlamasını sağlayacak şekilde genel seçimleri öne almalıyız" demiş. Babacan'ın gerekçeleri ise şöyle aktarılıyor: "Niye zaman kaybedelim? Meclis zaten 9 ay çalışır. Seçimi kasımda yaparsak ek bütçe gerekecek. Yani Meclis şubatta çalışmaya başlayacak. Halbuki seçimleri 2 ay öne alırsak yeni Meclis'e ve yeni hükümete 4 ay kazandırmış oluruz. Ekim, kasım, aralık, ocak."
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün de seçim tarihinin belli olduğunu belirtip ardından "teknik sebeplerle bir değişiklik olursa o ayrı" dediğine şahit olduk. Bu sözler Gül'ün de böyle bir ihtimale açık kapı bıraktığını ortaya koyuyor. Gül'ün görüşleri önemli, çünkü Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde, AK Parti'nin başına Gül'ün geleceği kesin gibi.
Aslında sadece ekonomik gerekçeler değil siyasi koşullar da temmuzda erken seçim ihtimalini artırıyor. Politika kulislerinde "Erdoğan cumhurbaşkanlığına çıksa da çıkmasa da temmuzda erken seçimin AK Parti'ye avantaj sağlayacağı" konuşuluyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına çıkmadığı takdirde "ülkem için, gerginlik olmasın diye böyle yaptım" diyerek bu havayı kullanmak için temmuzda erken seçime gideceği söyleniyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına çıkması halinde ise, "Arayı hemen açmadan, tepki büyümeden AKP'nin Temmuz'da seçime gideceği" zaten bir süredir konuşuluyor.
15 Temmuz'da vekiller maaşlarını alacak
Erken seçim için en erken tarih 22 Temmuz gibi gözüküyor. Daha önce 4 Temmuz'da erken seçim ihtimaline karşılık Yüksek Seçim Kurulu (YSK), erken seçim kararının 20 Mayıs'a kadar alınması gerektiğini söylemişti. YSK, çıkacak kanuna göre erken seçimi yapmak için hazırlıklı olduklarını belirtmiş, teknik olarak sorun olmayacağını söylemişti.
Politika kulislerinde ise 15 Temmuz'da milletvekillerinin maaş alacağı hatırlatılarak, bu tarihten sonra yani 22 Temmuz'da seçimin yapılmasına daha büyük ihtimal veriliyor. Çünkü 15 Temmuz'da milletvekilleri temmuz, ağustos ve eylül maaşlarını birlikte alıyorlar.
Bu arada kasımdan önceki bir seçim tarihi konusunda en önemli itiraz, "geçen yıl yapılan ve 28 Ekim'de yayımlanan yasa değişikliği ile 25 yaş üzerindekileri seçilme hakkı verildi ama 1 yıldan önce yapılan seçimler için bu hak kullanılmayacak" esasına dayanıyor. Politika kulislerinde gençlerin oy kullanabileceği ama erken seçim halinde seçilemeyeceği belirtiliyor. Yani temmuz sonu, ağustos başı bir erken seçim giderek ağırlık kazanıyor.. *
az önce ntv'de erkan mumcu tarafından "tüm türkiye'deki teşkilatlarımıza sözümüz var, adayların tespiti için teşkilatlarımız ön seçim yapacaklar. anayasal olan bu hakkımızı parti içi demokrasi adına kullanmaktan kaçınmayacağız" diyerek en erken eylül başına aldığı seçimdir.

partilerin genel seçimler öncesi ön seçim yapma hakkı bulunujyor ve herhagi bir partinin bu hakkını kullanacağını açıklaması demek "erken seçim kararının tbmm tarafından alınması ile birlikte en erken 3 ay sonra seçim yapılabileceği" anlamına geliyor.

anap'ın 20 milletvekili var, adamlar o vekillerine bazılarına da hakim değiller ama, önce cumhurbaşkanının seçimini engellediler, sonra da akp'nin "erken seçime biz istiyoruz da ondan gidiyoruz " tavrını yamulttular.
cumhurbaşkanlığı seçiminin tıkanması sebebiyle gerçekleştirilecek olan seçimdir.
(#1597744)
isterse cumhuriyet mitinglerine milyonlar katilsin, yine de AKP'nin kazanacagi secimlerdir. Mitinglere katilan insanlarin hepsinin ayri ayri partilere oy verecegini düsünürsek, bu laikligi savunan kesimin oylarinin bölüneceginin en büyük isaretidir. vatandas parti genel baskanlarina "birlesin" cagrisi yapiyor, yalniz parti genel baskanlarindan tik yok. dyp ve anap'tan, akp'ye oy kayacagini da göz önünde bulundurursak AKP yine güle oynaya hükümeti kurup, Abdullah Gül'ü cumhurbaskani, first lady'mizi de türbanli yapacaktir.

peki first lady'mizin türbanli olmasi laiklige aykirimidir? kesinlikle degildir. bagimsiz türkiye isteyen bir insanin: "eyvah, first lady'mizi yurtdisinda türbanli görürseler halimiz ne olur?!" demeleri de ayri bir celiskidir...
yuksek secim kurulu başkanı muammer aydin'ın, 22 temmuz da seçim yapabileceklerini belirtmesi üzerine yapılması planlanan seçimdir.

Ancak yazın ortasında seçime katılımın ne düzeyde olacağı tartışılır. okullar da tatil olacağı için birçok kişi seçim bölgesinde değil tatilde ya da yazlıkta olacaktır. Bu da seçime katılımın az olacağını düşündürüyor ve yine akpnin işine gelecek gibi bir durum ortaya çıkıyor.
bir felaketin bitip diğer bir felaketin başlamasına sebep tarihin halk arasındaki ismi.
sonun başlangıcı.