bugün

bir belgeselde izlenmiş ve ileri düzeyde ilgi uyandırmış bir olaydır.
muhtemelen şu an bu sözlükte bu yazıyı okuyan veya bulunan hiç kimsenin görmesinin muhtemel olmadığı bir olaydır, ancak milyonlarca yıldır süregelen dünyamızı çok yakın bir zamanda nasıl bir tehditin beklediğinin açık göstergesidir.
karbondioksit salınımı, fosil yakıtların kullanımının artması, küresel ısınma gibi faktörler ucu uca eklendiğinde, önümüzdeki 100 yıl içerisinde deniz seviyesinin 2 metre, sonraki 100 yıl içinse 5 metre toplamda, 7 metre artması beklenmekteymiş.
bunun sebebi olarak ise kutuplarda bulunan tüm buzulların erimesi olarak gösterilmektedir, sahil kasabaları ve ada ülkelerinin tamamının sular altında kalması beklenmekteymiş.
danimarka ve ingiltere gibi zengin ülkelere bu konu ile alakalı olarak, dev deniz bariyerleri imal ederek, şehirlerini koruma altına aldıklarını düşünmekteymişler. okyanus kıyısında bulunan ülkeler bu konuda daha şanssız olarak gözükmekteymiş.
fakir ülkelerse deniz seviyelerindeki yaşam koşullarını yüksek yerleşim yerlerine taşımak zorunda kalabileceklerdir.
ülkemiz gibi akdenize kıyı olan ülkeler içinse durum biraz daha farklı gözükmekte, yapılan çalışmalara göre; cebelitarık boğaz girişine tamamını kapatacak genişlik ve yükseklikte bir baraj yapılması ve bu baraj ile atlas okyanusu ile akdenizin birbirinden ayrılması, akdeniz ise tamamen bir iç deniz haline getirilmesi düşünülmüş, barajın altından açılacak kanallar ile de yılda 60cm suyun buharlaştığı akdenize, okyanustan su takviyesi yapılması düşünülmektedir. aksi halde, akdeniz kıyılarında bulunan tüm kıyı şeridi sular atında kalabilecek potansiyele sahipmiş.
hollanda gibi deniz seviyesinin altında bulunan ülkelerde, halihazırda yeni bir mimari geliştirilerek, yüzen evler, yollar ve şehirler inşa edilmeye başlanmış, hidrolik sisteme benzer bir sistem ile deniz içerisine kurulan bu yapılar, suların yükselmesi ile birer şamandıra gibi yükselerek, mevcudiyetlerini korumayı başaracaklarmış.
bir yandan hayatımızı kolaylaştıran onca yeni buluşlara imza aterken, diğer yandan kendi elimizle sonumuzu mu hazırlıyoruz acaba?
inanmayın hurafe bunlar hurafe batıl inanç.
kuzey avrupa'nın yavaş yavaş suya gömüleceğini gösterendir. zaten bekleniyor böyle birşey ya.
Kuran'da yazmıyorsa olmayacaktır, boşuna dert etmeyin.

(bkz: yobaz kafasının rahatlığı)
ay yükselmesin ya.
200 sene sonra yaşamayacağım için sorun yoktur yani.
istanbul Valilik binası 10 metrede. Bu durumda sirkecinin büyük çoğunluğu gitti. Eminönünden itibaren haliç de gitti. Beşiktaşa Üsküdar'a da elveda.
bu belediyecilik anlayışıyla 500 yıl sonra bile denizin yükselmesinden etkilenmeyecek tek ülke olmayı başarırız.