bugün

ben bu yazıyı kardeşime yazdım

ben bu yazıyı kardeşlerime yazdım;

4 sene öncesine, 2006 yılına tekabül eder tanışmamız. şöyle geriye dönüp düşündüğü zaman insan, neler neler de yaşamışız. ne anılarımız olmuş torunlarımıza anlatacağımız, ne kadar da çok gülmüşüz yüzümüzün kırışacağını umursamadan, ağlamışız yeri gelmiş kısacık bir ayrılığın ardından, binleri peşimize takmışız şehitlerimiz için yürüyüş yaparken, sabahlara kadar tartışmışız yeri gelmiş farklı düşüncelere saygı duyarak, bir yatakta 5 kişi bir evde 15 kişi kalmışız yerimizi yadırgamadan, imrenilmişiz, kıskanılmışız, 'böyle kardeşlik görülmedi' dedirtmişiz arkamızdan sevenimize de sevmeyenimize de. Aç kalmışız, parasız kalmışız, hayatımızda hiçbirşeyin yolunda gitmediği zamanlar olmuş ama yinede gülmüşüz biz beraber olduğumuz için şükrederken. ekmek arası salça soğan yediğimiz zamanlarda bile, sigara alacak paramız olmadığı zamanlarda bile hep mutlu olmuşuz, bardağın dolu tarafından bakmayı öğretmişiz birbirimize. Kavgalar etmişiz biz, nice badireler atlatmışız, birimizin burnu kanamış, hepimiz o acıyı çekmişiz. birimizin gözleri dolmuş, diğerlerimiz onu görüp gözyaşını tutamamış. Kimimiz solcuyduk, kimimiz sağcı, kimimiz aleviydik kimimiz sünni. Bunlar bizim sıfatlarımız olmadı hiçbir zaman. Bunlar giremedi aramıza bizim, öyleki bunları hep zenginliğimiz olarak gördük, çok şey öğrendik bu zenginlik sayesinde. Önyargılarımızı attık.Çok şey söylediler bize 4 sene boyunca, dediler ki; ayrılırsınız, dediler ki; bu kadar kalabalık bir gurup olmaz, dediler ki; 2 sene sürmez bu dostluğunuz ve diyorlar ki; üniversite biter dostluğunuz biter. Biz bunlara her zaman tokat gibi cevabımızı verdik. Dedik ki; 'dost değil kardeşiz'. Bu onlar tatmin etmedi tabi ama gördüler ki biz ayrılmadık. Ayrılmadığımız gibi de daha sıkı, birbirimize daha bağlı, birbirimizin kıymetini daha iyi bilen bireyler olduk ve şimdi de diyorum ki; 'MFÖ ayrılır biz ayrılmayız.'. Bizim bir çıkarımız yoktu birbirimizden, hiçbirimiz hiçbirimizi herhangi bir çıkar doğrultusunda sevmiyordu, siz beni ben olduğum için, ben sizi siz olduğunuz için seviyordum. işte bizi biz yapan buydu. Bu sevgi o kadar büyüktü ki; Napolyon parayı o kadar sevmemiştir, Ecevit mavi gömleği o kadar sevmemiştir hatta rte obama'yı o kadar sevmemiştir. Şimdi ayrıldık hayat rüzgarının önünde savrulurken. Kimimiz dağda bayırda şantiyelerde, kimimiz yurtdışında ekmek derdinde, kimimiz hala diploma peşinde, kimimiz de vatani görevini yapmak üzere asker ocağında. Evet bir süre birbirimizi göremeyeceğiz, belki bir süre sesimizi bile duyamayacağız. işte o dönemlerde yüzünüzde anlam veremediğiniz hafif bir tebessüm oluştuğu sırada bilin ki bu sizsiz, tatsız şehirde, bu bizi var eden, bu bizi besleyen, bu her anımıza tanıklık eden, her daim neşeli olan ama artık gülmeyen Antalya'da bende de aynı tebessüm oluşmuştur. Bu bizim için kötü dönemler de elbet bitecek ve biz yine eskisi gibi birlikte olacağız. Hayat şartları, ekmek parası bizi nerelere sürükler bilmiyorum ama şunu biliyorum ki; biz durum ne olursa olsun bir yolunu buluruz ve yine hep beraber oluruz.Gözden ırak olan gönülden de ırak olur demiş atalarımız ama o zamanlar biz yoktuk tabi.

ankaragucumegitti