bugün
- aç karnına poğaça yemek11
- anın görüntüsü17
- şampiyonluk için yanak okşatmak29
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası8
- karşı cinse giyim önerileri14
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- nişanlı kalmanın saçma olması8
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım13
- en dindar özelliğiniz37
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- chat sitesi kurmak9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor8
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü8
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
six feet under'da fischerlar bütün eski eşyalarını yakarken, claire bu şarkıyı çaldığından beri, lucky eşliğinde bir şeyler yakma isteği vardı içimde hep. hatta bir arkadaşımın ankara bahçelievler'in göbeğindeki öğrenci evinin terasında, kullanılmayan mobilyalar vardı. onları yakmaya niyetlenecek kadar kafayı bozmuştum bir ara. allahtan arkadaşım mantıklı, makul bir insandı da, engellemişti beni. kuvvetli bir rüzgarın çıkmasıyla bütün ankara'yı ateşe veremem ihtimalinden de öylece kurtulmuştum.
ama nihayet, altı-yedi ay önce, eski sevgilimden kalan bütün eşyaları yaktım bir parkta. taktım kulağıma kulaklığı, üç kere üst üste dinledim. artistliğindeydim tabi olayın. hem yıllardır yapmak istediğim bir şeyi yapmış, hem de estetik bir ayrılık yaşamış olacağımı zannetmiştim. teker teker attım hepsini. "bak", dedim kendi kendime, "bu t-shirt'ü hatırlıyor musun?". "bak bunu ne zaman almıştı sana." "haha! bunun için şiir yazmıştım lan ben ona..." falan filan diye, ağır ağır yaktım hepsini. bağıra bağıra eşlik ettim thom'a, "i feel my luck could change" diyerek. gözlerim doldu aslında. hatta bir kaç tene damla dökülmüş dahi olabilir. yine de fischerlar'ınki kadar etkileyici, sembolik anlamlar dolu bir eylem olmadı. şarkı üçüncü kez sona erdiğinde, her şey yanmıştı. sağıma soluma baktım ve gidip biraz alkol alayım bari dedim. ondan sonra da "bir yerde denk gelirsem eşlik ederim" şarkısı oldu benim için. ayrıca açıp dinlemedim. bu da böyle bir anım olarak kaldı.
ayrıca yazılarına sürekli denk geldiğim, başarılı olduğunu düşündüğüm bir sözlük yazarıymış da efendim kendisi. şarkı isminden nick seçmenin dezavantajlarından biri olmalı bu işte. nick altınıza biri gelip, geçmişte kalmış saçma sapan aşk acılarından bahsedebiliyor. gerçi benim nickim şarkı ismi değil de herkes akın akın gelip nick altıma mı yazıyor? hayır. belki de en iyisi şarkı ismi. dur nickimi hotel california olarak değiştireyim de, bir anda 5 sayfa entrym olsun.
ama nihayet, altı-yedi ay önce, eski sevgilimden kalan bütün eşyaları yaktım bir parkta. taktım kulağıma kulaklığı, üç kere üst üste dinledim. artistliğindeydim tabi olayın. hem yıllardır yapmak istediğim bir şeyi yapmış, hem de estetik bir ayrılık yaşamış olacağımı zannetmiştim. teker teker attım hepsini. "bak", dedim kendi kendime, "bu t-shirt'ü hatırlıyor musun?". "bak bunu ne zaman almıştı sana." "haha! bunun için şiir yazmıştım lan ben ona..." falan filan diye, ağır ağır yaktım hepsini. bağıra bağıra eşlik ettim thom'a, "i feel my luck could change" diyerek. gözlerim doldu aslında. hatta bir kaç tene damla dökülmüş dahi olabilir. yine de fischerlar'ınki kadar etkileyici, sembolik anlamlar dolu bir eylem olmadı. şarkı üçüncü kez sona erdiğinde, her şey yanmıştı. sağıma soluma baktım ve gidip biraz alkol alayım bari dedim. ondan sonra da "bir yerde denk gelirsem eşlik ederim" şarkısı oldu benim için. ayrıca açıp dinlemedim. bu da böyle bir anım olarak kaldı.
ayrıca yazılarına sürekli denk geldiğim, başarılı olduğunu düşündüğüm bir sözlük yazarıymış da efendim kendisi. şarkı isminden nick seçmenin dezavantajlarından biri olmalı bu işte. nick altınıza biri gelip, geçmişte kalmış saçma sapan aşk acılarından bahsedebiliyor. gerçi benim nickim şarkı ismi değil de herkes akın akın gelip nick altıma mı yazıyor? hayır. belki de en iyisi şarkı ismi. dur nickimi hotel california olarak değiştireyim de, bir anda 5 sayfa entrym olsun.
güncel Önemli Başlıklar