bugün

son günlerde sıklıkla karşılaştığım durumdur. 2 siyasi 2 de dini kitap okuyup gündemi takip edip kendini dev aynasında sanan yazar arkadaşalarımız için kaleme alınmıştır bu yazı. öncelikle bunu belirteyim. yazarlık birikim işidir. gündemdeki haberlerle sağa sola saldırıp saçma sapan entrylerle yazar olunmaz. birinin ancak uşaklığını yapmış olursunuz. sizi etkisi altına alıp arkanızdan kıs kıs gülerek(ağzıya da değil dikkatinizi çekerim) olum işimi şu mallara yaptırıyom ne çabuk da gaza geldiler gibi kendi kendi tebrik eden sözler sarf ederken siz de mallığınıza doymayıp zirvelerde gezersiniz. ee napalım eşeklik bekası zirvesine locadan biletleriniz hazır. altın ve gümüş işlemeli semerlerinizde. hadi hayırlı işler işe.
işinize gelirse.
"bir fikrin ne fahişesiyim, ne de pezevengi" diyemeyen yazardır. subjektif olmaktan başka bakış açıları yoktur.
kitap okuyup da fikir yazmak düşünce pazarlamaktır. okuduğun yazarın düşşüncesini başkasına satmaktır, o fikirler asla sana ait değildir, bu nedenle 2 kitap okuyup ta fikir beyan edebilen ve sözlüğe üye olabilmiş yazarlar varsa, onlar saygı duyulası yazarlardır, çünkü fikirler herzaman onlarındır.
hangi iki kitap olduğu çok önemli.
genelde lafı dönüp dolaştırıp okuduğu kitaba getirirler o da ayrı bir yetenektir gerçi.
olayları yorumlama da farklı görüş açıları oluşmadığı için(ne yani 2 kitap okuyunca filozof mu olacaktı) tekdüze entryleriyle mutlu mutlu yaşarlar.
1- Kuran.
2- Tefsiri.
(bkz: bunu atatürkçü eğitimi sorgulamayanlara yazdım)