bugün

entry'ler (125)

karagunes

duru ve içten müzikleriyle sokakları şenlendiren grup. *

karabaş koyunu

talip özkan tarafından derlenmiş bir denizli türküsü.

karabaş goyunumu güde güde getirdim
getirdim de gab'ardıcın dibine yatırdım
ablası da sağdı ben bakırı götürdüm
ablası güzel kendi karabaş goyunum

aşar isen karlı da dağlar aşalım
düşer isen tozlu da yollara düşelim
çeker isen güzel de kahrı çekelim
çirkinlerin kahrı çekilmez güc'olur.*

http://www.facebook.com/v...=1108000534877&ref=nf

gunde 200 entry giren yazar

sürekli birbiriyle mesajlaşan sevgililer gibidir.
(bkz: sabah altıda entry girmek)
(bkz: uyanıca entry girmek)
(bkz: uyurken entry girmek)
(bkz: yemek yerken entry girmek)
(bkz: tuvalette entry girmek)
(bkz: günaydın sözlük)
(bkz: iyi geceler sözlük) ... vs başlıklşarın baş yazarlarıdır.

arsenik ideolojik körlük yapıyor

izmir için söylenmiş olsa da sudaki arsenik oranının en çok olduğu il ankara'dır. *

yılbaşını dün gibi hatırlarken haziranın gelmesi

vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor işte. ancak yılbaşı yazısını görünce aklıma ilk gelen ankara'daki o talihsiz olaydı. acaba altı ay geçmesine rağmen önlemler tamamlandı mı? denetimler yapılıyor mu? altı ay sonrada ihmalin kurbanları olacak mı?

son zamanlarda eksiklikleri hissedilen şeyler

saf ve temiz olan herşey sanırım bu sahte, riyakar dünyada.
(bkz: biz büyüdük ve kirlendi dünya)

başıma bir iş gelmeyecekse atatürk ü sevmiyorum

başına bir şey geldi mi acaba? bunu hergün sözlükte söyleyen yazarlar azınlıkta mı? ne diyordu zall atatürk'e hakaret silinir. hakaret değil ama acı eleştirenler silindi mi? hayır. humeyni'yş seven atatürkü sevmeyen bu zat acaba iran'da humeyniyi sevimiyorum diyebilir miydi? ayrıca bunlar sırf şeriat var diye seviyorlar sanırım. onlar da şii olduğuna göre nasıl böyle bir şey söyleyebiliyorlar şaşarım. bu ülkede siziz din konusundaki tutumunuz yüzünden bir çok alevi saklamıyor mu ne olduğunu? hem de hala. evet 21. yüzyıldayız ama hala saklayan var. neden acaba?

sosyalist devrimden sonra türkiye de yapılacaklar

bunu diyen bunu demiş:(#5213524)

atatürk heykellerini eritip sanayide kullanmak

vay! atanın heykellerine de göz dikildi sonunda denilecek olay. tabi biz bunu yaptık diyelim onu da özelleştirip ya abd'ye yada almanlara veririz fransa'da olabilir yağ çekecez ya onlara ab'den dolayı. bu ülkeler de otomotiv sanayisinde gelişmiş ülkeler onlar kullanırlar arık. belki bize jest olsun diye ata adıda bir modelini citroen piyasaya sürer ya da mercedes mka diye bi model çıkarır. dünyaya atamızı tanıtmış olur. neler yaptığını herkes öğrenir bu sayede belki. tabi onların sanayisi gelişirken bizimki olduğu yerde sayar gene. biz yine aç sefil.
bu arada arkadaşlar bor vardı ona ne olduki. geleceğin yakıtıydı bu meret. ya petrole ne oldu izinsiz arama yapabiliyo muyuz son durumda?
edit:eksileyen burjuva sen eminim böyle birşey olsa bu otmobillerden birini alıp piyasa yaparsın.

kardeşlik marşı

bekledim seni evin önünde
görmek için seni son bir kere
vedalaşıp gidecektim askere

çıkmadın benim için pencereye çıkmadın
birkez olsun gözlerime bakmadın
her nedense sen beni hiç tatmadın * *
farketmeeeez
o kız sana bakmasa da farketmeeeez
o kız sani sevmese de farketmeeeez
kardeşlerin seni asla terketmeeeez
lay la laaaaay.....

kızlardan kazık yiyip ya da sevgisine karşılık bulamayan kişilerin avuntusu olmuş marştır. gaza getirir ki marşı dört büyük takım da sahiplenmiştir.

anneler günü

toprak öyle bitip tükenmez, dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız'ın ve tüm kadınlarımızın anneler günü kutlu olsun. ki onların sayesinde bu saate
entry girebiliyoruz.

hindenburg faciası

zeplin tarihinin en büyük faciası olarak kayıtlara geçmiştir. 6 mayıs 1937 new jersey'de
gerçekleşmiştir. Yapılmış olan en büyük zeplin olma özelliğini taşıyan lz 129 hindenburg,
bilinen adıyla hindenburg zeplini iniş yapacağı sırada içinde bulunan hidrojen tanklarının da
etkisiyle bir anda alev almış ve zeplinin içinde bulunan yolculardan 36 tanesi hayatını
kaybetmiş 78 yolcu kurtulmuştur.
zeplinlerin altın çağı bu kaza ile son bulmuştur. bu kaza aynı zamanda zeplinlerden umudun
kesilmesine yol açmış, dolaylı yönden modern havacılığın gelişmesine sebep olmuştur.

aşık olmak istiyorum

''ilk gümlerde deli gibi mesajlaşmak, aklımda doğru insan mı acaba sorusu varken her an her
saniye onu düşünmek, arkadaşlarıma sabaha kadar onu anlatmak, onunla sarılıp uyumak, sabah
kalktığında ağzı kokarken bile onu öpmek, kimi zaman salak saçma hareketler yapan birini
bağrıma basmak, beraber film izleyip yorum yapmak sonrada brad pit'e çok yakışıklı dedi diye
onu kıskanmak ya da angelina jolie'ye çok seksi dedi diye tavır yapmak, deli uykun gelsede
hala sohbete devam etmek istiyorum'' söyleminin özetidir.

mazhar neyzen ve köpeği

zen'in bıkmadan dinlenilecek şarkısıdır.

--spoiler--
arkadaşlarımız oldu buraya girdiler, çıktılar kaldılar filan. işte onlardan duyduğumuz kadarıyla.

dediler ki burası çok yeşilmiş çok güzelmiş. ve herkes buraya göz dikmiş, belediye buradan yol geçirecekmiş.

şimdi çaldığımız bu salona ismini veren mazhar osman var ya, onunla ilgili bir hikaye duymuştum o da şöyle idi: neyzen tevfik varmış buralarda. ben çok severim neyzen'i. neyzen tevfik gelmiş buralarda kalmış bir odası varmış kendine ait, ne zaman sıkışsa gelirmiş, demiş ki: benim vaktim geldi, ben kalıcam burada. bir tane de köpeği varmış o gelince ağırlarlarmış onu bir güzel odasına yatırırlarmış temiz çarşaflar serer ağırlarlarmış.
kalırmış burada istediği kadar sonra gidermiş.
--spoiler--

bu köpek nasıl bir köpekse neyzen'in mısır'daki zor günlerinin bir nevi kurtarıcısı olmuştur. zira neyzen parasız kaldığında köpeği satarmış. köpek geri gelir tekrar satarmış. bu böyle devam etmiş tabi. bir nevi yaveri neyzen'in.
(bkz: murat ertel)

neyzen tevfik

uyuşmadı gönlüm mert ile zenle
ne iş bilenle ne boş gezenle
hicran köşesinde bozuk düzenle
neyzen'e her telden çaldırdın be felek.

derd-i firakın ile düşmüşüm sevdaya mey'e
müptelayım, deliyim, sinmişim esrar-ı ney'e
feleğin kahpe başında paralansın parası
ben güzel sevmeye geldim değil ekmek yemeye

çocuklarla girilen komik diyaloglar

küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak:
- ne var sizin karnınızda teyzeeee
kadin;
- çocuğum var evladım, diye cevap verir.
- sizin çocuğunuuuz mu?
- evet!
- onu seviyor musunuuz?
- evet!
- çok mu seviyorsunuuuz?
- ayyh! evet evladım.
- öyleyse neden yediniz?
- höng

bir gün mulayim le tanıştım ve hayatım değişti

(#1169918) seniseviyorum mülayim. şaka bir yana entrylerini takip ettiğim, benim de tanışmak istediğim yazarlardandır.

cennete gidenin ilk cümlesi

adem nerde laaaann!

türkiye de engelli olmak

insanların bir takım özürleri olabilir bu doğuştan ya da sonradan olan özürlerdir. ancak bu insanlar türkiyede yaşıyorsa biz bunlara engelli diyoruz. eğer sosyal hayatta bu tür insanları düşünerek adımlar atmazsak- kaldırım otobüs okullarda asansör...vb- angelli katagorisinde yer alıyorlar. yani bu insanları biz engelli yapıyoruz. onların özürü vardır engeli değil.

yuruyen merdivenli ust gecit

başbakanın 2009 yerel seçimlerinden sonra; antalya'dan bu sonucu beklemiyordum söylemine neden olan yatırımdır. demekki antalya'nın yürüyen merdivenden daha önemli sorunları vardır. aslında bu söylem sadece oy getirecek yerlere yatırım yapmek anlayışının da bir dışa vurumudur. **