bugün

ortada hiçbir sebep yokken birden duygulanıp ağlamaya başlayan ve bir türlü susmak bilmeyen çocukların içine girdiği depresif durumdur. insan 2 yılda hayatın acımasızlığıyla ilgili çok şey öğrenir. uçuk mama fiyatları, ikinci oynamada kırılan oyuncaklar, klavye tuşlarının kocamanlığı gibi faktörler bebeği bu genç yaşında türlü acılara gark etmektedir zaten... bir de anne-babanın oyuncak tren, çizgifilm kanalı gibi hayatî meselelere karşı takındığı duyarsız tavrı, zaten zor bir hayata sahip olan bebeği iyicene çileden çıkarır ve bebek de feryadı koyuverir.
yaklasan sünnet stresiyle birlestiginde intihara sürükledigi görülmüstür.
5 yaşına kadar sürüyor sanırım. bu nasıl inattır ben çözemedim. çözdüğüm tek şey yaptırılmak istenilen şeyin tersini söylemek işe yarıyor.
- yemeyeceksin bunu
- yicaaaağğmmmm
- ağla oğlum, daha çok bağır
- aaalamicaaaağğmm işteee
- uyumak yok, oturuyoruz
- uyyyycaaağğmm yeaaaa
- içmeyeceksin o sütü
- iççicaaağğmm

böylece herkes mutlu.
Yeni yeni oğlum sayesinde tanıştığım bir sendrom. Ulen biz de mi boyleydik diyesim geldi ama demedim. Ön ergenlik de deniyormuş galiba...
yürümeye başlama nedeniyle anne babadan bağımsızlaşan bebek özgürlüğün tadına varmaya başlar. Bu süreç ile anne babadan gelen isteklere ve çağrılara isyan ile birlikte benim sana ihtiyacım yok edasıyla kendi isteklerini gerçekleştirme arzusu eklenerek başlar isyan ve inatlaşma...
Ahanda hepsi mevcut. Bir tripler bir tripler yok böyle birşey. Anlasılan 4 yaşa kadar çekeceğiz bu 2 yaş sendromunu...

http://bebegimbuyurken.ne...nedir-nasil-davranilmali/
Teribble 2, horrible 3, fantastic four, demiş amerikalı abiler.

Terrible ve horrible kısımlarını gördük, inşallah güneşli günler de göreceğiz.
ben bu 2 yaş sndromundan bihaber bir anne iken çok hatalar yaptım, siz yapmayın.
ilk ergenlik de denir, artık benlik duygusu oluşmaya başlar ve kendini kendine ve etrafına ispat için sizin kapris sandığınız ve anlam veremediğiniz davranışlar içine girer. terlikleri, sizin telefonlarınızı alıp bir bölgede oyun oynayıp vermek istemez mesela çünkü herkesin bir bölgesi ve alanı, eşyaları olduğunu görüp o da bir birey olmaya çalışır,vs.vs. ve her halleri çok tatlıdır.
Bir yerden bir yere gitmesi yetişkinin taşımasına bağlı olan bebek yürümeye, çevresini keşfetmeye başlar. Onun için sınır yoktur, aşamayacağı mesafe yoktur. Durmadan koşar, zıplar, hoplar. Enerjisi asla bitmez. Artık hareket yetisine sahip olduğu için sizin "dur, yapma, koşma" gibi engelleyici uyarılarınıza aldırış etmezler.
Diğer sık görülen sorun da bebeğin ebeveynlerini dinlememesi, onların dediklerini yapmaması. Aslında asıl sorun şu: ebeveynlerin çocuktan yapmasını istediklerini nefes almadan sıralamaları. 2 yaşındaki çocuk, art arda hızlı bir şekilde sıralanmış uyaranları algılamada zorluk çekebilir. Bir iki cümlenizden sonra çocuk; o uzun uzadıya söylediğiniz şeyleri anlayamaz, kafasında birleştiremez. Bu yüzden de siz onun için "söylüyorum söylüyorum yapmıyor." dersiniz, ki diyorsunuz da.
Son olarak 2 yaşındaki çocuklarda görülen aşırı davranışların çoğu gayet doğaldır. Çocuğunuza yaramaz, hiperaktif gibi teşhisler koymayın kendi kendinize. Çocuğunuz bir dönemden geçiyor ve bu dönem de onun için oldukça önemli. Kısıtlamadan, zorlamadan çocuğunuza yardımda bulunun yeterli.
Doğumundan bu yana annesine bağımlı olan bebek 2 yaşına yakın etrafını özellikle kendisini keşfetmeye başlar ve artık gelişimiyle birlikte kendi bağımsızlığını ilan etme çabasına girer.

Artık kendinin farkına varan çocuk; her istediğini ağlayarak dile getirecek, her söylediğini kabul ettirecek, koyduğunuz kurallara karşı gelecek, oyun-uyku saatleri gibi sınırlamalara baş kaldıracaktır.

Bundan dolayı giydirdiğiniz kıyafeti beğenmeyecek, bugün bu ayakkabıyı giymek istemiyorum deyip kendi seçmek isteyecektir çünkü artık onun da kendi fikirleri vardır ve siz de bunu fark edin ister.

2-5 yaş aralığı öfke nöbetleriyle geçer. Tek yapmanız gereken bu dönemdeki çocuğu daha çok dinlemek ve anlamaya çalışmak zira bu durumu görmezden gelirseniz içinde bulunduğu olumsuz davranışlar gün geçtikçe kişiliğinde kalıcı izler bırakabilir.
daha ne sendromlar göstereceğim ben sana'nın alıştırma turlarıdır. iki yaş sendromuna dua edeceksiniz dua.
Terrible 2, horrible 3, fantastic 4 diye bir söylem var.

Benimki 5 yaşında, aman sabahlar olmasın sendromunda.

Sözün özü, bunlara itibar etmeyiniz. Bitmiyor sendromlar, atarlar, giderler, ataklar.

Önemli olan tutarlı olmak, bu oyunlara gelmemek.
Çocukların her yaşı ayrı bir sendrom zaten. iki yaş en kolay dönemdir. Asıl sendromlar 2 yaşdan sonra başlıyor. Minik insanı bir birey olarak görüp kendi haline bırakın.
bol bol dişlerimi sıkıp, derin nefesler almama sebebiyet veren sendrom. yavrumun sayesinde bende 30 yaşımda bilmem kaçıncı sendromuma girdim.
Bizim karşı komşunun minik bir kızı vardı, 1 ile 4 yaşları arasındayken komşumuz oldular.
Annesi çocuğunun karanlıktan ve eve gelen misafirden nefret ettiğini, akşam hava kararınca ağlama krizlerine girdiğini söylüyordu. Sanırım bununla alakalı bir şey.
Ne sendrommuş arkadaş? Atma dediğim şeyleri inadına inadına balkondan atar. Balkon parmaklıklarına tirmanmaya çalışır, bebek arabasından inmek için ağlar sonra yürümek istemeyip kucak ister.
Oyuncaklari sürekli kırar. Altını bezlerken kaçar mutlaka halıya işer. Ayran ayran diye ağlar içirmeme müsade etmez kendi içmek için inatlaşır bardagı kaptığı gibi yere boşaltıp ağlar ve bir daha ayran ister. Günde 2 kere banyo yapar. 2. Için ne kadar dirensem de 1.5 saat salya sümük ağlar. gecenin 1. De havuzu çıkartırır. Havuza girer. Daha iki yaşında bile değilsin be oğlum bu neyin agresyonu?

Zamanında bunları yazmışım. Başlık canlanınca farkettim. Vah garibim ben neler yaşamışım öyle!
(bkz: swh)