bugün

facia... umutlu umutsuz bekleyişleri süren ailelere Allah'tan sabır diliyorum. insanın yüreği sıkışıyor, ne diyim ki ben.
patron ne demişti ''ölmek madencilerin kaderinde var.''
ölüm madencinin kaderinde var diyenler mi istersin, gezinin yıldönümüne 2 hafta kala olmasına vurgu yapanlar mı istersin, karbonmonoksit tatlı ölümdür diye pişkin pişkin konuşanlar mı.. O tatlı ölüm keşke biraz da sizleri bulsa da hep garibanlar yaşamasa acıları ? Biraz da siz terleyin siz nefes alamayın bakalım nasıl oluyormuş tatlı ölüm ?

Daha madende kaç kişi bulunduğunu bile açıklayamayan devlet bu olayın da üstünü şehitlik mertebesine ulaştılar bilmemne diye türlü güzellemelerle kapatacak biliyoruz. 2 ay sonra o kadar ev,aile,çocuk,ana,baba,kardeş,eş hepsi unutulacak. Benim ta burdan içim yanıyor bu düzene alet olduğumuz için suçluluk duygusu içindeyim ama adamların yüzünde katır derisi var mübarek yüzü bile kızarmadan açıklama yapıp başsağlığı dileyip geçecek.. Bu kadar ölüm bu kadar acı üzerine hala herkes aynı rahatlıkta devam edecek ya yıkılasın dünya ama önce bu kadar canın gitmesine sebep olanların başına yıkılasın..
evvel emir; hayatlarını kaybeden emekçi kardeşlerimize mevlamdan rahmet, marifet; ailelerine baş sağlığı, yakınlarına sabır diliyorum.
sonuçları itibariyle değil de, meydana geliş bakımından deprem gibi tabi felaketler hariç, hemen bütün kazalar insan kaynaklıdır.
mes'uliyet, iş kazaları olsun; sosyal hayatın her alanında meydana gelen olumsuzluklarda, ihmal-tedbirsizlik; kazaları önlemek yolunda gerekli alt yapı için eksik-düşük maliyetli bütçe tercihlerini düşünürsek; son olayda olduğu gibi iş yeri sahibi, onun teknik ekibinden başlayarak, denetim mekanizmalarından en nihayet çalışanlara kadar sıralanan zincirin halkalarıdır.
türkiyede çalışma şartları, eskisi kadar olmasa bile; mükemmellikten uzaktır.
işverenler imalatın her alanında kendisine düşen paydan istifade ederken, başta imalat çalışanları olmak üzere, ham maddeden ara mamullere, atölye ve/ya büyük ölçekli iş yeri mekanlarına kadar, asgari sermaye kullanmayı tercih eder.
teknoloji pahallıdır. özellikle yer altı madencilikte emekçiler, çoğu zaman allaha emanettir. işveren çağının teknolojisini layıkıyla yansıtmaz. denetim, olması gereken seviyede değildir. Bu tespitler; benzeri kazalarda yukarıdan aşağı bir sorumluk yükler insanlara. hayat kayıpları bu sorumluluğu ve neticesinde ödeyeceği bedeli ağırlaştırır. bu kaçınılmazdır. gereken ne ise, elbette hukuk dairesinde yapılmalıdır.
dedik ya kazalar insan eksenlidir. şimdi özellikle büyük kentlerde nispeten refah içinde olanlarımız; bu elim kazalarda, fırsatçılıkla kendilerince "siyasi" linç peşinde koşmaca yerine, en basitinden; şahit olduğum için söylüyorum; özel arabalarında trafikte seyrederken cep telefonlarını kullanmasınlar; evlerinin temizliği için istihdam ettikleri insanları, cam silmek için cambazlıklarına engel olsunlar. gösteriş kabilinden evlerine aldıkları, özellikle canım finoları; sıkılınca yılkı atı misali sokağa atmasınlar; bağdat caddesinde evinden sürgün edilmiş "cins" finoları gördükçe içim acır.
hayat nicelik değil niteliktir.
yazmak istiyorum ama kelimeleri seçemiyorum. bu kazayla ilgili okuduğum her yazıda, gördüğüm her fotoğrafta içimden birşeylerin koptuğunu hissediyorum, boğazım düğümleniyor. o insanların çaresizlikleri gözümün önünden gitmiyor, içerideki durumun vehametini tasavvur etmeye çalışsam da yetmiyor biliyorum. önlem almayanların da, işçiye insana değer vermeyip güvenliğini sağlamayanların da, bunları denetlemeyen ve ilgili teklifi 'eften püften sebep' görüp reddedenlerin de aynı acıları yaşadığında 'tatlı ölüm', 'gerekli tedbirler alınmıştı' diye taşşak geçilmelerini izlemek istese de gönül insanlığım müsaade etmez. göz göre göre ihmale kurban gitti bu kadar can. yine kanına girdiniz insanların, canına girdiniz. para ulan para allahın belaları tüm bunlara değer mi?

allah rahmet eylesin, geride kalanlarına sabırlar versin. diyecek çok şey var ancak elden, dilden çıkmıyor, cümleler yetersiz kalıyor.
ülkedeki yönetıcelerin nekadar pişkin olduğunu görmüş olduk! arkadaş trafo var orada! hiç yangın söndürücü falan yokmu bizim şirkette bile küçük jeneratör var diye 30 tane yangın söndürücü var! BU ÖLÜMÜN SORUMLUSU iHMALE GÖZ YUMAN HERKESDiR! SIRF PARA GELSiN DiYE ÖZELEŞTiRME OLMAZ! DENETLEMEYi iYi YAPMAN GEREK!
kömürü kömürle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu.
insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu.
başımız sağolsun. olum çok kötü bir durum lan. neden hep biz durduk yere felaketler yaşıyoruz. çok üzücü çok.ne desek boş.
gerçekleşen olay bir kaza değil,toplu katliamdır. bunun sonucunda da şu anda içerde mahsur kalanlarla birlikte 400'den fazla gerçek emekçi şehit olmuştur. 400 can, 400 kadın, 400 aile ve binlerce çocuk. kim verecek hesabını, kim bakacak kalanlara, kim ulan kim.

gezi parkı yıkılmasın diye bütün türkiye sokaklara döküldü. haftalarca direniş vardı yurdun dört bir köşesinde. hadi şimdi de göreyim bakayım ne olacak. bir ağaç kadar değeri olacak mı gerçek emekçilerin. yoksa yine her zamanki gibi yarın unutulup istatistik olarak tarihin tozlu raflarındaki yerini mi alacak?

çok sinirliyim sözlük çok.
belki gelirsiniz bizim de yüzümüz güler.
https://twitter.com/nurda...status/466477602866483200
200 KÜSÜR iNSAN KARANLIKLARA GÖMÜLDÜ.
HAYATINI KAYBEDENLERE ALLAH RAHMET EYLESiN.
Yas tutmayı,üzülmeyi,ağlamayı unutmuş bizim insanımız..
Bir facia yaşanıyor..
Ve daha insanların bedeni toprak altındayken, kavga başlıyor.. Bir sakin olun, hemen savunmaya geçmeyin, siyaset yapmayın. Bu hepimizin acısıdır. Bu acının sebeplerini hep birlikte aşmalıyız.
Anlaşılamayan bazı sorular var :
- Neden böyle şeyler hep garibanların başına geliyor kodumun dünyasında? Biri açıklayabilir mi?
- işçi sendikaları halay çekmekten başka halta yarar mı ?
- Bu maden 10 kez denetlendi, 66 kusur bulundu, kapatıldı. Siyasi bağlantısı sebebiyle tekrar açılmıştı. Peki değdi mi ?
- Keşke demenin zamanı değil ama keşke geçen hafta, Soma madeninin güvenliği için verilen önerge meclis tarafından reddedilmeseydi.
BAŞIMIZ SAĞOLSUN.
Bütün tedbirsizliklerimizin ve aptallıklarımızın adına kader demişiz bu ülkede.
öle öle ölmemeyi öğrenecek miyiz bilmiyorum

(bkz: sedyeler kirlensin)
kelimelerle ifade edilemeyecek bir olaydır. katliamdır.
kaza değil aleni cinayettir.

sgk girişi yapılmayan insanlar, çocuk işçiler, alınmayan önlemler, taşeron firmalarda olmayan vicdan, denetleme yapmayan kurumlarla işlenmiş cinayettir.
"madencinin kaderi ölümdür" diyenlerin vicdansızlığıdır.
"allah'ın takdiri" deyip, yoluna devam etmek isteyenlerin umursamazlığıdır.

ailesine ekmek götürmeye çalışan, kim bilir hangi nedenlerle yerin altına girmek zorunda kalmış 15 yaşındaki çocuğun kaderidir.
"çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin" diyen bakanların olduğu bir ülkede yaşayan 15 yaşında bir çocuk. kemal çığlık atmıştır mutlaka. duyan olmadı.

tomalara, gazlara yapılan yatırımlar kadar, işçi güvenliğine yatırım yapılmayan bir ülkede yaşayan insanlar.

ne kadar kömür çıkarıldığı net olarak bilinip, ciro hesaplanabilen fakat içeride ne kadar kişi olduğu bilinmeyen bir ülkede yaşayan insanlar.
adamın bir tanesi şöyle bir açıklama yapmış. şimdi bu adamın göz altına alınması gerekmiyor mu?

http://www.radikal.com.tr...inda_kizdiran_gaf-1191942
Manisa/Soma'da meydana gelen maden faciasında vefat eden madenci kardeşlerimize Yüce Allahtan Rahmet diliyoruz....
Göçük altında kalan kardeşlerimizinde biran evvel sağ salim ailelerine kavuşmasını Cenabı Haktan niyaz ediyoruz...
Dualarımızı eksik etmeyelim Gönüldaşlar....
Özel sektörün toplu katliamıdır. Allah belalarını versin. Gerekli önlemleri almadıkları için.
ah ulan siyaset! ne zaman sana sataşsam ben rantçı oluyorum.

Ölenler üç beş on değil, 300'lü rakamlardan bahsediliyor. Gösterişli törenlerle açılan bir maden işletmesi. Maden şirketini koruma çabasına, mecliste verilen oldukça insani olan önergenin reddine bakılırsa, adamlar cadı değil, paralel değil.

Çok acı edebiyatı yapacak değilim. Bu ülke bu modern çağda böylesine sorumluluktan kaçan bir idare görmedi. Cumhuriyet tarihine bakın, hep hesap veren vermek zorunda bırakılan siyasetçiler görürsünüz. Mazide kaldı. Bu o kadar büyük bir façia ki üstelik göçük değil, trafodan çıkan bir yangınla gerçekleştiği iddia edilen bir facia. Bu işin kaderi bu demek vicdansızlık.

"Dün Devlet 130 dolara çıkarırken, biz bugün 28 dolara işi hallediyoruz" diye övünen şirketin, denetim raporlarına göre tüm uygulamarıyla yasal gereklilikleri yerinde. Ama durun! içeride 15 yaşında oğlu olduğunu haykıranlar var. Raporsuz haykırış!

Olayın ardından ödül törenleri konserler hiç bozulmadan "morallimiz de çok bozuk ama" tripleriyle devam etti. Olaydan 6 saat sonra sorumlu bakan "şimdi oraya gidiyorum başbakan da çok üzgün" açıklaması yaptı. Ancak içerde neler olduğuna yönelik resmi açıklamalardan hep kaçınıldı. Gazeteci muhabirler bile -nasıl bir korkuysa- bildiklerini söylemedi. Olayın olduğu bölge hastanesinin yanık ünitesinin olmadığı ortaya çıktı. Böyle kazaların olabileceğinden bahseden, bu tür madenler için bilir kişi raporları hazırlayan bir profesör, şirketi bir yandan savunurken aslında o şirketle çok sıkı fıkı olduğu onu sıkıştıran seyirciler tarafından ortaya çıkarıldı. Üstelik bu profesör hafif sırıtarak karbonmonoksit ölümlerinin çok güzel ölümler olduğunu da söyledi. Bu arada başbakan'ın çok üzgün olduğu da ara ara bakan tarafından yinelendi.

Tablo o kadar büyük ki şimdi siyasetçilerin kaçabileceği bir delik yok. Madenler için 15 gün önce sunulan, özet olarak "kazalar çok, araştıralım" önergesi için red oyu verenlerin omzunda ömür boyu taşımaları gereken bir yüktür bu. Unutup gideceğiz, hangimiz hangi acıyı unutmadık ki. Bu da cumhuriyet tarihinin en büyük maden kazası olarak kayıtlarda duracak. Bu aymazlıkla, bu ihale sistemiyle, bu rantçı açgözlülükle, bu vicdansızlıkla bir sonraki en büyüğe kadar!

Ölenlere Allahtan Rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum...
Kardeşim bugün AKP zihniyetini bırak.
Abim bugün CHP mantığından arın.
Arkadaşım bugün MHP gömleğini çıkar üstünden.
Galatasaray ile ilgili hayallerini bugün bırak kardeşim.
Dostum Fenerbahçe'li olmayıver bugünlük.
Beşiktaş demesen ölmezsin bugün kardeşim.
Madende siyasiler, futbolcular kimsenin umrun da değil. Karanlıktan aydınlığa ulaşmak için birleş güzel yurttaşım.
Dua et kardeşim.
görsel

işte denetimleri mevzuata göre eksik olmayan(!) maden...
saati 5 liraya içeri girer misin?

çıkamazsan "kader"
bayram isimli madenci ölümden kurtuluyor. muhabir"madene yine girer misin" diyor. cevap:"kredim var, mecburum" bizim büyük çaresizliğimiz.
Mecliste soru önergesi verilmiş, gezinin yıldönümü için hazırlık yapıldığı biliniyor, daha önce görülmemiş türde bir kaza ve insan kaybı ile insanın aklına türlü türlü senaryolar getiren elim olaydır.
hayatını kaybedenlere allah rahmet eylesin, ailelerinin başı sağ olsun.

her zaman olduğu gibi rte, kılıçdaroğlu, bahçeli taziyelerini söyleyecektir. ama ölen 200'den fazla insanımız hiçbir zaman geri gelmeyecektir.

önceden trafonun patlamaması için önlem alınamaz mıydı?
(bkz: burası türkiye)
15 yaşındaki Kemal'in de hayatını kaybettiği vaka.