bugün

demokrasinin önkoşulu ve vazgeçilmezidir. yapılandırmayı bireysellikten çırakıp, ortak çözümler noktasında kalabalığa hitap eder. kişisel hak ve özgürlükleri gözettiğini ve topluma eşit olarak hitap ettiğini savunsalarda bu pek inadırıcı olmamaktadır ya da tam olarak uygulama sorunu vardır.
eşitlik ile adalet cok farklıdır. coğulculuk bu sağlayamaz, sağlayamamıştır da. net olarak bireye hitap eden sistem değildir.
türkiye gibi yarı demokratik ülkelerde seçim barajınında katkısıyla çogulculuk ilkesinin b.kunun çıktığı görülür.
çeşitlilik içinde birlik, birlik içinde çeşitlilik demektir.
Çoğulculuk, "Batı politikasının keşfinin övüncü" olarak demokrasinin önkoşuludur.
Çoğulculuk, bireysel özgürlüğün/özerkliğin doğal sonucudur.
demokrasinin vazgeçilmezi veya önkoşulu veya bileşeni değildir, aksine bütüncülük anlamına gelmesi gereken demokrasinin matematiği enine kullanan batı zihniyle çaktırmadan bölünmesidir. Çoğulculuk artı azınlıklar demokrasi etmez.bütün insanlardır demokrasi.demokrasiyi azınlığın üstüne meşruiyetle bindirmeye çalışma çabasıdır bu. aslolan daha geniş düşünmek ve geniş çözümler bulmak ve parayı iyi yönetmek olmalıdır. insan sayılardan, grafiklerden, tablolardan, şablonlardan, istatistiklerden daha kıymetlidir. zaten bunların hakimidir insan. insan kolpasının devranını döndürürken işine gelen düzeni kavramlarla besleme çabasından, benliğinden gelen düşünüşlerdir bunlar. yarın başka devranı döndüren başka kavramlara sarılır. biz de mal mal okuruz, savunur ederiz güzelce...
yerini ortak akla bırakması gereken düşüncedir.
çoğulculuk her ne kadar demokrasinin vazgeçilmezi olarak düşünülsede yanlıştır. çünkü demokrasi çoğulculukla yürümez. yani demokrasi doğru sorular ve sorulan soruya akılcı yanıtlarla yürür. bazen toplumun çoğunun ne düşündüğü önem dahi arzetmez. çoğunluğun isteği üzerine kurulu bir topluma demokratik denmez çoğulcu diktatörlük denir.

siyasetteki terimleri çok kavrayamadığımızdan karmaşalar içinde boğuşup duruyoruz. çoğunluğun istediği şey bazen saçma sapan, iç gıcıklayan yanlış bir değer olabilir. buna en güzel örnek sudan olabilir. toplumda kadınların taaşlanması yasaldır ve toplum bunu desteklemektedir, toplum destekliyor diye bu yasa doğru ve demokratik değildir.
farklılaşan bireysel kimlikler ve 20. yüzyılın sonlarına doğru artan yeni toplumsal hareketler bağlamında düşünülmelidir.

evet! çoğulculuk, demokrasinin vazgeçilmezlerinden biridir. "çoğunluğun" tercihlerinden ve isteklerinden farklı olarak "çoğulculuk"; demokratik sistem içindeki aktörlerin genel temayüllerinin (çoğunluk) yanında azınlıkta kalan fikir, inanç ve eylemlerin de hoşgörüldüğü yapıyı amaçlar.

postmodern değerler olarak da savunulan cinsiyet, ırk, etnisite, cinsellik gibi olgular artık farklılık temelinde vurgulanmaya başlanmıştır. bu yeni toplumun en belirgin özelliği olarak karşımıza parçalanmışlık çıkmaktadır.

(bkz: zygmunt bauman)
(bkz: parçalanmış hayat postmodern ahlak denemeleri)
http://satirarasindan.blo...-ve-cogulluk-uzerine.html
Sayıca fazla olanlara üstünlük tanımak.