bugün

sevgilinin ayrılırken götürdüğü şeyler

hiçbir şeydir esasında. kimse, yegane değildir çünkü.

biz, terk edildik diye yüreğimizin parçalandığını düşünürüz. üzülüp ağlarız ama aslında tek -gereksiz- üzüntü, ona alışmış olmanın verdiği sıkıntıdır. birden çöken yalnızlık havasıdır. halbu ki birkaç zaman öncesine dek öyle biri yoktu hayatında. olmayadabilirdi. nedir bu tripler?

mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sanan insanlarla dolu. kimse için üzülmeye değmiyor. üzülür tabii insan, bende üzüldüm hala da üzülürüm ama yaşamı zehir etmeye gerek de yok diye düşünüyorum. üzülmezsek, insanlığımızdan şüphe etmemiz gerek zaten. insanız en nihayetinde. duygularımız var, üzülürüz, ağlarız gerekirse. hayat her zaman güzel şeyler yaşatmıyor insanlara.

unutulmamalı ki; her şeyde bir hayır vardır ve hayırlı olmayan şey de bizden uzak olsun yeter. böylesi, gerçekten daha iyi hissettiriyor. yani, diyeceğim o ki; üzülün ama bokunu çıkarmayın. değmiyor çünkü.