bugün

örtü yasağında faşistleşen laik

farklı dünyaların insanları da bizler için dinlemeye ve saygıya boğulasıdırlar. bundan 3 yıl önce bir konferansa katılmıştım. türkiye'nin önündeki engeller konuluydu. hemen sahne dünyanızda canlanmıştır. işte cumhuriyet teyzeler, mini etekli ahkam kesen ablalar, bıyıkları ağızlarında abiler.

girdim en arka koltuklardan birine oturdum. hep adetimdir kalem kağıtla katılırım konferanslara. ama hiçbir şey yazmamak adetim değildir. malesef üzülerek söylüyorum karalayamadım. o kadar bilgisiz adamlar konuşuyordu ki olmadı.

örtü onlar için engelmiş efenim. tabi onlar örtü kelimesini kullanmamaya yemin etmişler türban diyorlar. kendi dünyalarında demokrat olduklarını iddaa eden bu insanlar başörtülü birinin bu ülke geleceğinde rol almasının doğru olmadığını, onların doğru kararlar alamayacaklarını bıdırdayıp duruyorlar.

neyse saçları boyalı ellisinden sonra güzel olma çabasına girmiş teyzemiz konuşmak için izin istedi ve başladı endişelerini bir bir dökmeye. gülmemek için kendimi zor tutuyordum. bir zamanlar faşist olarak sıfatlandırdıkları insanlar gibi davrandıklarının farkında değildi.

sonunda alkış kıyamet koptu. ülkeyi kurtarmış havasında kokteyl fasilitesine geçtiler. bize de oradan ayrılmak düştü.

utanmasalar beni de ağlatacaklardı.