bugün
- jose mourinho36
- uzun entry giren erkek10
- en objektif siyasi parti8
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün16
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- amında oyalanmak istiyorum12
- kizil kara19
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- bu gece intihar edeceğim13
- albay kemal17
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- aşkım kapışmak8
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- anın görüntüsü12
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz32
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması14
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu16
- ismail kartal9
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür15
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi12
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi11
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- atatürkün mason localarını kapattırması13
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi8
- d varank21
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
entry'ler (3)
Bugün 14 yıllık arkadaşlığım bitti, bitirdim, bitirdik.
Üzgün değilim çünkü sanırım aylardır tarih olmuştu bizim arkadaşlığımız. Vardı ama yoktu yani, bugün ikimiz de uzun kavgalar sonucu bu noktaya geldik, aylardır fark ettiğimizi, bildiğimizi ama görmezden geldiğimizi söyledik. Hoş değildi o noktaya gelene kadarki konuşma, hatta çok kırıcıydı. Hala daha bugünki kırılma noktasını düşündüğümde haklı olduğumu düşünüyorum çünkü haklıyım, net. Hep ben çaba sarf eden taraf oldum, o hiçbir şey yapmadı ve bekledi yalnızca, bu arada önceden verilmiş sözlere dahi sadık kalmadı, bana bir adım atmadı. Hep benden beklediğini, kendisinin çaba sarf etmediğini bugün bir kez daha gösterdi. Üstelik dinlemedi beni, kendimi açıklama çabamı dinlemedi, anlamaya çalışmadı. Kestirip attı, ergen triplerine girdi. O an bu arkadaşlık bitmeli dedim, o böyle davrandığı an. Bitti işte. Hep aynı konudan tartışıyorduk, çünkü onun bu meseleyle ilgili tutumu hiç değişmiyordu, sorgulamıyordu kendini ve bugünkü davranışlarından emin olduğum kadarıyla hiç de sorgulamayacaktı. Bu yüzden iyi oldu bittiği, çok üzülüyorum desem yalan olur. Bu konuda asla ortak bir noktada buluşamayacaktık, hep çabalayan taraf ben, önem vermeyen taraf o olacaktı. Bu yüzden iyi olduğu bittiği.
Ama sadece son satırlarımızı düşünüyorum. Bu arkadaşlığın zaten aylardır yalan olduğunu, aylardır birbirimizin kötü günlerinde yanında olmadığımızı ve bambaşka dünyalarda olduğumuzu kabul ettik o son anda. O benden biraz daha iyi fark etmiş galiba, ha tabi böyle olmasında kendisinin olmayan çabalarının da payı yüksek ama o değil konu. Benim de ona göre olmuş ihmalim ama çabalamamak aydır, bir anlık şey çok farklıdır. Neyse, sonuç olarak o son konuşmalarımızda on dört yıllık arkadaşlığımızın artık yalan olduğunu, boşuna olduğunu söyleyerek bitirdik. Koydu tabi bu çünkü on dört yıl, yaşanan masum çocukluk günleri, ikimizin de tek çocuk olması sebebi ile birbirimizi kardeş bellediğimiz yıllar, anlar. Onunla olan arkadaşlığımın bitmesi değil de, çocukluk günlerim içimi acıtıyor. Gözlerimin önüne geliyor bazı anlar. insan üzülüyor.
Çocukluk yıllarımızdaki sen;daima kardeşim olacaksın.
Gençlik yıllarımızdaki sen;alakam olmayan birisin.
Üzgün değilim çünkü sanırım aylardır tarih olmuştu bizim arkadaşlığımız. Vardı ama yoktu yani, bugün ikimiz de uzun kavgalar sonucu bu noktaya geldik, aylardır fark ettiğimizi, bildiğimizi ama görmezden geldiğimizi söyledik. Hoş değildi o noktaya gelene kadarki konuşma, hatta çok kırıcıydı. Hala daha bugünki kırılma noktasını düşündüğümde haklı olduğumu düşünüyorum çünkü haklıyım, net. Hep ben çaba sarf eden taraf oldum, o hiçbir şey yapmadı ve bekledi yalnızca, bu arada önceden verilmiş sözlere dahi sadık kalmadı, bana bir adım atmadı. Hep benden beklediğini, kendisinin çaba sarf etmediğini bugün bir kez daha gösterdi. Üstelik dinlemedi beni, kendimi açıklama çabamı dinlemedi, anlamaya çalışmadı. Kestirip attı, ergen triplerine girdi. O an bu arkadaşlık bitmeli dedim, o böyle davrandığı an. Bitti işte. Hep aynı konudan tartışıyorduk, çünkü onun bu meseleyle ilgili tutumu hiç değişmiyordu, sorgulamıyordu kendini ve bugünkü davranışlarından emin olduğum kadarıyla hiç de sorgulamayacaktı. Bu yüzden iyi oldu bittiği, çok üzülüyorum desem yalan olur. Bu konuda asla ortak bir noktada buluşamayacaktık, hep çabalayan taraf ben, önem vermeyen taraf o olacaktı. Bu yüzden iyi olduğu bittiği.
Ama sadece son satırlarımızı düşünüyorum. Bu arkadaşlığın zaten aylardır yalan olduğunu, aylardır birbirimizin kötü günlerinde yanında olmadığımızı ve bambaşka dünyalarda olduğumuzu kabul ettik o son anda. O benden biraz daha iyi fark etmiş galiba, ha tabi böyle olmasında kendisinin olmayan çabalarının da payı yüksek ama o değil konu. Benim de ona göre olmuş ihmalim ama çabalamamak aydır, bir anlık şey çok farklıdır. Neyse, sonuç olarak o son konuşmalarımızda on dört yıllık arkadaşlığımızın artık yalan olduğunu, boşuna olduğunu söyleyerek bitirdik. Koydu tabi bu çünkü on dört yıl, yaşanan masum çocukluk günleri, ikimizin de tek çocuk olması sebebi ile birbirimizi kardeş bellediğimiz yıllar, anlar. Onunla olan arkadaşlığımın bitmesi değil de, çocukluk günlerim içimi acıtıyor. Gözlerimin önüne geliyor bazı anlar. insan üzülüyor.
Çocukluk yıllarımızdaki sen;daima kardeşim olacaksın.
Gençlik yıllarımızdaki sen;alakam olmayan birisin.
Regl sürecini çok zor atlatan, ağrıdan acillere düşen kadınlar var.
Onlara ilgi göstermeyeceksin de kime göstereceksin?Ama tabi basit, sıradan bir regl süreci geçiriyorsa karşındaki, bir kadın olarak ekstra ilgiye çok da gerek olduğunu düşünmüyorum.
Onlara ilgi göstermeyeceksin de kime göstereceksin?Ama tabi basit, sıradan bir regl süreci geçiriyorsa karşındaki, bir kadın olarak ekstra ilgiye çok da gerek olduğunu düşünmüyorum.
Ruhuma çok başka bir huzur ve mutluluk veren eylemdir.
Keyfimin olmadığı günlerde bile kedi beslemek beni mutlu ediyor, adeta başka bir dünyaya ışınlanıyorum, sorunlarımı unutuyorum, sadece önümdeki mucizevi manzaraya bakakalıyorum ve o anları ölümsüzleştiriyorum, sonra da izin verirlerse sevgi açlıklarını da karşılamaya çabalıyorum. Tabi ürkek oluyor çoğu ama kimi zaman öyle sevilmeye aç olanlar çıkıyor ki, bacaklarıma dolanıp dakikalarca sürtünmekten bıkmayan kediler gördüm. Hangisi daha harika bilemiyorum: Onları bedenen doyurmak mı, ruhen doyurmak mı?ikisi de mühim, hem de çok.
Üstelik maliyetli bile değil, kuşlarım için kuş yemi almaya gittiğim petshopçumdan sekiz liraya sokak kedileri için bir kilo mama alıyorum mesela. Aktarcı var bir tane annemin tanıdığı, sekiz-dokuz liraya bir kilo micho marka kedi maması veriyor mesela. Toplu olarak alırsanız çok daha ucuza da gelir. Çok güzel internet siteleri var bunun için. Mama alamıyorsan bile yemeğin kalanını dökme, bir tabağa koy ve in, sokak kedilerinin, köpeklerinin önüne koy mesela.
Düzenli beslemek daha bir maliyetli ve zor tabi, maddi anlamda herkes altından kalkamaz ama diyorum ya, yemeğin kalanını dökme, aç hayvanların önüne koy en kötü. Yada bayatlamış ekmekleri biraz yumuşatıp, ıslatıp köpeklere ver mesela, yine maliyetsiz. Hayatın çok yoğunsa, düzenli olarak besleyemem diyorsan bile arada bir beslemeye çalış, göreceksin, hem sana nasıl iyi geliyor hem onlara.
Ben bugün dışarıdan dönerken uğrayıp bir kilo Micho kedi maması aldım, azar azar besleyeceğim yine. Bu aralar hiç besleyememiştim, onun heyecanı var içimde.
Keyfimin olmadığı günlerde bile kedi beslemek beni mutlu ediyor, adeta başka bir dünyaya ışınlanıyorum, sorunlarımı unutuyorum, sadece önümdeki mucizevi manzaraya bakakalıyorum ve o anları ölümsüzleştiriyorum, sonra da izin verirlerse sevgi açlıklarını da karşılamaya çabalıyorum. Tabi ürkek oluyor çoğu ama kimi zaman öyle sevilmeye aç olanlar çıkıyor ki, bacaklarıma dolanıp dakikalarca sürtünmekten bıkmayan kediler gördüm. Hangisi daha harika bilemiyorum: Onları bedenen doyurmak mı, ruhen doyurmak mı?ikisi de mühim, hem de çok.
Üstelik maliyetli bile değil, kuşlarım için kuş yemi almaya gittiğim petshopçumdan sekiz liraya sokak kedileri için bir kilo mama alıyorum mesela. Aktarcı var bir tane annemin tanıdığı, sekiz-dokuz liraya bir kilo micho marka kedi maması veriyor mesela. Toplu olarak alırsanız çok daha ucuza da gelir. Çok güzel internet siteleri var bunun için. Mama alamıyorsan bile yemeğin kalanını dökme, bir tabağa koy ve in, sokak kedilerinin, köpeklerinin önüne koy mesela.
Düzenli beslemek daha bir maliyetli ve zor tabi, maddi anlamda herkes altından kalkamaz ama diyorum ya, yemeğin kalanını dökme, aç hayvanların önüne koy en kötü. Yada bayatlamış ekmekleri biraz yumuşatıp, ıslatıp köpeklere ver mesela, yine maliyetsiz. Hayatın çok yoğunsa, düzenli olarak besleyemem diyorsan bile arada bir beslemeye çalış, göreceksin, hem sana nasıl iyi geliyor hem onlara.
Ben bugün dışarıdan dönerken uğrayıp bir kilo Micho kedi maması aldım, azar azar besleyeceğim yine. Bu aralar hiç besleyememiştim, onun heyecanı var içimde.