bugün
- icardi1905'in sözlüğü bozması22
- kızların yedek listesi9
- sözlüğe kız getirmek10
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- okul müdürü nasıl korunabilirdi12
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- libido düşmesi16
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü30
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek18
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler24
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek16
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- eric bana9
- tamirciye veren kadın12
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- anın görüntüsü14
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- flörtü eleme sebepleri8
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün10
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular9
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
Hıyanet-i Vataniye Kanunu ilk olarak 29 NiSAN 1920de "Dini kullanarak devletin şeklini değiştirmek ve bozmak isteyenler vatan haini sayılır saptamasıyla kabul edilmiş." Daha sonra yasada değişikliğe gidilerek milli egemenliğe, milli devlete, birlik ve bütünlüğüne, laikliğe karşı durmak vatana ihanet sayılır şeklinde son halini almıştır.
istanbul, ingiliz istilası altındayken, Ferit paşa kabinesine karşı konan Hıyanet-i Vataniye Kanununun maddelerine, Türk milletinin namusunu ve şerefini korumak, mevcut bütün kuvvet ve vasıtalarımızı icabına göre kullanarak, bizi yok etmeye çalışan düşmanların, düşmanca emellerini kırmak, işgal altındaki istanbulda emperyalizme hizmet eden ve milli hakimiyete karşı duran, işgal ordularına katılan, bozgunculuk ve casusluk yapan, iç isyanları düzenleyen elebaşları ve yandaşlarının vatan hainliği ile cezalandırılacaktır şekliyle ilk halini almış ve kabul edilmiştir.
1 KASIM 1922de Saltanatın kaldırılmasıyla kanunda ek değişikliğe gidilerek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin meşrutiyetine karşı davrananlar "vatan haini" sayılır. Milli hakimiyetin temsilcisi milli devlete karşı durmak vatan hainliğidir saptaması ile kabulüne gidilmiş.
4 MART 1924te Hilafetin kaldırılmasıyla yukarıda verilen son metne ek yapılarak,
25 ŞUBAT 1925te "Milli hakimiyete, milli devlete, birlik ve bütünlüğüne ve laikliğe karşı olanlar vatan hainidir" şeklinde son haline getirilmiş, fakat 1925te şeyh Sait ayaklanmaları sebebiyle kanunda yeniden bir ek düzenlenmeye gidilmiş. Bu düzenlemede: "Dini ve dini mukaddesatı siyasi gayelere esas almak veya alet etmek amacıyla cemiyetler kurmak, bu cemiyetlere girmek, dini kullanarak devletin şeklini değiştirmek ve bozmak, fesat ve nifak sokmak, gerek tek tek ve gerek toplu olarak, sözlü veya yazılı veya fiili bir şekilde nutuk söylemek veyahut yayın suretiyle harekette bulunmak vatan hainliği sayılır" denmiştir.
Evet görüldüğü üzere yapısı itibariyle istanbulun işgalinde, Ferit Paşa kabinesine karşı konan Vatana ihanet Yasası, daha sonra bazı dini ve bölücü ayaklanmalara karşı, milli devleti korumak maksadı ile konmuş ve ülke korunmasında bu yasa ta ki "12 NiSAN 1991e kadar bir emniyet supabı gibi hainlere karşı görevini yerine getirmiştir. Turgut Özal hükümeti, "Terörle Mücadele Kanunuyla" ve yine Turgut Özalın talimatıyla yasa yürürlükten kaldırılmış, ülke bugünkü bulunduğu karanlık döneme itilmiştir.
Vatana ihanet yasası iptali sonrasında, ülkenin durumuna bakacak olursak, dinin siyasete nasıl alet edildiğini, laikliğin nasıl zedelendiğini, tarikat ve cemiyetlerin nasıl çoğaldığını, dinin devlet kademelerine kadar girdiğini, devletin yapısının nasıl yıpratıldığını, fesat ve nifak ticaretinin nasıl yapıldığını, yazılı ve sözlü yıkıcı yayınların alenen yapıldığını görmekteyiz.
Anlaşılıyor ki: Şu an için Cumhuriyetimizin hali bu gösterge ile bir vahametin içine sürüklenmiş ve ülke 1920lerden daha da geri zihniyetlerin eline geçmiştir. Vatana ihanet yasasının kaldırılması ile asıl vatana ihanet burada yapılmış ve ülke tam bir milli devletten intikam alma sahnesine dönüştürülmüştür. Yapılan bu siyasi hata Cumhuriyeti adeta şeyh Saitçi zihniyetlerin at koşturduğu siyasi arenada, değerli ordumuz da bir yıpratılma çabası içinde bırakılmış ve toplumun bazı kesimlerine laiklik düşmanlığı pompalanmıştır.
TSKnin son yaptığı açıklamalara bakacak olursak, komutanların rahatsızlığı açıkça görülmektedir. Ülkenin içinde bulunduğu durum şimdiye kadar içerden ve dışardan yapılan hainliğin en fazla dozla yapıldığı acı bir gerçektir ki TSK rahatsız olmuş ve tavrını ortaya koymuştur. Tabi yapılan açıklamaların tesiri ne olacak onu da ilerleyen günlerde göreceğiz. Gerçek olan da şudur ki TSKnin yaptığı son açıklamalar ülke savunmasında yer alan, Atatürk devrimlerinden yana olan bizler için büyük bir moral ve övünç kaynağı olmuştur. Bu nedenle devletimizin en büyük ko ruyucusu olan ordumuz, en büyük dayanağımız olması sebebiyle sonuna kadar desteklenmelidir.
Yapılması gerekende, birçok parçalara ayrılmış ve kendini Kemalizm ilkelerine adayanların tek bir siyasi çatıda toplanmasından geçmektedir. Bu nasıl yapılır, nasıl işleve konur ve alt yapısı nasıl oluşturulur derhal buna eğilmek lazımdır. Bu zorda olsa, zoru başarmada tüm güçler birleştirilmeli, genç bir potansiyele ve genç bir yapıya sahip ülke sonuna kadar korunmalı.
Bu başarımda Ulu Önderimiz Atatürkün dediği gibi söylemimiz:
Ya istiklal Ya Ölüm Olmalıdır!
http://www.heddam.com
istanbul, ingiliz istilası altındayken, Ferit paşa kabinesine karşı konan Hıyanet-i Vataniye Kanununun maddelerine, Türk milletinin namusunu ve şerefini korumak, mevcut bütün kuvvet ve vasıtalarımızı icabına göre kullanarak, bizi yok etmeye çalışan düşmanların, düşmanca emellerini kırmak, işgal altındaki istanbulda emperyalizme hizmet eden ve milli hakimiyete karşı duran, işgal ordularına katılan, bozgunculuk ve casusluk yapan, iç isyanları düzenleyen elebaşları ve yandaşlarının vatan hainliği ile cezalandırılacaktır şekliyle ilk halini almış ve kabul edilmiştir.
1 KASIM 1922de Saltanatın kaldırılmasıyla kanunda ek değişikliğe gidilerek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin meşrutiyetine karşı davrananlar "vatan haini" sayılır. Milli hakimiyetin temsilcisi milli devlete karşı durmak vatan hainliğidir saptaması ile kabulüne gidilmiş.
4 MART 1924te Hilafetin kaldırılmasıyla yukarıda verilen son metne ek yapılarak,
25 ŞUBAT 1925te "Milli hakimiyete, milli devlete, birlik ve bütünlüğüne ve laikliğe karşı olanlar vatan hainidir" şeklinde son haline getirilmiş, fakat 1925te şeyh Sait ayaklanmaları sebebiyle kanunda yeniden bir ek düzenlenmeye gidilmiş. Bu düzenlemede: "Dini ve dini mukaddesatı siyasi gayelere esas almak veya alet etmek amacıyla cemiyetler kurmak, bu cemiyetlere girmek, dini kullanarak devletin şeklini değiştirmek ve bozmak, fesat ve nifak sokmak, gerek tek tek ve gerek toplu olarak, sözlü veya yazılı veya fiili bir şekilde nutuk söylemek veyahut yayın suretiyle harekette bulunmak vatan hainliği sayılır" denmiştir.
Evet görüldüğü üzere yapısı itibariyle istanbulun işgalinde, Ferit Paşa kabinesine karşı konan Vatana ihanet Yasası, daha sonra bazı dini ve bölücü ayaklanmalara karşı, milli devleti korumak maksadı ile konmuş ve ülke korunmasında bu yasa ta ki "12 NiSAN 1991e kadar bir emniyet supabı gibi hainlere karşı görevini yerine getirmiştir. Turgut Özal hükümeti, "Terörle Mücadele Kanunuyla" ve yine Turgut Özalın talimatıyla yasa yürürlükten kaldırılmış, ülke bugünkü bulunduğu karanlık döneme itilmiştir.
Vatana ihanet yasası iptali sonrasında, ülkenin durumuna bakacak olursak, dinin siyasete nasıl alet edildiğini, laikliğin nasıl zedelendiğini, tarikat ve cemiyetlerin nasıl çoğaldığını, dinin devlet kademelerine kadar girdiğini, devletin yapısının nasıl yıpratıldığını, fesat ve nifak ticaretinin nasıl yapıldığını, yazılı ve sözlü yıkıcı yayınların alenen yapıldığını görmekteyiz.
Anlaşılıyor ki: Şu an için Cumhuriyetimizin hali bu gösterge ile bir vahametin içine sürüklenmiş ve ülke 1920lerden daha da geri zihniyetlerin eline geçmiştir. Vatana ihanet yasasının kaldırılması ile asıl vatana ihanet burada yapılmış ve ülke tam bir milli devletten intikam alma sahnesine dönüştürülmüştür. Yapılan bu siyasi hata Cumhuriyeti adeta şeyh Saitçi zihniyetlerin at koşturduğu siyasi arenada, değerli ordumuz da bir yıpratılma çabası içinde bırakılmış ve toplumun bazı kesimlerine laiklik düşmanlığı pompalanmıştır.
TSKnin son yaptığı açıklamalara bakacak olursak, komutanların rahatsızlığı açıkça görülmektedir. Ülkenin içinde bulunduğu durum şimdiye kadar içerden ve dışardan yapılan hainliğin en fazla dozla yapıldığı acı bir gerçektir ki TSK rahatsız olmuş ve tavrını ortaya koymuştur. Tabi yapılan açıklamaların tesiri ne olacak onu da ilerleyen günlerde göreceğiz. Gerçek olan da şudur ki TSKnin yaptığı son açıklamalar ülke savunmasında yer alan, Atatürk devrimlerinden yana olan bizler için büyük bir moral ve övünç kaynağı olmuştur. Bu nedenle devletimizin en büyük ko ruyucusu olan ordumuz, en büyük dayanağımız olması sebebiyle sonuna kadar desteklenmelidir.
Yapılması gerekende, birçok parçalara ayrılmış ve kendini Kemalizm ilkelerine adayanların tek bir siyasi çatıda toplanmasından geçmektedir. Bu nasıl yapılır, nasıl işleve konur ve alt yapısı nasıl oluşturulur derhal buna eğilmek lazımdır. Bu zorda olsa, zoru başarmada tüm güçler birleştirilmeli, genç bir potansiyele ve genç bir yapıya sahip ülke sonuna kadar korunmalı.
Bu başarımda Ulu Önderimiz Atatürkün dediği gibi söylemimiz:
Ya istiklal Ya Ölüm Olmalıdır!
http://www.heddam.com
güncel Önemli Başlıklar