bugün

kemal sunal

türkiye'nin şener şen ile birlikte en klas iki komedyeninden birisidir. jest ve mimik üstadıdır. ilk başrolünü oynadığı salako adlı filmden önce kalabalık ünlü kadrolu salon komedisi türündeki filmlerde boy göstermiştir. figüranlığı da tatmıştır herkes gibi yani. kimse anasının karnından başrol oyuncusu doğmuyor. zaten 1974 yılında çekilen salako adlı filmde, yani ilk başrol filmini oynadığında yaşı tam 30'du. yani olması gereken yaştı. tırnağı ile geldiği bu noktada bir yıl sonra çekilmeye başlanan hababam sınıfı serisi onu asıl şöhret kapılarını açacak saf karakter inek şaban karakterinin kapılarını açmıştır. o artık kemal sunal değil şaban'dır türk halkının gözünde.

**************************************************


yine bir yıl sonra, yani 1976 yılına gelindiğinde çevrilen kapıcılar kralı adlı filmde çıkardığı performansla o zamanların ve şimdilerin en prestijli ödülü olan altın portakal en iyi erkek oyuncu ödülünü kucaklamıştır. işte bundan sonra türk sinemasındaki o meşhur kendini tekrar etme hastalığından ötürü kral serisi uzatılmış da uzatılmış -bekçiler kralı, çöpçüler kralı, gol kralı- gibi o filmin gölgesinde kalmış gişe filmleri çekilmiştir. 1977 yılında dönemin siyasi sancılarını içeren filmlerde de oynamıştır kemal sunal solcu kimliğiyle. bunlardan en babaları kibar feyzo ve köşeyi dönen adam gibi 1 mayıs, grev ve sosyalizm furyasından nasibini almış filmlerdir. hatta bu filmlerin pekçok karesi yıllarca tv lerde makaslanmış bizlere öyle sunulmuştur. ama bu sıralar sosyalizm artık bir tehdit olarak görülmdiği için kemal sunal'ın söylediği işçi marşını köşeyi dönen adam filminin finalinde görebilmekteyiz. 70'lerin sonuna kadar şaban ve kral rolleriyle bezenmiş filmlerde mekik dokumayla geçirmiştir kemal sunal. ama yaralara parmak basmayı, iğnelemeyi, dokundurmayı asla es geçmemiştir.

**************************************************


1980'lere gelindiğinde zübük ve davaro adlı filmleri hariç belirli bir ivme kaybına uğradığını söyleyebiliriz. pek çok filmde kendini tekrar etmiştir. bunda ona zorla yapıştırılan şaban yaftasının bile etkisi vardır. ticari kaygılarla çekilen bu filmler zaten gişeden hüsranlarla döndüğü için başarı grafiği biraz sekteye uğramıştır yetenekli oyuncunun. bu süreç seksenlerin ortasına kadar da devam etmiştir. fakat 1986 yılıyla komedinin rotasını toplumsal yaralarla birleştirerek düttürü dünya, kiracı, öğretmen, orta direk şaban gibi geçim zorluğu yaşayan insanların anlatılmaya çalışıldığı sosyal içerikli filmler çekmiştir ve bunlardan düttürü dünya ile yine bir ödül almıştır. yani aldığı iki büyük ödülde de ''şaban'' değildir kemal sunal. ''abuk sabuk bir film'' onun son filmi aynı zamanda çizgi dışı tek filmidir. tokatçı, uyanık gazeteci, sevimli hırsız, yoksul gibi önce ezilip sonra tokatı akşeden karakteri de benimsemiştir kariyeri boyunca. bu bence biraz da onun yapısıyla alakalı çektiği filmlerdir. yani ezilenin başkaldırmasını, silkelenip asıl tokatın ne olduğunu göstermesidir bu filmler.


****************************************************


velhasılı bir virtüözdür kemal sunal. o asla yalnız başına bir komedyen değildir, olmamıştır. en sıkıntılı dönemlerde -60'ların ortasında tiyatrosu devekuşu kabareye bir simit parası artırmak için yürüyerek gittiği zamanlar oluyor bunlar- sinema aşkından caymamış seneler sonra bunun semeresini halkın sevgilisi olarak almıştır.


*******************************************************

sadece 80 filmi vardır. ama 90'lı yıllarda özel kanalların hayatımıza girmesiyle hepsi o kadar çok gösterilmiş ve ezbere bilinmektedir ki cüneyt arkın gibi üç-dört yüz filmi var zanneder çoğumuz