2002 yılından bu yana bugün yaşadıklarımıza bakıldığında, demokrasiyi benimsemiş her insanımız tarafından anlaşılması gereken gerçektir.

12 eylül darbesinden sonra cunta lideri evren hemen her gün, radyo ve televizyonlarda ve alanlarda halka sürekli ne yapmaları veya ne yapmamaları gerektiğinden, siyasetçilerin ülkeyi kardeş kavgasına sürüklediğinden bahsederdi. ona karşı hiç kimse ağzını açıp tek bir eleştiri yapamazdı. en ufak eleştiride gazeteler kapatılır, insanlar gözaltına alınırlar ve yıllarca yargı önüne çıkarılmadan içeri tıkılırlardı.
kendisi, eleştiri yapan kişileri meydanlarda halka şikayet eder, ancak o kişiler kendilerini hiçbir şekilde savunamazlardı.

şimdi yıl 2012. iktidarda halkın oylarıyla iktidarda olan bir siyasi parti ve onun tek kadiri mutlak lideri var. güya demokrasi var, ama insanlar düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmaktan, eleştiride bulunmaktan çekiniyorlar. kendisi köşe yazarlarına, muhaliflere, iş adamlarına, köylülere, işçilere, doktorlara ve akla gelebilecek her kesimden insana medyadan, ölçüsüz ve asimetrik şekilde saldırıyor, muhalif basını vergi yasalarının kullanarak büyük cezalarla ezmeye çalışıyor, kişiye özel yasalarla kendi adamlarını ve kendisini kolluyor, insanlara kaç çocuk yapmaları gerektiğini dikte ediyor, iktidarında muhalefeti ezmek için ne gerekiyorsa yapıyor, sabahın köründe evler basılıp darbeye kalkıştıkları iddiası ile gazeteciler, aydınlar, yazarlar, öğretim görevlileri, sendikacılar, avukatlar, emekli ve muvazzaf general düzeyi dahil askerler ve diğer mesleklerden insanlar delilsiz tutuklanıyor, yıllarca dava açılmadan tutuklu kalıyor, dava açıldıktan sonra da gerekçesiz şekilde hapishanelerde tutuluyor, yargı bağımsızlığı aynen askeri mahkemelerde olduğu gibi, emir komuta zinciri içine alınıyor, 12 eylül döneminde görülecek şekilde, 12 mart'ta öldürülmüş ve örgütleri ortada olmayan devrimcileri anmak, slogan atmak örgüt mensubu olmamakla beraber terör örgütünü desteklemek olarak cezaya konu ediliyor, anayasa ve yasalara aykırı şekilde insanların telefonları, evleri, işyerleri, araçları gizlice dinlenerek ileride kullanılmak üzere arşiv kayıtları ve dosyalar hazırlanıyor, gizli kameralarla kaydedilen özel hayata dair görüntüler ve soruşturma aşamasındaki gizlilik kaydı bulunan dosyalardaki bilgiler el altından yandaş medyaya servis ediliyor.

12 eylül'ün ceberrut hukuku hala mevcut durumda. avrupa birliği'nin gözünü boyamak ve iç tasfiye operasyonlarında desteğini almak amacıyla çıkarılan "çağdaş" yasalar hayata geçirilmiyor. ne kadar demokratikleşme sözü verilirse, o kadar demokrasiden uzaklaşılıyor.

12 eylülcüleri el üstünde tuttuğunu ve onları örnek aldığını belli etmiş olan, seçimle gelmiş, özünde demokrasi kaygısı olmayan, sivil denilen bir iktidar tarafından 12 eylül rejimi sivilleştirilerek kalıcı hale getirilmeye çalışılıyor.