bugün

entry'ler (388)

akrabaları sevmeme nedenleri

her şeye burunlarını sokmaları ve alınganlık yapmaları, baban öldüğünde hayatında görmediğim amcanın çıkıp gelip babanın evini ve arabasını istemesi, senin üzerinden egolarını tatmin etmeye çalışmaları, her bokuna göz dikmeleri, üzerinde hiçbir hakları olmadığı halde tüm maddi imkanlarını onlar için seferber etmeni beklemeleri, durmadan dedikodunu yapıp yüzüne karşı ikili oynamaları vs. tabi ki gerçek sevgi ve bağlılık gösteren akrabalar var, ama benim örneklerim bunlar maalesef.

shameless

med yapım tarafından yayın hakları satın alınarak, türkiye uyarlamasıyla çekilmek istenen dizi. yani felaketle sonuçlanacak bir girişim.

--spoiler--

dizinin orijinalini izleyenler bilir, dizide konusu geçen hiçbir unsuru türk televizyonlarında görmek mümkün değil. çocuklarını bırakıp giden alkolik ve eşcinsel bir anne, alkolik ve uyuşturucu bağımlısı ve bu uğurda her şeyi yapan, hatta çocuklarını bile kullanan bir baba, eşcinsel bir erkek evlat ile onun kadın ticareti yapan sevgilisi, sosyo-psikopat bir çocuk, uçuk hayat tarzından kendini alamayan ve tüm aileye bakmak zorunda kalan bir abla, hamile kalamadığı için kocasına "annemi hamile bırak" diyen bir kadın vs.

--spoiler--

dizi aslında hayatın gerçeklerinden olan bir çok dramı etkili bir şekilde işliyor. komediyi de bunun içinde zekice yerleştiriyor. bunların hiçbirini kendi ekranlarımızda göremeyiz, oyunculuk kalitesi de dahil. yolun başındayken vazgeçmeli.

bu gece

kalabalığın içinde yalnızlık verdi.

rehber öğretmen

öğrenci, veli, yönetim ve diğer öğretmenler arasında kalmış, dışarıdan farklı görünse de işini ciddiye alanlarının çok sorunla uğraştığı öğretmendir. kamuda çalışan öğretmenler hakkında yorum yapamam ama, birkaç sene büyük bir dershanede rehber öğretmenlik yapmış biri olarak söyleyebilirim ki, saç baş yoldurabilecek bir meslektir. veliler; parasını veriyorum, gereği neyse yapacaksın havasındadır. yönetim; yüzlerce öğrenciyi başarıya ulaştıracak programlar hazırlayacaksın, çocukları gidip kafelerden toplayacaksın, velilere yalakalık yapıp aranı çok iyi tutacaksın, kayıt bağlayacaksın, yine gerektiğinde geç saatlere kadar etüde kalan öğrencilerin başında olacaksın, yine gerektiğinde yönetimin işlerine yardım edeceksin diye baskı uygular.

öğrenci ise; üüff hayat çok sıkıcı yeaa diye atarlı ergen modundadır. özel sektörde olduğun için veliye; kardeşim sen çocuğun her istediğini alıp özel şoförle dershaneye yollarsan, çocuktan bir halt olmasını beklemeyemezsin diyemezsin.

ticarethanede öğretmenlik yapınca, bunları yaşarsın. benim tecrübe ettiklerim bu şekilde.

paul walker

izleyiciye keyif veren bir aktör olmasının yanında; gerçek bir doğa aşığı, hayvansever ve yardımsever bir insandı. kendisini takip ederdim, severdim. sadece aktörlüğü değil, yardım vakıfları kurup, ihtiyacı olan insanlara el uzatması da beni etkilerdi. arkadaşlarının, onun için "melek" demesinin sebepleri vardı. genç ve güzel bir adamdı. yazık oldu. serinin yedincisini de heyecanla bekliyordum.

the spartacus saga uncut

efsane dizi spartacus'un, kesilmemiş ve kırpılmamış halidir. seriyi yeniden izleyeyim dediğim şu günlerde, almış olduğum bu habere sevindim. gerçi daha ne kadar kırpılmaz, onu bilemiyorum.

gezi eylemlerinde hamile kalan laikçi kız

bacak aramın derdi seni mi gerdi şeklinde cevap vermesi muhtemel kızdır. sen önce, kur'an kurslarında, cemaat evlerinde küçük kız ve erkek çocuklarına tecavüz eden hocaları açıkla, ondan sonra eleştiri sırası laikçi kıza gelsin. şeriat sistemindeki, torunu yaşındaki küçücük kız çocuklarıyla gerdeğe giren şerefsizleri önce eleştir ki, samimiyetine inanılsın. iki yüzlü olma.

yazarların kronik hastalıkları

reflü, faranjit. reflüye alıştım da, faranjit bıktırdı yahu.

yazarların en son içtikleri ilaç

b12 ile birlikte efes şişe. ikisi de ömür boyu kullanımda kalacak.

çarşaf giymeyen müslüman kadın

aklını iki bacak arasıyla bozmuş, kendini de dışarıdaki milyonlarca abazayla bir tutan yazarın saçmalamasıdır. dinde, çarşaf giyin diye bir dayatma yoktur.

sabahlamasına kesin gözüyle bakılan yazarlar

yola çıkma ihtimali yüksek olmasından dolayı işlerini bitirmek zorunda olan yazardır. uykuya delicesine hasrettir. uyumayı, aylardır hiç bu kadar istememiştir. ama sabah olduğunda tatile gidebilmek istiyorsa, şu an çalışmak zorundadır. kahveye dayanmıştır.

gecenin dördünde online olan sözlük kızı

çalışırken, arada nefes almak, kafa dağıtmak isteyen kızdır.

kahvaltıda yeşil çay içen insan tipi

bağırsak problemi yaşayan bir kişi de olabilir.

öpüşme sırasında kalkan penis

zaten doğasında var olan eylemi gerçekleştiren penistir.

yazarların iddialı olduğu konular

yemek yapmak, şeker hamurundan pasta ve motifler, felsefe, ikna etmek, propagandayı da iyi beceririm. çok da güzel nargile yaparım.

antalya daki köpek eğitim merkezi vahşeti

hakkındaki gerçekleri bu adresten öğrenebileceğiniz eğitim merkezinin sebep olduğu vahşet:

http://www.khaber.com.tr/...i-doven-dovene-26581.html

merkez sahibinin oğlu da dövüyormuş. bunların topunun kanı bozuk. daha önce de pansiyonları varmış, köpek dövdükleri için şikayet edilmişler ve kapatılmış. benim anlamadığım, çok düzgün(!) çalışan devletimiz, nasıl olmuş da bu ruh hastalarına tekrar iş yeri açma izni ve ruhsat vermiş??!

antalya daki köpek eğitim merkezi vahşeti

eğitim merkezi sahibinin,hakkında yalan açıklamalarda bulunduğu işkence olayıdır. olay, fazla sayıda havyansever aktivistler tarafından araştırılıyor. o merkez, bu şekilde eğitim veriyormuş. yani, rakip firma eleman soktu zırvaları yalanmış edinilen bilgilere göre. antalya'daki aktivist grup, şimdi bu iki herifin peşinde. haklarında çok çeşitli konularda dava açılacak. kişisel mala zarar vermek, hayvan hakları yasasına karşı gelmek, hayvanları darp ve işkence, görevi kötüye kullanma vs. çok kaçamazlar zaten, yakında bulunurlar.

antalya daki köpek eğitim merkezi vahşeti

antalya'da duacı köyündeki köpek eğitim merkezinde yaşanan, insanın içinin kaldırmadığı dayak vahşetidir.

bu köpeklerin sahiplerine, bu görüntüler ulaştırılmalı, izlettirilmeli ve en kısa sürede yine köpek sahipleri tarafından; bu egodan ve erkeklikten yoksun, hayatta hiçbir amacı ve değeri olmayan çakal tayfasına haddini bildirmesi gerekir. haklarında sadece suç duyurusunda bulunmak yetmeyecektir tabi. bu piçler hakkında dava açıldığı takdirde, kişisel mala bilerek zarar vermekten ve hayvan hakları yasasına karşı gelmekten hapis cezası bile verilebilir. bir de bu şerefsizlerden biri, dövdüğü köpeğe "gel buraya stres topum, gel" diye hitap etmekte, hey allah'ım ya!

gücü ve beyni, hayatta hiçbir şeye yetmeyen bu içi boş döl israflarının, ağzı dili olmayan zavallılara neler yaptığını göreceksiniz videoda. şayet antalya'ya uzak bir ilde olmasaydım veya antalya'ya şu an gitme imkanım olsaydı, ne kadar tanıdığım erkek varsa toplar o merkezi basardım. onun bunun çocukları, gücünüz bir tek onlara yetiyor değil mi?? şerefsizler! ha bir de bu piç kuruları, bu dövdükleri zavallılar sayesinde para kazanıyorlar!

bu gibi konularda fazla hassas olanlar için, videoyu izlemek zor olacaktır, uyarayım. keza o zavallıların "suratına" kürek gibi inen her tokat, sanki sizin beyninize iniyormuş gibi hissediyorsunuz. videoda, görüntüler ve zavallı hayvanların inleyişleri çok net. saatlerdir sakinleşemedim sinirimden!

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23343594.asp

edit : eğitim merkezi sahibi özür dilemiş kamuoyundan. rakip firma eleman yerleştirmiş, onlar yapmış demiş. he özür dileyince canı yanmamış oldu o hayvanların değil mi?? eğitim merkezi sahibine sesleniyorum, eğer haklıysan, o piçlerin yerini yurdunu bulur, g.lerinden kan çekersin!!

3 puana sevinen fenerliler

"hayır mı gençler, şampiyon mu oldunuz?" sorusuna sebep olan taraftar grubudur.

yara kabuğunu soymak

yaranın iyileşmesine izin verilmemesi sonucu, iz kalmasına sebep olan eylemdir. neticede ya cildiye doktoruna gidilir ya da madecassol merhem alınıp sürülür.